II : "teşekkürler, kahramanım."

840 86 43
                                    

kitap mangayı takip etmiyor, sadece chapter 191'e kadar olan olaylar gerçek. ondan sonrası ve elbette bütün kitap benim hayal ürünüm. :)

°°°

"kapıda pusu mu tutuyordun?"

yorgun bir günden sonra, hawks apartmanına geri dönmüştü. kahramanlık işleri onu boğarken aynı andan da villain birliğini idare etmekte zorlanıyordu. hiç yalan söylemeyecekti, kahramanlık komisyonu ona bok gibi davranıyordu bu konuda. her kötü adamlarla çalıştığında mutlaka masumların başına bir iş çıkıyordu ve hawks izlemekten başka bir şey yapamıyordu. ve bu, oldukça travmatik bir şeydi. elin kolun sağlamdı ama hemen karşındakine yardım edemiyordun.

hawks kısacası delirmek üzereydi. kendine verilen görevin ağırlığı gün geçtikçe daha da ağırlaşıyordu. özellikle de kötü adamlarla daha da bir ilişki içinde olmaya başladığında. hepsi sahteydi, yalandı, değil mi?

dabi kahramanı gördüğüne mutlu olmuş gibi durmuyordu, kapısının önünde beklemesine rağmen. hawks bu duruma yorum yapmadan duramadı.

"maalesef. çünkü birileri gecikti," diye geri cevapladı dabi. yara izleri kapşonunu kaldırdıktan sonra daha ortaya çıkmıştı. turkuaz gözleri ve metal dikişleri de görünüşünü tamamlamıştı.

dabi. ideolojisi nedir, ne değildir kimse bilmiyordu. ona bu kadar yakınlaşmasına rağmen hawks'ın da hiçbir fikri yoktu. tabii, basitçe söylemek gerekirse, o da bütün birlik gibi kahramanların yok oluşundan başka bir şey istemiyordu ve bu biraz hawks'a koysa da, gerçekti. kötüler her daim kötüydü, bunu öğrenmişti villain birliği ile kaldığı sürece. ne kadar onlara yardım etmek istese de. özellikle dabi'ye.

hiçbir insan kötü doğmaz, sonradan kötü olur.

ve hawks, dabi'nin niye böyle bir seçim (?) yaptığını bilmek istiyordu.

"hâlâ bir kahramanım biliyorsun, dabi. kahramanın çalışma saatleri yoktur," dedi hawks cevap olarak. sonrasında ceketinin cebinden süslü anahtarlarını çıkardı. normalde balkonundan gelirdi ama kanatlarının yokluğunda yürümek zorunda kalmıştı.

dabi yaslandığı duvardan çekildi ve direkt hawks'ı izledi.

yaşıtı kesinlikle yorgundu. saçları dağınık -hawks'ın saçları her zaman dağınıktı ama her zamankinden daha farklıydı bu tabii ki de- ve normalde kocaman olan kırmızı kanatları ufacık kalmıştı. gözlüğü kırıktı. dabi, bunu hawks'ın farketmediğini düşündü. kahraman kapıyı açar açmaz, vücudunun her yerinde olduğu gibi yara izleriyle dolu elini hawks'ın gözlüğüne götürdü.

bu hareketle hawks olduğu yerde durdu. kafasını çevirip dabi'ye baktı. dabi de fırsattan istifade, yavaşca gözlüğü çıkardı parçalamamaya çalışarak. en azından artık kırılıp gözüne kaçmayacaktı. dabi niye bunun umrunda olduğunu bilmiyordu. elleri istemsizce hareket etmişti.

dabi kırık gözlüğü eline alır almaz ikiye bölündü. yere kum gibi dökülürken ellerinde sadece iki ucu kalmıştı. hawks ani hareketle hazırlıksız yakalanmış olsa bile kötü adamın ilgisine içinden gülümsemişti.

"kırıktı." diyip elindeki son kalan parçaları da yere attı dabi. hawks bir şey demeden kafasını çevirip içeri girdi. siyah saçlı adam, hawks'ın cevap vermemesine sinir olurken nefesini sertçe burnundan verip sonunda kendisi de kahramanın apartmanına girdi.

hawks sonunda içinde farketmediği şekilde bunaldığı ceketini çıkarıp astı. niye bilmiyordu ama ter basmıştı, aniden. ayrıca sıcak hissediyordu. ne yani dabi sırf kırık gözlüğümü çıkardığı için mi bu kadar rahatsız oldum? hawks, kendine gel! karşındaki bir seri katil! iyilik meleği değil!!

"ne oldu, dabi? zamanla yumuşadın mı?" diye alaya aldı hawks. bu hisden kurtulmanın tek yolu mal ve aklı havada olan bir kahraman gibi davranmaktı.

dabi'nin sinir olmuş bakışını sırtında hissederken, şu kelimeleri duydu; "ellerim kendi kendine hareket etti. kırık görünce sinir oldum."

hawks buna karşılık seslice güldü. sonrasında ise kapıyı ardından kapamış olan dabi'ye dönüp yaralı yanağına ikilinin aksine gayet masum olan bir öpücük kondurdu. cidden de gözlüğünün kırık olduğunu farketmemişti ve yaptığı iyiliğe niye yapmış olduğu umrunda olmadan bir cevap vermek istemişti.

"teşekkürler, kahramanım," diyip tekrardan güldü hawks, aynı andan da dabi'nin omzuna kollarını atarken. dabi karşılık olarak ona iğreniyormuş gibi bir bakış attı ama dediğinin aksine hawks'ın belirgin beline ellerini koydu.

"ew, kahraman olmamam için başka bir neden daha," bunu dedikten sonra uzun boyu sayesinde hawks'ın kulağına yaklaşıp, "her kurtardığım kişi kahramanım diyip sarılan yapışkan güzel bir kuş olmayacaksa."

hawks tepeden tırnağa kızardığını hissederken kafasını dabi'nin göğsüne koydu. yaşıtının göğsünün inip kalkmasıyla güldüğünü hissedip ve duyarken mal gibi hissetti. çok, çok yanlıştı ama şu ana kadar yaptığı her şeyden daha doğru gibi hissettiriyordu.

"buna bir cevabın yok?" uzun saçlarında bir el hissetti. "göründüğünden daha da safsın, kuşcuk."

lanet olası adam.

kelime sayısı: 653🍃

°°°

umarım eğleniyoruzdur gençler

yemin ederim böyle kısa kısa yazmayı özledim... bölüm daha hızlı gelsin diye az yazdım normalde 1000 kelime hedefi koyacaktım ama her şey sizin için. 💚💚

madder ⊹ dabihawks [✅]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin