KORUMA MELEĞİM

39 5 3
                                    

Küçük kızı ,revirin önünde bekliyordum.Ben hala beklemedeyken arkamdan biri dürttü,yerimden sıçrayarak arkama döndüm.Kalbim çarpıyordu rahat bir nefes aldım bu Charlıeydı.
-"Hey hey!korkma benim."
-"Oo dalmışım bir şeymi oldu?"
-"Yoo hayır dosyayı incelemek istediğini söylemiştin!
-"Aa evet benim ufak bir işim var eve gelince incelerim."
-"Peki ben sorguya iniyorum.Yarın 10.30 civarlarında Jackson savcılığa gidecek."
-"Tamam 9.00 da burda olurum."Başını sallayarak yanımdan uzaklaştı,bu arada küçük kız o bembeyaz çehresiyle gülerek bana yaklaşıyordu.
-"O iyi olacakmış"
-"Tabiki o seni bırakıp gitmez,hadi bana neler olup bittiğini anlat hem sana o zaman daha fazla yardımcı olurum."
-"Elbette"diyerek ziyaretçi kapısının önündeki eski banklara doğru ilerledi.Onu hayranlıkla izliyordum,beni büyülemişti.Püsküllü botlarıyla,minik minik adımlar atarak yerine oturdu,gözlerini kapatan kahkullerini arkasına atıp gülümsesi.Bende ona doğru yaklaştım ve banklara oturdum,konuşmaya çekiniyor başını önüne eğimiş parmaklarıyla oynuyordu.Elimi omzuna atarak;
-"Adın ne?"
-"Sydney senin?"
-"Benim adım Jessie memnun oldum tatlım."
-"Bende memnun oldum sen asker misin?"
-"Evet ben askerim."
-"Ben askerleri hiç sevmem ama sen iyi biri olmalısın."
-"Ya niye sevmezsin askerleri?"
-"Onlar kötü ve korkunçdurlar."
-"Neden öyle düşünüyorsun ki onlar seni bir çok seyden koruyabilir."
-"Hayır onlar benim koruma meleğimi elimden çekip aldılar.Sam onlara hiçbir şey yapmamıştı oysaki bu hayattaki tek varlığım o!"
-"Adı Sam demek Samı neden hapishaneye attılar ki?"
-"Bilmiyorum biz bir gün salonda oyun oynarken kapı çaldı.Kapıyı koşarak ben açtım,karşımda uzun boylu siyah gözlüklere sahip olan askerler vardı.'SAM GARRENT SAM GARRENT' diye bağırmışlardı kalın bir sesle ne olduğunu bile anlayamamıştım.Sam yanıma gelerek 
-'Buyrun benim'demişti onu alıp götürdüler.Sam bana hiç bir zaman nedenini söylemedi.Benim için çok önemlide değil zaten çünkü o masum."Diyerek konuşmasını bitirdi,onun kalbini kırmak istemiyordum.Şuan çok hassasdı kelimeleri haznemde seçerek cümle kurmalıydım.Yaklaşık bir dakika kadar gözlerimin içine baktı.Sanki o masum dememi bekliyordu,olumlu bir şeyler söylememi istiyordu.Daha fazla bekletmeden;
-"Öğrenicez,eğer senin dediğin gibi masumsa o çıkacak merak etme."
-"Ya çıkamazsa!"Sözünü tamamlayamadan bir hıçkırık düğümlendi boğazına yanlış bir şey mi söyledim diye düşünürken yanımıza uzun boylu,esmer,zayıf bir kadın geldi.
-"Merhaba,Sydney hadi gidelim"
-"Merhaba siz kimsiniz?"
-"Ben halası Marrie Garrent onu almaya gidelim izninizle..."dedi ve Sydneyin elinden tutup yanımdan uzaklaştılar.Samı sormaması biraz garip birazda saçma gelmişti,ama küçük kız beni fazlasıyla etkilemişti.Eve gitmek üzere aşağı indim,bir ambulans hastaneye doğru yaklaşıyordu.Ne olduğunu öğrenmek için park yerine doğru ilerledim,karakol çıkışından sedye çıkartıyorlardı bu Samdı.Hiç zaman kaybetmeden onu ambulansa zaman kaybetmeden koyup süratle gittiler.Soru sormama fırsat bile kalmamıştı,iyice meraklanmıştım neler olduğunu öğrenmek için yukarı revire çıktım.Wılma raporlarla uğraşıyordu kapıyı tıklatarak içeri girdim;
-"Müsait misin?"
-"Tabi Jess lütfen içeri gel!"
-"Sana bir kaç şey sormak istiyorum."
-"Tabi ne hakkıda!"
-"Sam eee yani az önce hastaneye sevk ettiğiniz maktül hakkında..."
-"Ne öğrenmek istiyorsun?"
-"Bildiğin herşeyi öğrenmek isterim"
-"Açıkcası bende onun hakkında pek bir şey bilmiyorum.Sydneyın anlattıkları dışında ve bir kaç rapor..."
-"O da pek bir şey bilmiyor aslında,raporlar...?"
-"Eeee Jessie onun beyninde bir ur var üzgünüm."O an başımdan aşağı kaynar bir su döküldü,sanki demek Sydney bunun için öyle demişti.Wılma bana dokundu ve;
-"Jess iyimisin?"
-"Eee iyiyim sadece kafam dalgın biraz onu keşfetmek isterim,yani her ayrıntısına kadar."
-"Hı tabi ben hastanenin ismini yazayım görüşmek istersen bu hastaneye gidebilirsin."dedi ve elime küçük beyaz bir kağıt sıkıştırdı.Üzerinde hastanenin ismi yazıyordu,hemen hastaneye gitmek için;
-"Ben çıkmalıyım teşekkürler..."diyerek odasından çıktım.

Kafam çok karışıktı,konsantrasyonum adapte olamayısım beni çileden çıkartmıstı.Düşüncelerimi toparlamalıydım,kafamda o kadar soru işareti vardı ki bu işaretleri giderebilecek bir kişi sanırım yoktu.Böyle düşünerek hiç bir şey elde etmiyordum boşa zaman kaybıydı.En iyisi eve gidip uyumalı ve sabah dinç bir Jessie olarak uyanmalıydım.Eve gitmek için arabaya bindim arka tarafta cam kenarına geçtim yaklaşık yarım saatlik bir yolum vardı.Bende bu arada düşüncelerimi toplamaya çalışıyordum.Olmuyor!Olmuyor!Sürekli bir şey benim dikkatimi bozuyordu derin bir nefes aldım teksasa varmıştık.Arabadan inerek evin yolunu tuttum,Sydneyin şu gözü aklıma geldi.
-"O benim koruma meleğim..."O cümle kafamda sürekli tekrarlanıyordu,onun koruma meleği Sam benim koruma meleğim kimdi?

KIZIL ELMASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin