15.BÖLÜM ''PRENSES''

373 14 3
                                    

Cem Adrian - Her Şey Çok Sevmekten

"Sana inanamıyorum!" diye bağırdı annem kulaklarıma.

Kafamı ona çevirdiğimde kollarını göğsüne bağlamış benden bir cevap bekler gibi bir hali vardı.

"İster inan, ister inanma. Oldu mu?" deyince işaret parmağını sallayıp konuşmasına devam etti.

"Babanın duymasını istemezsin değil mi?" dedikten sonra işaret parmağını sallamayı bıraktı.

"Ne yaparsan yap anne." deyip hızlı adımlarla yanından ayrıldım.

Bana bakanlara aldırış etmeden yürümeye devam ediyordum. Adımlarım yavaşça hızını azaltmaya başlarken, sinirden dişlediğim yanakları serbest bıraktım. Esen'in, bana söylediği şeyler tekrar aklıma gelince, boynumda ki acıyla beraber canım çok yanıyordu.

Boş koridorda sessizce yürürken boğazımdaki acı iyice artmıştı. Dayanamayıp gözyaşlarımın yanaklarıma akmasına izin vermiştim. Olduğum yerde durdum. Aldığım düzensiz nefes başımın dönmesine neden oluyordu.

Derin nefes alırken, hıçkırarak ağlamaya başladım.

"İlda?" dedi Emre'ye ait olan bir ses.

Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip, burnumu hızlıca çektikten sonra, Emre elini boynuma doğru uzatınca ondan hemen geri çekildim.

Alay dolu bir kahkaha attığında, boş koridorda sesi yankılanmıştı.

"Yaralı panda ha? Çok çekici." deyince kızardığına emin olduğum gözlerle ona baktım.

"Beni, rahat bırak." dedim dişlerimin arasından.

"Ama ayıp ediyorsun." dedi. "Yarım kalan işimizi tamamlamaya ne dersin?" deyince dişlerimi birbirine bastırıp, ondan uzaklaşmaya çalışınca bir eliyle kolumu kavradı.

Beni kendine çekmeye çalıştıkça kollarından kurtulmak için direniyordum.

"Bırak onu." sesin geldiği yöne baktığımda yüzüm düşmüştü.

Hale'nin dediği cümleyle Emre beni bırakmıştı. Bana iyice yaklaştıktan sonra konuşmak için dudaklarını araladı.

"Nasılsın, İlda?" deyince cevap vermemiştim.

"Bıraktığım iz, harika gözüküyor." deyince dudaklarımı birbirine bastırdım.

Tırnağını aynı yere bastırınca nefes alamadığımı hissettim. Bir elimle kolunu tutup,

"Bırak, canım acıyor." deyince gülümsemesi suratına iyice yayılmıştı.

İyice bastırınca, gözyaşlarım yavaşça yanaklarımdan süzülmeye başladı.

Eliyle beni itince sendeleyip yere düşmüştüm.

Kendimi o kadar güçsüz ve yorgun hissediyordum ki.

Yavaşça yanıma eğilip,

"Bana neden yalan söyledin?" dedi sert tonda.

Cevap veremiyordum. Ne diyebilirdim ki?

"Bana cevap ver!" diyerek ellerini omuzlarıma bastırmıştı.

"Son kez soruyorum. Neden yalan söyledin?" deyince hızlıca yutkundum.

"Yalan söylemedim."

"Ne?" deyince,

"Ondan zor öğrenmiştim bu konuyu. Sen böyle birden değişince anlamıştı zaten. Bana kızdığı için böyle bir şey dedi."

OYUN OLMAZDI AŞKLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin