6.BÖLÜM

25 4 3
                                    






15 dakika kadar sonra Seungmin mesajdaki yere vardı. Bu restorant yeni taşındıkları evlerinin yakınlarındaydı. Yeni açıldığından olsa gerek çok kalabalık görünüyordu.





Seungmin restorantın girişine doğru ilerledi. İçeri girdiğinde kapıya yakın bir masada Huijun'u gördü. Yanına vardığında Huijun ayağa kalktı, "Merhaba hyung." dedi ve Seungmin'e hafifçe sarıldı.




Seungmin biraz şaşırsa da o da merhaba deyip karşısına oturdu.



Huijun oturur oturmaz konuşmaya başladı. "Merhaba hyung. Geldiğin için teşekkür ederim. Ben Huijun. Yakında 20 yaşına gireceğim. Hemen şu kenardaki lisede son sınıfım." dedi.




Seungmin Huijun'un enerjisine hayran kaldı. Kendi lise sondayken sessiz ve derslerine odaklı bir öğrenciydi.




Eskileri düşünmeyi bırakıp "Ben de Seungmin. Seoul Üniversitesinde 2. sınıfım Huijun." dedi. Huijun Seungmin'i dikkatle izliyor,her dediğine başını sallıyordu.



Seungmin'in sözü bitince "Hyung o gün için tekrardan özür dilerim. Arkamda senin olduğunu bilmiyordum. Keşke kenara kaçmasaydım." dedi.



Seungmin ise onu önemli değil diye geçiştirdi ve siparişlerini verdiler. Aslında olanlar o kadar da önemsiz değildi.


O gün başı kopacakmış gibi ağrımış,zaten günde toplasan uyayabildiği 3-4 saati de uyuyamamıştı. Ama umursamadı. Seungmin'in başına bir şeyler gelmese zaten tuhaf olurdu.




Siparişleri geldiğinde küçük bir sohbet eşliğinde yemeye başladılar. Aslında bu bir sohbetten çok soru cevap gibiydi. Huijun soruyor,Seungmin ise cevaplıyordu.




Yemeklerinin yarısına geldiklerinde Seungmin tamamen doydu ve oturağını biraz geri çekti. Huijun oturağın çekilme sesiyme meraklı bakışlarını Seungmin'e çevirdi.




Ardından "Noldu hyung? Neden yemiyorsun? Beğenmedin mi yoksa?" dedi. Seungmin hayır dercesine başını salladı ve "Yemek cidden güzeldi ama ben doydum Huijun." dedi.




Huijun abartmayı sevdiğinden gözlerini kocaman açtı. "Ne demek doydum hyung? Biraz daha ye. Aç kalma. Al bakalım." dedi ve Seungmin'in kaşığına aldığı yemeği Seungmin'in ağzına doğru uzattı.




Seungmin başta şaşı bir şekilde kaşığa bakmış ardından ise kaşığı Huijun'un elinden almış ve öyle yemişti.



"Cidden doydum Huijun. Senin hatrın için yedim bu kaşığı da. Hadi hızlıca yemeği ye de kalkalım artık." dedi.



Tabi o sırada ikisi de restoranın kapısından arkadaşlarıyla içeri girmek üzere olan Minjae'nin onları izlediğinden habersizdi.



Minjae Huijun'un onunla neden yemek yemeye gelmeyi reddettiğini anladı. Aslında hayalkırıklığına uğraşmıştı Minjae. Arkadaşının cidden aşık olduğum dediği kişi Seungmin çıkmamalıydı.




Kendisine tam olarak itiraf edemese de Minjae de Seungmin'e ilgi duyuyordu. Arkadaşı ve Seungmin'i öyle görünce restoranta daha tam giremeden dışarı çıktı.




Büyük bir ikilemdeydi. Yanlarına gidip selam verebilirdi ya da şuan hiç geri dönmeyip uzaklaşmalıydı. Minjae ikinci seçeneği seçti ve hızla oradan uzaklaştı.



Tuhaf hissediyordu. Arkadaşının aşık oldum dediği çocuk nasıl hoşlandığı çocuk olabilirdi? Şansızdı. Minjae daha da düşünmemek adına sınıfına gidip sırasına oturdu.




Bu öğlen hem bir şey yememiş hem de hayalkırıklığı yaşamıştı.




O sırada hala restorantta olan Seungmin ve Huijun ayağa kalktılar. Seungmin ne kadar ısrar etse de Huijun sözünü tutup ikisinin hesabını da ödedi. Birlikte dışarı çıktılar.





Huijun Seungmin'e veda etti ve okuluna doğru ilerledi. Seungmin de eve doğru ilerledi. Yorgundu,halsizdi ve tuhaf duygular içindeydi. Seungmin Huijun'u ikinci bir küçük kardeş olarak görüyordu.




Ve inanın bir çocukla daha uğraşacak hali yoktu. Kardeşi ona yetiyordu. Eve geldiğinde kendini yatağına attı. Gözlerini kapattı ve derin bir uykuya daldı.













Yeni bölüm sabahın köründe geldi ama cidden hiç zamanım yok ve yazılılar da başlamak üzere. Elimde hazır 1 bölüm daha var. Onu da bir ara atıp yazılı haftası hiç aktif olamayacağım. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 💗💓

I'm In Love (Bic×Minjae)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin