•on beş•

1K 73 160
                                    

"Ruhuna dokunan insanı bul. Konuştuğunda gözleri gülen ve seni olduğun gibi seven..." -Leo Buscaglia

*

"Planı anladın, değil mi?" dedim üçüncü kez. "İstersen tekrar üstünden geçebilirim?"

Cenk, deniz aslanı taklidi yapmak için ağzına soktuğu çubuk krakerleri çıkarıp birer birer, dudağını büzerek yemeye başladı. 

"Anladık kızım," dedi sinirlenerek. "Ordan bakınca ikinci seferde anlamayacak gibi mi duruyorum?"

Burdan bakınca... 

Ağzının kenarlarına bulaşmış kraker tozlarını tek gözünü kapatıp yalamaya çalışıyordu.

"Yok canım," dedim sahte bir gülümsemeyle. "İşi garantiye almak istedim sadece."

Cenk boğazını temizleyip dikleşti ve ciddi bir tavırla elini masaya koydu. 

"İçeri giriyoruz. Seni Rüzgar'dan saklayarak herkesle tek tek konuşup bilgi topluyoruz. Seni ispiyonlamaya kalkan olursa da..." Cenk sinsice sırıttı. "Onun icabına bakıyoruz."

Heyecanlanıp elimi Cenk'e uzattığımda beşlik çaktı. "Sence bulabilecek miyiz?"

"Bulamasak bile bir fikrin olmuş olur. Hadi," Cenk gülümsedi. "İçeri girme zamanı."

*

Kafamı mutfak kapısından çıkarıp Rüzgar ortalıkta mı diye kontrol ettim.

Görünürde koltukta oturmuş içki içen ayaklı testosteronlardan başka pek bir şey yoktu.

Yani abimi göremedim.

Cenk çenesini benim kafamın üstüne yerleştirdi. "Ortalık temiz."

Cenk önde olmak üzere, ikimiz de küçük adımlarla ilerlerken sanki beni hiç fark etmeyeceklermişçesine Cenk'in tişörtünün arka kısmını avcuma alıp iyice büzüldüm.

Aniden durduğumuzda bir an hızımı alamayınca Cenk'in sırtına çarpsam da ses çıkarmamaya çalıştım.

"Rüzgar yok mu?"

"Ali ve Emir'le yukarı çıktılar." dedi tanıdık bir ses. "O arkandaki Nehir mi?"

Cenk'in bir şey söylemesine fırsat vermeden gülümseyerek fırladım.

"Selam!" dedim neşeyle. Elimi uzattım. "Tuna'ydı, değil mi?"

Aslında ismini bilmediğimden değildi, sadece tepkisini görmek istiyordum, o kadar.

Tuna çapkınca sırıttı. 

"Öyleydi." dedi uzattığım elimi sıkarken. "Mutfakta bir sorun mu oldu?"

Kafamı Cenk'e çevirdiğimde onun çoktan buradan uzaklaşıp merdiven kenarındaki birkaç kişiyle konuştuğunu gördüm.

"Bir sorun yok." dedim şirince gülümseyerek. "Çok sıkıldım sadece. Sohbet etmeye geldim."

Tuna ikileme düşmüş gibiydi. 

Eh, onu biraz iteklemeliydim sanırım.

"Hadi ama Tuna," dedim dudaklarımı büzerek. "Gerçekten çok sıkıldım."

Tuna bakışlarını yukarı kaldırıp derince bir iç çekti. "Bilemiyorum Nehir." dedi. "Rüzgar'ın öfkesini üstüme çekmek istemem."

Bu da ne korkak çıktı!

Kaşlarımı çattım. "Kıçı kırık Rüzgar'dan mı korkuyorsun birade..?" Duraksayıp bozuntuya vermemek adına öksürerek boğazımı temizledim. "...Tuna?"

Sen Güldüğünde || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin