I'm In Love (Bic×Minjae)

8.BÖLÜM

Baştan söyleyim arkadaşlar yazım hataları varsa yorumlarda uyarın beni düzelteyim. Kontrol edecek zamanım olmadı:(

Birkaç hafta geçmiş Minjae ile Seungmin arasında farklı gelişen bir olay olmamış sadece bir kere Junhyuk'la Seungmin Minjaelerin evine akşam yemeğine gitmişlerdi. Bugün ise günlerden pazartesiydi.

Minjae sabah yine Junhyuk'la okula gitmek için kapıda bekliyordu. Seungmin son zamanlarda yaptığı gibi Junhyuk'la Minjae'ye basit,araştırmalık bir şeyler hazırladı.

Kendini iyi hissetmiyordu. Son zamanlarda yine kilo vermeye başlamış ve sağlığı gittikçe kötüleşmişti. Junhyuk abisinin bu halinin farkında olsa da yapabileceği hiçbir şey yoktu. Bu yüzden Minjae'den fikir almayı düşündü.

Okula doğru ilerlerken "Hyung." dedi. Minjae, normalde sessiz ya da kendisinin sorularıyla  geçen okul yolunda Junhyuk'un sorusuyla hemen kafasını yana çevirip "Efendim Junhyuk?" dedi. Junhyuk dışarıdan bakılınca cidden huzursuz görünüyordu. Ve bu Minjae'yi daha da meraklı ve telaşlı yapıyordu.

Junhyuk bir süre daha ne söyleyeceğine karar veremezken Minjae tekrardan sordu "Sorun ne Junhyuk? Yolunda gitmeyen bir şeyler mi var?"

Junhyuk Minjae'nin bu sorusunun üstüne daha fazla içinde tutamayıp "Abim hyung. Sorun abim. Onun için endişeleniyorum." dedi. Minjae bu durum karşısında ne demesi gerektiğini bilmiyordu. O da farkındaydı Seungmin'in iyi olmadığının ama bir yabancı olarak yapabileceği bir şey yoktu.

"Ne için endişeleniyorsun Junhyuk? O hastalandı falan mı?" diye sordu Minjae. Junhyuk başını  onaylamaz bir şekilde sağa sola salladı. Ardından "Hayır hyung bir hastalığı olduğundan değil. Ona bakarsan ne kadar sağlıksız ve zayıf olduğunu görürsün. Zaten çok yemeyen biriydi bir de son zamanlarda hiç yememeye başladı. Onun için endişeleniyorum. Bana söylemese de her ayağa kalktığında gözleri kararıyor ve birkaç saniye boyunca hareket edemiyor. Bayılacak diye endişeleniyorum. Onun için çok kötü hissediyorum." dedi.(Bu arada bu göz kararma olayı cidden var olan bir şey ve ben de çok yaşıyorum vitaminsizlikten. Böyle olmak istemiyorsanız lütfen kendinize dikkat edin sevgili okuyucularım.)

Minjae yol boyu Junhyuk'u teselli etmiş ve çoktan birkaç çözüm bulmuştu. Okul bittiğinde Minjae kursu olan  Junhyuk'u beklemeden eve gitti. Üstünü hızla değiştirdi ve koşarak üst kata çıktı. Derin bir nefes alıp zile bastı. Ne kadar beklese de kapı açılmadı.

O an aklına Seungmin'in üniversitede olabileceği aklına geldi. Şuan kaybedecek zamanı yoktu. Seungmin'in üniversitesine doğru yola koyuldu. Yolda bir kafeden araştırmalık bir şeyler aldı ve sonunda üniversiteye ulaştı.

Kapıdan girer girmez sanki herkesin bakışları üzerinde gibiydi. Minjae ise üzerindeki bakışları umursamadı. Yanından geçen birine sormayı planlarken bir kız onu durdurdu ve "Hangi fakülteyi arıyorsun?" diye sordu. Minjae tam Seungmin'in fakültesini söyleyecekken bir el omzuna dokundu.

Minjae başını sol tarafına çevirdiğinde Seungmin'i gördü. Seungmin şaşkın bir şekilde ona ve yanındaki kıza bakıyor ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Birkaç saniye sonra "Burada ne işin var Minjae?" diye sordu. Minjae gözlerini Seungmin'den çekip kısa bir süreliğine kıza döndü ve "Aradığım kişiyi çoktan buldum. Yine de teşekkür ederim." dedi. Kız mutsuz bir suratla önemli değil diye mırıldanmış ve uzaklaşmıştı.

Minjae soluna tekrar döndüğünde şaşkın Seungmin'i görmenin mutluluğuyla kocaman gülümseyerek  "Seni görmeye geldim hyung. Evde olmadığını farkedince okuluna geleyim dedim." dedi. Seungmin hala şaşkın şaşkın bakarken Minjae onun ince bileğinden kavradı ve bahçenin banklarına doğru çekti.

Geciken bölümlerden dolayı çoook özür dilerim ama normal bir lise hayatından çok daha yoğun bir hayat sürüyorum. Dersler,ödevler,performanslar,kaynak kitaplar bir yana katıldığım yarışma,TÜBİTAK projem,şiir okuma derken cidden hiç zamanım olmuyor. Çok yakında 9.bölüm de gelecek sonrasına bir söz vermeyeyim şimdilik. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Yorumlarda buluşalım💚