I : "beni mahvediyorsun."

1.4K 110 106
                                    

selam ilham geldikçe yzacam hadi bakalım

°°°

bilirsiniz, her şeyin bir adabı vardır derler.

topluluk içinde çıplak gezinmezsiniz veya "mangal yapmak yasak" tabelasının yanında mangal yapmazsınız. veyahut en basitinden, sokak ortasında öpüşmezsiniz.

evet, şimdi onları siktir edin.

çünkü ben, hawks, hayatımda tanıdığım en çekici adamla gece yarısında ve sokağın ortasında onun altına girmek için can atıyordum.

ağır yanık ve duman kokusu, her onun yanına geldiğimde değişmek bilmiyordu ve hiç yalan söylemeyeyim, en başta nefret etmiştim. ama zamanla, her mavi gözlerine baktığımda karnımdaki sıkışma daha da artmaya başlamıştı. duman bana onu hatırlatıyordu. kokusu bir zamandan sonra hiç silinmesin istemiştim, beni heyecanlandırıyordu.

bazen her şeyi siktir edip onu doyasıya öpmek istiyordum sadece. o kadar yasaktı ki, o kadar da değerliydi. alkol etkisini gösterdikçe her şey bulanıklaşıyordu ve ben her geçen saniyede bu yasağa kendimi daha da çok bağlıyordum.

soğuk metal dikiş her seferinde dudağıma çarptığında bana eşsiz bir ürperti veriyordu; ensemden sırtıma doğru. nefeslerimiz birbirine karışırken yanık kokusunu akciğerlerime daha da çok çekiyordum. alışmıştım.

o'na, kokusuna, bu yasağa, ajanlığıma- her şeye. günler birbirini kovalarken yarın ne olacak diye hiç düşünmüyordum ve aynı zamanda da kendimi parçalıyordum.

kanatlarım paltomun ardından titriyordu, her eli dokunduğunda. ne kadar hassas olduğumu biliyordu ve bu beni çıldırtıyordu aynı anda. topladığım saçlarıma elini daldırıp dağıtması da başka bir alışkanlığıydı. kulağıma saçlarımın çok güzel olduğunu mırıldanırdı, sonra da sıcaklığı hiç değişmeyen elleriyle saç köklerime değdirirdi parmaklarını. ben de her zamanki gibi mayışırdım elleri altında.

"kurogiri'nin yerini buldun mu?" diye söyledi, kulak memem dudakları altında ezilirken. titrek bir nefes verdim, o ise oraya işkence etmeye devam etti.

"evet," diye sayıkladım. dudaklarının kıvrıldığını hissettim. emdiği yeri bırakıp bana baktı sonra.

"iyi iş çıkardın, kuşcuk," adem elmamı öptü. takma ismi duymam ile yanaklarıma ateş bastı. normalde olsa kızardım ama tam şimdi, bu anda, kalbimi çarptırmıştı. elleri yanağıma çıktığında istemsizce onlara yaslandım. alaycı bir gülümsemeden sonra, "kızarıyorsun." dedi.

bunun üzerine daha da çok kızardığımda, kıkırdamasını duydum. "seni utandırıyor muyum?"

"beni mahvediyorsun."

°°°

"orospu çocuğu."

alarm, geniş odada yankılanırken başını daha da çok yastığa gömdü hawks. saçları her yerde, kanatları ise sırtına yaslanmış ve her zamankinden daha ağırdı. baş ağrısı da aynı anda bastırırken gözlerini sıktı. alkolü kesinlikle bırakmalıydı.

alarmının hemen ardından telefonu da ötmeye başlamıştı. sabahın köründe sanki bütün dünya ona karşıymış gibi, bir de sokaktaki araba sesleri onu delirtmek üzereydi.

sıkkın bir şekilde kafasını yumuşak yastığından kaldırdı ve telefonuna uzandı. tabii, alana kadar telefon kapanmıştı bile. arayan kişiye bakmadan -kim olduğunu zaten tahmin edebiliyordu- direk saate dikkatini verdi. saat 6'ydı.

hawks'ın o kadar erken kalkmasına rağmen işinin aslında tam bir vakti yoktu, zaten olmamalıydı da. o yüzden, hawks da bu olup olmadığını bile bilmediği vaktini güzel bir şeye harcamaya kararlıydı hep.

gün doğumu.

bu alışkanlığı başlayalı çok da olmamıştı. sabahın köründe kalkıp gün doğana kadar gökyüzünü izlemeyi ve boş boş düşünmeyi seviyordu. özellikle de bu alışkanlığını bir kişiden sonra edinmişti.

cama ulaşmadan önce hırkasını, her giysisi gibi özel olarak yapılmış, giymişti. buna rağmen sabahın soğukluğuna çok da karşı çıkamıyordu. gözleri buğulu, saçı dağınık ve her yeri ağrırken dün akşamdan kalan bulutların ilerleyişini izledi sakince. etrafta tatsız bir aydınlık vardı. sokakta bir sürü insan işlerine yetişmek için hızlıca yürüyordu. hawks ise, kendi apartmanında, etrafında uzun binalar olsa da gözlerini mavilikten almamaya çalışıyordu.

neden bunu yapıyordu kendisi de bilmiyordu ama, ilk gün doğumunu izlediğinde olduğu gibi aynı şekilde hissediyordu. yanında, izlediği kişi olmasa bile.

kelime sayısı: 556🍃

°°°

gittikçe uzun yazacam söz veriyorum, bunu prolog olarak düşünün ♡

ayrıca kitapta ağır konulara da yer vereceğim, o yüzden 15 yaş altındaysanız lütfen yorum yapmayın veyahut okumayın çünkü rahatsız olurum. ağır konulardan kastığım: ölüm (ana karakterler değil), uyuşturucu kullanımı, alkol, şiddet ve cinsel temalar.

bu kitap yazdığım bütün kitaplardan farklı olacak, hem konu hem de biçim bakımından. çünkü dabihawks diyince hep aklıma ağır temalar geliyor, konunun sadece "aşk" olmasını istemiyorum o yüzden de eğer buraya cıvık cıvık, fluff bir ilişki için geldiyseniz özür dilerim. 🤩

okuduğunuz için teşekkürler!

madder ⊹ dabihawks [✅]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin