3.BÖLÜM

39 9 20
                                    




Minjae Huijun'un sözlerinden pek etkilenmedi açıkçası. Çünkü Huijun haftanın her günü herhangi birine aşık olabilecek biriydi.

Bu sözü o kadar çok duymuştu ki sadece güldü. Huijun kocaman sırıtmasıyla "Bu sefer ciddiyim." dedi. Minjae "Aynen, her seferinde çok ciddisin sen kardeşim." dedi.

Huijun ise "Senin gibi soğuk kalpli olmaktan iyidir." dedi.

Minjae arkadaşları ve genel olarak çevresi tarafından hep sevilen biriydi ama hiçbir zaman bir kız veya erkeğe aşık olmamıştı. Zaman kaybı olarak görüyordu bu tür ilişkileri. Huijun'un sözlerini boşverdi ve önündeki kitabı okumaya devam etti.

Sonunda dersler bittiğinde Huijun hevesle ayağa fırladı ve hemen oyun oynayabilmek için resmen koşarak evine doğru yola koyuldu.

Minjae onun aksine yavaş ve sakin bir şekilde çantasını topladı,sınıf başkanı olarak tahtayı sildi ve son olarak camları da kapatıp sınıftan çıktı.


Okul kapısında sınıf öğretmeniyle karşılaştı. Öğretmeninin yanında kendinden birkaç yaş küçük görünen bir çocuk vardı. Üzerindeki forma kendi liselerinin değil ve nedense kırış kırış ütülenmişti.

Selam verip geçecekken merak edip biraz daha durmak istedi.

Öğretmeni Minjae'yi farkedip noldu gibi baktığında Minjae "Hocam bir sorum var da siz konuşun ben beklerim." dedi. Öğretmen başıyla onayladı ve yanındaki çocuğa döndü. Çocuk "Hocam bu okula hemen nakil olabilir miyim?" dedi.

Minjae dönem sonlarına doğru kim başka okula nakil olurki diye düşünüyordu. Öğretmeni "Tabiki bir şekilde hallolur ama özel değilse nedenini sorabilir miyim?" dedi.


Küçük çocuk ise başını hafif eğmiş ardından "Sadece abimle buraya taşınmamız gerekti." dedi. Öğretmeni konuyu uzatmadı ve başını anlar bir şekilde salladı.

Minjae'ye dönüp "Ne soracaktın Minjae?" dedi. Minjae ne soracağını bilmediği için "Unuttum hocam. İyi akşamlar" deyip uzaklaştı. Yolda çocuğun neden bir anda taşınması gerektiği düşünüyordu.

Evet Minjae kendi derdinden çok başkalarınınkini düşünen bir tipti.

Eve geldiğinde mutfaktaki annesinin yanağına bir öpücük kondurdu ve odasına geçti.


Derslerini tekrar etti,üniversite sınavı için birkaç sınav çözdü.

Akşam yemeğinde de fazla düşünceliydi. Hatta annesi endişelenip "Minjae iyi misin çocuğum?" dedi. Minjae iyi olduğu söyledi ve bugün olanları anlattı.

Babası şuan nöbette olmayıp yaptıklarını duysaydı sanırım çok mutlu olurdu. O sırada dışarıdan gürültülü bir ses geldi.

Minjae şaşırırken annesi "Üst kattaki dairelerden birine yeni birileri taşınıyormuş oğlum. Birazdan dışarı çıkar bakarız." dedi. Minjae ise onaylarcasına başını salladı.

Masayı toplayıp annesiyle kapıyı açmışlardi ki merdivenlerden bağırma sesi geldi. "Abim size hiçbir şey söylemiyor olabilir ama bizim paradan çok daha fazla ihtiyacımız olan bir şey var. Neden para göndermek yerine bir kere de siz gelip bize kendiniz bakmıyorsunuz? Abim için ben dahil her şeyin sorumluluğunu alması fazla değil mi? O daha 21 yaşında anne. Her gün baş ağrısından geç saatlere kadar uyuyamıyor ama sırf bana kahvaltı hazırlamak için erkenden uyanıyor. O da hala öğrenci. Kendi hayatı var ama hiç mutlu görünmüyor..." diye konuşmaya devam eden çocuk Minjae'nin okul çıkışı gördüğü çocuktu.


Annesinin gözleri büyümüş duyduklarını anlamlandırmaya çalışıyordu. Minjae ise anlamaz bir şekilde etrafa bakıyordu.

O an gözleri merdivenlerde büyük bir kutu taşıyan genci buldu. Bu konuşan çocuğun abisi yani bayılan üniversiteli hyung muydu?











Yeni bölüm geldi. Umarım beğenmişsinizdir. Görüşlerinizi yorumlarda lütfen belirtin💖

I'm In Love (Bic×Minjae)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin