\\21// "FECAAT SAATİNDEN BİR DAKİKA ÖNCE II"

2.1K 88 1K
                                    

21

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

21.BÖLÜM "Fecaat Saatinden Bir Dakika Önce II"

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.

İyi okumalar dilerim.

-

Sabahtan beridir yüzüne bakmadığım telefonumun zil sesi, Atilla odadan gittikten çok sonra yankı yaparak duyularımın hanesini ele geçirdi, şiddetlenerek seyir merkezimin tam orta yerine kuruldu. Masanın üstünde duran telefonumu istemeyerek elime aldığımda, gözlerim yarı açık bir halde ayakta uyuyordum. Yaşadığım stres buhranı son zamanlarda fazlasıyla uykumu getiriyordu. Göz pınarlarımın oluğundan uyku fışkırıyordu. Gözlerimi ovuşturarak ekrana baktım. Beni arayan numara rehberime kayıtlı değildi. Rehberime kayıtlı olmadığı gibi sıralı sayıların hafızamda tanıdık bir sureti de yoktu. Ayrıca, numaranın hangi ülkeye ait olduğunu bilmiyordum. Yabancı numaraların çağrılarını onaylayan birisi olmadığım için telefonu kapatmak istedim. Fakat içimden bir his, bu çağrıyı onaylamam gerektiğini söyledi bana.

Çağrıyı onaylayıp kulağıma götürdüğümde düşündüğüm tek şey vardıysa, o da, akşam saatinde beni arayan kişinin kim olduğu sorusuydu.

"Alo?"

Hattın diğer ucundaki kişinin sinyal gücü pek iyi değildi sanırsam. Belirli aralıklarla ahizeden cızırtı sesleri nüksediyordu. "Kimsiniz?" Bir an, sorunun bende olduğunu düşündüm ve pencerenin dibine tünedim. Ayaklarımın altına işleyen soğukluk ile kolumu karnıma doladım. Karşı tarafın cızırtı sesleri birdenbire kesildi. "Orada mısınız?"

Yedi saniyenin sonunda, "Fecir," dedi, yıllardır sesine aşina olduğum, sırtımdaki kanatların yaratıcısı olan adam.

Yere yığılmamak için vücudumu duvara yasladım.

Bir ses, sadece bir ses, nasıl olabiliyordu da iki ayağımı yerden kesebiliyordu?

Göz pınarlarımı aşındıran tuzlu sululukla, "Rahşan," diyerek fısıldadım, dilimin altına kıstırdığım ismi ağzımın içinde eriyip yok oldu. "İnanamıyorum beni aradığına. Sahi, bu sen misin?" Fütursuzca yitip giden günlerin sonunda nihayet sesini duymuştum.

Kalp çarpıntılarımın gürültüsünü bastıran vuslatın demini içtiği diri yutkunuşuyla, "Fecir," dedi tekrardan, sesinin alt tonundaki mahmurluk hissi ebedi varlığını cümle âleme sergiledi. "Şükürler olsun, altı günün sonunda nihayet seni arayabilmeyi başardım."

"Neredesin sen?" diye sordum hemencecik, heyecanıma yenik düştüğüm tonlamayla dudağımı kanatarak ısırdım. "Neden günlerdir çağrılarıma yanıt vermiyorsun? Neden Tahir babaya ulaşamıyorum? Neden onun da telefonu kapalı? Tanrı aşkına çıldıracağım, neler olduğunu biriniz anlatsın artık bana!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 17, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖLDÜR ya da SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin