Ömer eve geldiğinde hava karamıştı. İçeri girdi. İçeride insanı derinden etkileyen çok hoş bir koku vardı. Salona doğru ilerledi. Evde kimse yoktu. Ev ilk defa bu kadar sessiz ve çok hoş kokuyordu. Koku Ömer'in başını döndürdü. Ömer odasına çıkmadı , şöminenin karşına oturdu. Heykele sırtını yasladı ve koku Ömer'in kendinden geçmesine neden oldu. Kendine gelmeye çalıştı , yanında bugünün gazeteleri vardı. Gazeteleri aldı ve okumaya başladı. Sıradan günlük haberler vardı. Güncel adlı gazetede
"Ortadoğu yine Karıştı, İsrail'in Filistin'i işgal etmekteki ısrarcı tutumuna Türkiye'den sert tepki geldi. Türk Silahlı Kuvvetleri Komutanları yaptıkları toplu açıklamada : eğer İsrail Filistin'den çekilmezse Mehmetçikler İsrail'de gerekeni yapacaktır ,diye açıklama yaptılar."
Mehmetçikler Türkiye'nin en gelişmiş askeri gücüydü ve şimdiye kadar dünyada hiçbir savaşta yenilmemişlerdi. Ömer "Savaş Kokuyor" diye söylendi. Alttaki gazeteyi aldı ondada aynı haber vardı :
"Mehmetçikler den İsrail'e ceza : İsrail'in Filistin'i işgal etmesiyle karışan Ortadoğu Türkiye'nin tepkilerine yol açtı. Filistin kurtuluş orduları ve Mehmetçiklerle ortak operasyon düzenleyerek İsrail İşgal kuvvetleri komutanını yakalayarak cezalandırıldı. TSK komutanının yaptığı açıklamaya göre İsrail Filistin den çekilmezse Mehmetçikler İsrail'de temizliğe başlayacak ve işgalcilerin cezaları verilecek. Bu açıklamaya diğer dünya devletlerinden sadece Almanya ve Rusya destekledi. Diğer devletler sessiz kalmayı tercih ediyor."
Ömer en alttaki gazeteyi aldı. Gazeteyi daha önce hiç görmemişti. Son Akrep isimli bir gazeteydi. Gazeteye iyice baktı. Tarih M.S 800 yılına aitti.Ömer şaşırdı. Bu gazete nerden çıkmıştı. Düşündü , gazete eskiden kalsa bile böyle bir gazetenin basımı o tarihte nasıl mümkündü. Bu olayın mantıklı bir açıklamasının bulamadı. Gazeteyi inceledi başlık :
"SON AKREP ÖLDÜRÜLDÜ" diye atılmıştı ve haber devam ediyordu.
"Kendisine akrebi simge alan Hun İmparatoru NivelaTurk Yastuchgin tarafından öldürüldü. Yastuchgin Çin asıllı bir tüccar. Şu günlerde seri katil olarak tanınan Yastuchgin henüz yakalanamadı. 800.11.01"
Haber aniden değişmeye başladı , gazetenin tarihide değişmişti.
"AKREPİN KATİLİ LİNÇEDİLDİ : son Akrep NivelaTurk ün ölümünden sorumlu tutulan Yastuchgin halk tarafından linç edilerek öldürüldü. Hun Yeniçeri teşkilatı olay üzerindeki araştırmalarını sürdürüyor. Teşkilat başkanı Ahmet Hanın yaptığı açıklamaya göre Yastuchgin cesedi bugün öğle saatlerinde ortadan kayboldu. 800.11.03."
Ömer'in tuttuğu Gazete birden Güncel gazetesinin eski sayısına dönüştü ve yere düştü. Ömer ne olduğunu anlayamamıştı.
Ayağa kalktı. Kapı açıldı içeri babası girdi. Elinde poşetler vardı, büyük ihtimalle alışverişten geliyor diye düşündü Ömer. Mehmet Beyin yüzünde korku ifadesi vardı. İçeri girince elindekileri yere düşürdü ve merdivene doğru ilerledi. Ömer babasının yanına gitti , fakat babası onu görmedi. Sadece "16" diyordu. Kendi kendine söylene söylene yukarı çıktı ve odasına girdi. Ömer babasının ardından zor yetişti. Kapıyı çaldı. Ses gelmedi. Bir daha denedi yine ses gelmedi. İçeri girdi. İçeride kimse yoktu. Babasına baktı babası gözükmüyordu.
Ömer babasının odasına ilk defa giriyordu. Daha önce hiç girme ihtiyacı duymamıştı. Oda çok değişikti.Yer ve tavan camdan yapılmıştı. Duvarlar bir ayna gibi görüntüyü yansıtıyordu. Fakat Ömer Aynada kendini göremedi. Ayna sadece hareket etmeyen cisimleri yansıtıyordu. Odanın ortasına geldi fakat diğer tarafa geçemedi. Bir engele çarptı. Sanki odanın diğer tarafı yokmuşçasına diğer tarafa geçemedi. Babasının yatağı duvarın yanındaydı. Üstünde bilgisayar duruyordu. Bilgisayar da garip bir akrep simgesi dönüyordu. Akrebin etrafında 010101 rakamları ve harfler sürekli hareket ediyorlardı. Ömer bilgisayar incelemek istedi fakat şifrelenmişti. Her harf için ayrı şifreleme sistemi. Babasını kendi yazdığı bir sistemdi bu. Babası BDG de çalışıyordu. "Hey Sen" diye bir ses duydu. Etrafına baktı. Kimse yoktu. Ses yineledi. Ömer bilgisayar baktı. Ses bilgisayardan geliyordu. "Kimsin Sen , kendini tanımla" diye seslendi bilgisayardaki akrep , Ömer "Ben Ömer , ya sen kimsin?" Akrep "Ben NivelaTurk ün bilgisayara aktarılmış hafızasının programıyım, yani NivelaTurk'üm" diye cevap verdi. "Böyle birşey mümkün değil, sen yıllar önce öldürüldün!"diye haykırdı Ömer. Akrep "Öldürülmedim, anlatırım, eğer istersen" dedi. Ömer "Elbette" Akrep :
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİVELA AMELELERİ
Science FictionHer karanlık gecenin bir sırrı vardır. Gerçek yaşanmış olaylardan uyarlanma ayaklarımızın altında gerçek bir hayat. Eski Orta Asya zamanına uzanan gizemli bir yolculuk. Günümüz dünyasınından gelecek teknolojilere ve bilinmeyen gizemlere doğru bir...