"Kuzgun" odasına aceleyle dalan adam yataktaki üstü çıplak olan ve alnında boncuk boncuk ter olan çocuğa baktı. acele hareket ediyordu ama Rüzgarın Sırtında olan dövmeye dikkatle baktı. Kaslı gövdede iki tane yabani kuş vardı ve siyah beyaz olan iki kuş ikisini andırıyordu.
Bu düşünce ile derince yutkundu karşısında yarı çıplak yatan adam aklına bir çok soru işareti bırakmıştı.Kafasını bir o yana bir bu yana sallayıp dikkatini dağıttı. Başka türlü olmayacaktı, bu sorulardan kurtulmak kolay değildi. Kuzgun kıpırdandı ama uyanmadı.
"Kuzgun çıkmamız lazım uyan." Diyerek şansını tekrar denedi. Sonrasında komidinin üzerindeki ilaçlar dikkatini çekti ve o an kaybetmek aklından geçen tek şeydi."Rüzgar!" Diye kükrediğinde Rüzgar yatakta sıçramıştı ama gözleri hala açık değildi. Karan onu düz çevirip yüzüne baktı. Biraz sarstı ve ağzında bir şeyler gevelemeye devam etti.
Rüzgar gözlerini zar zor aralarken kafasının iki yanında olan kaslı kollar be su yeşili gözlerin endişeli bakışları tamamen ayılmasını sağlamıştı.
"Deli misin lan sen! Bu kadar ilaç içilir mi!" Diye bağırdı endişeyi kenara bırakıp. Ama o öfke ve korkuyla yüzlerinin yakınlığını fark edemedi.
"Uzaklaş da düşünmeye başliyim teğmen." Dedi bir anda yoktu ki dilinin kemiği..
O an Karan ne yaptığını ve neden geldiğini tekrar hatırladı.
"Hadi kalk operasyon emri verildi. Hemen gitmemiz lazım." Diyip çıktı odadan. Parlayan siyah gözleri yakından görmek çok tuhaf hissettirmişti. Bir sene olmuştu tim kurulalı ve Rüzgar 7 aydır timdeydi en küçükleri oydu. O yüzden hep üstüne titrenirdi ama Karan onun da kendi üstüne titrediğini daha yeni anlıyordu. O gözlerdeki aydınlanma dünü bile aydınlatacak kadar fazlaydı. Ama hala küçük bir cocuğun hayranlığı diye düşündü.
Karan düşünürken giyinmişti bile.
Odadan seri bir şekilde çıkan rüzgara baktı yeşil tişörtü ve tam oturan askeri pantolonu ve yüzünde her zamankinden sert bir ifade ile ayakkabılarını giyiyordu.Karan da giyinmeye giderken Rüzgar oldukça gerilmişti. Hızla giyip
"Aşağıda bekliyorum teğmen." Diyip kapıdan seri hareketle çıktı. Anlaşılan zor bir gün olacaktı.•
Tehşisat odasında herkes bir hayli gergindi. Gidip dönemeyen olacaktı elbette. Herkes sağına ve soluna bir daha baktı. Unutmak istemiyorlardı birbirlerini. Özellikle rüzgar oldukça sakin duran Üstüne bakıyordu. Kumral adamın yüzünde hiç bir mimik gözlerinde ise hiç bir yaşam belirtisi yoktu. Avcı timi yine avlanmaya çıkıyor ve herkes bu avlanma sırasında birine mutlaka bir şey olacağını biliyorlardı. Çünkü bu çıktıkları en büyük operasyonlardan biriydi.
"La rüzgar sen yapma bari." Sercan omuzuyla dürterek söylediği şey rüzgarı tebessüm etmeye zorlamıştı. Sercan arkadaşını kolunun altına alarak kafasının üstüne bir öpücük kondurdu. En küçükleri Rüzgardı ve ona bir şey olmaması için tüm timin elinden geleni yapacağını biliyordu Sercan.
Bir anda teğmenin ayağa kalkması ile herkes pür dikkat teğmenin ağından çıkacak sözlere odaklandı.
"Bu operasyonda bize Demir Yüzbaşı eşlik edecek zaten tanıyorsunuzdur. Birazdan burda olur." Tek solukta söylediği şeyle içinin rahatlaması gerekiyordu ama kalbindeki taş bir milim bile yerinden oynamıyordu."Komutanım neden böyle bir şeye gerek duyuldu ki?" Sercan çekinerek sorduğu sorudan oldukça pişman olmuştu saniyeler içinde ama bir kere sesli düşünmüştü.
"Geçen operasyonda aldığım yara ve rüzgarı attığım tehlike yüzünden bu kadar büyük bir operasyonu benim yönetmemi istemedi Albay. Ve bilirsiniz ki emre itaat 5. Uyulması gereken kuraldır." Herkesin yüzü düşerken Rüzgar, Karana odaklamıştı gözlerini evet, teğmenin dediği doğruydu ama... Teğmen için canının hiç önemi yoktu.
Deponun kapısı gürültülü bir şekilde açılırken odaklar oraya dönmüştü. Demir yüzbaşı gözünü Avcılarda dolaştırdı. Hepsi oldukça hazırdı bunun için.
"5 dakikaya sahada olun Avcılar. Helikopter bekliyor olacak" Dedi otoriter ve emredici bir tonda herkesin gözündeki kararlılığı gördüğünde gözlerini Karana çıkardı."Konuşalım mı biraz." Dediğinde sesinin bu kadar yumuşak çıkmasını lanet okumuştu. Su yeşili gözler oldukça sert bakıyordu.
"5 dakika içinde sahada oluruz Yüzbaşım." Dedi sakin bir tonda. Demir bu tonu ilk defa tecrübeliyor olduğundan tüyleri üretmişti.Yüzbaşı yavaşça kafasını sallayıp çıktı depodan.
Barış ve savaş birbirlerine baktığında ikisi de aynı şeyi düşündüğünü anladı. Neler oluyor lan?Rüzgar eldivenlerini sakince giymeye başladı. Kimi şarjörleri aldı yanına, kimisi kaskını kontrol etti, kimisi yeleğini iyice üstüne ayarladı. Kısa süre sonra tüm Avcılar sahada rütbe sırasına girmişti bile.
Yüzbaşı son kez timine bakıp helikoptere binmişti. Sırasıyla Karan, Sercan, Rüzgar, Barış, Savaş, Oğuz da heme ardından bindiler gidecekleri yer cehennemin dibiydi ve hepsi birbirine emametti.