Bir cuma sabahına diğer sabahlarına göre daha mutlu uyanmıştım. Hafta sonu gelmişti çünkü. Aslında bu senenin son senemiz olduğunu hatırladıkça zamanın hızlı geçmesinden korkmuyor değildim. Mükemmel bir hayatım vardı ve üniversiteye geçince neler olurdu bilinmez. Arkadaşlığımızı asla koparmazdık zaten. Bizim kardeşliğimiz okul bitene kadar değildi. Her zaman ki gibi siyah ve beyaz bir şeyler giyip saçlarımı yaptım. Ne yapabilirim? Soyadımın hakkını vermeye çalışıyordum. Arada farklı renkler giymeye çalışsam da kendime en çok yakıştırdığım ve en sevdiğim renkler siyah ve beyazdı. Tabi bir de gri. Çantamı alıp aşağı indim. Kahvaltımızı edip Remus'un arabaya binip okula gittik. Bizimkiler ile buluşup sınıflara gitmek için dolapların olduğu koridora girdik ki Lily yanımızdan aslında James en kenarda olduğu için onun yanından geçip biz dururken o bize önünü dönüp sırıtarak "Selam James."dedi ve kızıl saçlarını savurup gitti. Arkasından 'Benim saçlarım daha güzel kızıl çıyan.' diye bağırmamak için zor tuttum. James bir anda "Ah." sesi çıkartıp kendini dördümüzün üstüne bıraktı. Neyse ki hemen yanında ki Remus'un refleksleri sayesinde hepimiz yere düşmekten kurtulmuştuk. Tabi Lily arkasına bakmadığı için görmemişti. Keşke baksaydı. İttirerek James'i üstümüzden kaldırıp dolaplarımıza gidip çantamıza bıraktık. Gerekli kitap ve defterleri alıp sınıflara dağıldık.
&&&&&&
Yazardan
Öğle arası zili çalınca Remus ve James beraber dersten çıkıp dolaplarına gittiler. Derste Sirius biraz gecikeceklerini söyleyen bir mesaj atmıştı. Remus sırtını dolaplara dayamış, James de onun yanında yan şekilde dolaplara yaslanmış bir şekilde ona dönüktü. Bir şey konuşuyorlardı ki yanlarına gelen kızılla ona döndüler. Lily sırtını Remus'un hemen yanında ki dolaba yaslayıp suratında ki sırıtması ile James'e bakıyordu. James ise gülümsememek için kendini zor tutuyordu.
"Selam James."dedi cazibesiyle.
"Selam Evans."
Lily, eskiden ona hep soyadı ile hitap ederdi bu yüzden James de öyle yapıyordu. Gerçi şu an içinden onun dudaklarına kapanmak istiyordu ama bunu yapamazdı. Lily, Remus'a döndü.
"Akşam kaçta gelirsin?"
"Yedi uygun mu?"
"Olur."
"Annenlere söyledin mi?"
"Evet."
"Bir şey dediler mi?"
"Seni anlattıklarımdan baya tanıyorlar zaten, seninle de tanıştıktan sonra sorun kalmaz."
"Tamam prenses."
Remus sırıtarak Lily'nin yanaklarını sıkmaya başladı. Aslında sanki şu an karşısında Ginger varmış gibi seviyordu Lily'i. Lily bir şekilde Remus'un ellerinden kurtulup saçlarını karıştırdı. Remus "Hey."diyerek saçlarını düzeltmeye başlarken Lily az önce ki cazibesi ile James'e döndü. Sanki saçında bir şey kalmış gibi yapıp James'in saçını düzeltirken James'in gözleri onu delip geçiyordu. Lily onun saçlarına dokunduğu için ellerini yıkamayabilirdi.
"Görüşürüz James."
O yanlarından ayrılırken James birkaç saniye arkasından baktı. Ardından onun etkisinden çıkar çıkmaz Remus'un yakalarından tutarak dolaba yapıştırdı.
"Ya ne yapıyorsun?"
"Asıl sen ne yapıyorsun ya? Arkadaşsınız falan diyorum da yakında dalacam oğlum sana."
"Hem grubunuza alın, hem Lily'nin sana gelmesini sağlayayım sonra yine suçlu ben olayım. Hepiniz bipolarsınız yemin ederim."
James, Remus'u bırakırken "Ne konuşuyordunuz oğlum o zaman?"dedi.
"Hafta sonu Lily bizde kalı-Sakin ol."
Remus, tekrardan üstüne atlamaya hazırlanan James'i durdurdu.
"Ben de bu akşam hem ailesi ile tanışmaya gideceği hem de onu alıp bize geçeceğim."
"Tam olarak neden sen de kaldığını sorabilir miyim?"
"Ablası ve ailesi geliyormuş."
"Petunia mı?"
"Evet. Sen nereden biliyorsun?"
"İki yıl her şeyi öğrenmek için yeterli bir süre. Neyse bana her şeyi anlatacaksın tamam mı?"
"Her şey olabilir Potter ama asla kimseyi satmam yani özel olmadığı sürece sana her şeyi anlatırım ve sen de artık beni kıskanmaktan vazgeç. He bu arada bir yararlı yönümü daha buldum. Sevdiğin kızın en yakın arkadaşı Snape değilde senin de arkadaşın olan biri."
"Arkadaşım değilsin Lupin. Daha birkaç gün olmuş olabilir ama Çapulculara katılan birisi artık kardeşimizdir."
Remus'un suratında bir gülümseme belirdi. James'in aklına bir anda bir şey gelirken yanlarına Peter ve Sirius geldi.
"Nasıl unuturuz?"
"Neyi?"
James dışında üçü hep bir ağızdan söyledikten sonra James hepsini bahçeye çıkarttı. Çimlere oturduktan sonra "Çok önemli bir şeyi unuttuk."dediğinde birkaç saniye sonra Peter ve Sirius "Hee."dediler.
"Neyi unutmuşsunuz?"
"Biz daha lisenin ilk günü arkadaş olduğumuzda yani Çapulcular oluşurken bir yemin üstüne kuruldu. Belki biraz saçma tam bizlik bir yemin. O yüzden sen de bir artık Çapulcu olduğuna göre ben söyledikten sonra tekrar et."
"Tamam."
"Bütün ciddiyetimle yemin ederim ki hayırlı bir şey düşünmüyorum."
Suratında bir gülme oluşan Remus tekrar etti.
"Bütün ciddiyetimle yemin ederim ki hayırlı bir şey düşünmüyorum."
Peter'ın bağırması ile hepsi Remus'un üstüne atladı.
"Grup sarılması."
Hepsi yerde debelenirken gülüyordu.