Dipsiz Karanlık - 5. Bölüm

540 171 21
                                    

''Sen şiir okumuyorsun belli,

şiir okusaydın eğer anlardın ki; âşık adam sınanmaz.''

Ah Muhsin Ünlü

Yankı'dan

Derler ki sürekli intikam almayı kuran bir kişinin yarası, kapanacağına işler. Galiba benimki de öyle bir durum, yani, sanırım, bilmiyorum.

Aklımda sürekli intikam almak var. Aras'a ağlarken görmek, parçalara ayırmak... Berru'yu da onun ellerinin arasında çekip yanıma almak, saçlarını koklamak.

Çetin Babanın bizi dilencilikten, o soğuk inşaat binasından kurtardığı günü hatırlıyorum da ne çok zaman geçmiş... '' Siz ikiniz '' demişti, ''yanıma gelin, buradan gidiyoruz ve bir daha hiç geri dönmeyeceksiniz '' Neden bizi almıştı, orada ne işi vardı sorgulamamıştık. Sadece en yakın dostum Aras'la sevincimize odaklanmıştık.

Sonra bizi baştan aşağıya eğitime aldı. Daha doğrusu bu eğitim ergenlik çağlarımıza denk geliyordu. Berru'dan sonra erkek çocuğu olmamış, zaten eşini de çok erken kaybetmiş. Bizde onun hiç olmayan oğulları gibiydik. Bir süre sonra ''Savaş '' soyadına sahip olduk. Artık mal varlıkların da da hakkımız vardı. Fakat benim gözüm sadece tek bir şeyi görüyordu, evin biricik kızı Berru'yu...

Öyle bir hüzün vardı ki gözlerinde adeta bir karadelik. İnsanı içine çeken bir karadelik. Sonra saçları, her sallanışında baharı getiriyordu, aynı gülüşü gibi... 17 yaşına geldiğimizde ancak ona açılabilme cesaretini toplamıştım, fakat benden önce davranan biri vardı... Aras. Benim can dostum, kardeşim Aras.

Biz kimsesizdik. Bizim kimsesizliğimizi Çetin Babam sardı, kalbimizde ki boşluğu Berru'ya duyduğumuz aşkla doldurduk.

Evin arka bahçesinde ki bankta Aras ve Berru'yu gördüm. Yanına gidecek Berru'ya cebimde ki kolyeyi verecek ve yıllardır içimde büyüttüğüm bu aşkı onunla paylaşacaktım. O da beni sevdiğini söyleyecek ve sonsuza dek mutlu olacaktık. Tabii ki de ben yanılmıştım, her zaman olduğu gibi... Ben ne zaman haklı çıktım ki ?

'' Yankı! Gelsene... ''

Aras bir anda bana sarıldı. Bende ona sarıldım, ''kardeşim'' dedi.

'' Çok mutluyum! Bak aramızda kalacağına yemin et. ''

'' Söz Aras, ne oldu söylesene. ''

'' Biz Berru'yla çıkıyoruz. ''

Hep hissetmiştim... Yıllardır, oynadığımız her oyunda Berru'nun yanında olmasından, ona bakışından hissetmiştim. Ama konduramamıştım, olmazdı böyle bir şey. Benim Berru'ya olan hislerimi bilmesi lazımdı. Evet ona söylememiştim fakat bakışlarımdan anlaşılıyordu! Sırf bakışlarımdan değil, tüm davranışlarımdan. Geçen sene sırf Berru'ya bir çocuk çıkma teklifi etti diye çocuğu doktorluk eden bendim. O gün ne kadar zorlanarak konuştuğumu, mutluluk taklidi yaptığımı hala hatırlarım.

'' Çok sevindim '' dedim. Halbuki içim kan ağlıyordu. Aşka dair ilk yaramı almıştım.

Bu kadar geçmiş yeter diye düşünmüştüm. İçim kararmıştı, son yarım saattir salonda babamı bekliyordum.

'' Yankı, hoş geldin. Gel biz oturalım, Aras aradı biraz geç kalacakmış. ''

'' Tamam babacım, geçin siz. Bir telefon görüşmesi yapmam gerek, sonra hemen geleceğim. ''

Babam masaya geçtikten sonra antreye gittim. Beni ne kadar duymazsa o kadar iyiydi.

'' Alo Turgut, müsait misin? ''

Dipsiz KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin