"Narin hala daha inanamıyorum sana. O kadar kebap'dan sonra bu etleri nasıl yiyon kızım? Nereye gidiyor bunlar?" Melo'ya sırıtıp omuz silktim ve elimdeki eti iştahla yedim.
"Sana ne kızım? Nereye gidiyorsa gidiyor." diye bana destek verdi Melisa'nın abisi Barut abi.
"Aynen Melisa, napcan benim yediklerimi? Hem sen lokmalarımı mı sayıyorsun? Çok ayıp" diyerek ona şakadan kınayıcı bir bakış attım.
Melo ayağa kalkıp "Off ne yaparsan yap ama sonra kilo alınca 'kanka ben şişko oldum' diye bana ağlama" dediğinde ona dil çıkardım.
"Hey, kızlar hadi gelin okey oynicaz" ilerde yere örtü serip üzerinde oturan guruba baktım.
Abim, Demir abi, Elif abla, Mevsim abla, Pelin, Ufuk abi ve o vardı yani Hızır abi.
"Geliyoz" diye bağıran Melisa'ya içimden sövsemde 'oynamicam' demekte şu durumda çok göze batardı.
Ellerimi temizleyip yanlarına gittiğimde abimin yanına kuruldum.
O da bunu bekliyormuş gibi kolunu omuzlarımın üstüne attı ve beni geniş göğüsüne çekti."Şimdi iki tane okey'imiz var" dedi abim önümüzde duran iki oyun paketini göstererek.
"İki guruba ayrılacağız. Bu guruptan ve bu guruptan en çok kazanan iki kişi finale kalcak" diyerek devam etti Ufuk abi."Anlaştık" dedim.
Guruplara ayrılmıştık.
Ben, abim, Mevsim abla ve Huzur abi oynuyorduk.
Diğer gurupta ise Melo, Demir abi, Elif abla, Ufuk abi vardı Pelin ve Barut abi izlemek istemiştiler.
Oyun'un ilk üç tur'unu Hızır abi kazanmıştı. Sinirden köpürürken o nun dudaklarının kıvrıldığını gördüm.
İnad edip dördüncü turu ben kazanmıştım. Zaten ondan sonra bitmişti.
Diğer guruptan kazananlar Ufuk abi ve Mevsim abla olmuştu.
"Hadi bakalım" diyerek onlarla oyuna başladık.
Tabikide yine Hızır abi kazanmıştı.
"Oğlum bi dur dakika bir gol bir" diye isyan etti Ufuk abi çünkü Hızır abi gerçekten kısa sürede kazanmıştı.
"Ya biriniz şarkı açsın" diye isyan ettim.
Elfi abla şarkı açtığında diğer tur'a başlamıştık.
Bu turun kazananı ise ben olmuştum tabikisi.
"İşte bu be" diyerek kendimi alkışlıyordum.
"Kimin kardeşi" abim omuzlarımı ovarken mutlu mutlu gülüyordum.
😎Hızır Reis Karakaya😎
Karşımdaki küçük bedenin sevinci gözüme komik görünüyordu. Bir oyun için bu kadar sevinmesi değişikti.
Ara sıra göz göze geldiğimizde parlayan mavi boncukları'nı hemen kaçırıyordu benden.
Bu hali bana küçük bir kız çocuğunun yabancıların yanındaki utangaç hallerini anımsatıyordu.
Son turu oynarken nasıl uğraştığını görmek beni güldürmekten başka birşey yapmıyordu.
Aslında tam şimdi oyunu bitire bilirdim ama onun etrafa gülücükler saçarken ki halini görmek için kazanmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEGANE
Romance... "O gözlerin değmesin başkalarına. Birisine bakacaksan bana bak." Yutkundum Yutkundum ve birdaha yutkundum "Sende bakma" bir anda çıktı ağzımdan bu kelimeler. Hızır'ın dudaklarında oluşan hafif bir hareketlilik benim kalbime nasıl dokunuyordu...