1.6

2K 219 165
                                    

"Seungmin. Beni dinle bir. Bırak şu pudingi." Yeji battaniyesini kafasına çekmiş Seungmin'in gözleri önünde elini salladı. "Puding yiyince çözülecek mi her şey?"

"Pudiynk beni mutvu ediyoğ." Ağzındaki plastik kaşık yüzünden düzgün konuşamayan Seungmin'e yüz buruşturdu Yeji.

Elindeki muzlu puding kabını çekip mutfağa götürürken arkasından bağıran Seungmin'i umursamadı.

Seungmin'e mesajları gitmeyince merak edip onu aramıştı, sonra öğrenmişti evine gelip olan biteni. Felix de evde olmadığı için Seungmin kendi kendine ağlıyordu. Yeji'yi eve almamakta ısrar etse de Yeji'ydi bu, bir şekile girmişti eve. Sonra da telefonu tamamen kapatmıştı zaten Seungmin. Yok olmak ve bir daha hiç anılmamak istiyordu.

Nefret falan beslediği yoktu, tek nefreti Hyunjin'in varlığına bu kadar bağlanan kendisineydi.

Aklına aldığı mesaj geldiğinde yine ağlamaya başladı Seungmin. "Ne düşündüm ki? Tabii ki benim gibi birinden hoşlanmaz... Takıntı yaptım resmen çocuğu. Öğrenirse benimle konuşmaz bile."

Yeji duyduğu cümlelerle göz devirdi ve elindeki bardaktaki suyu Seungmin'in yüzüne boşalttı. "Hemen kalkıyorsun ve şu telefonu açıyorsun Kim Seungmin! Hem nereden belli sen olmadığı bu kişinin?!"

Seungmin ıslansa bile yerinden kalkmadı ve kafasındaki battaniyeye daha sıkı sarıldı. "Ben falan değilim."

"Öyle mi? Ama Hyunjin'i şu sıralar sen hariç biriyle görmüyorum, üstelik senden bahsedip duruyor. İkizi olarak eminim ki ya sensin ya da sayfayı kapatman için böyle bir şey yazdı. Başka bir kişi yok bunun içinde."

Seungmin, Yeji'ye bakıp kararsızlıkla dudaklarını ısırdı. Hyunjin'in kendinden hoşlanması fikri bile içinde yaşayan devlere halay çektirmeye yetiyordu. Burnunu çekip yavru köpek bakışlarıyla Yeji'ye baktı aşağıdan. "Öyle mi diyorsun?"

"Öyle diyorum Seung. Kalk artık, bu kadar çökme. En azından belli etme. Şu gözlerine bak. Tch..."

Seungmin kafasından yorganı atıp gözlerini ufaladı. Üstündeki pembe puantiyeli mavi pijamalar onu daha tatlı gösteriyordu.

"Önce elini yüzünü yıka, üstüne iyi bir şeyler giyin. Ben de buraları toplayacağım."

Seungmin ayağa kalktı ve dudaklarını büzerek kollarını Yeji'ye sardı. Hassas bir bebek gibi hissetse de engel olamıyordu, arkadaşı onun için bir sürü şey yapmıştı.

"Ağlama artık koca bebek. Hemen git ve gel. Sonra da sana dediğim şeyleri yapmak zorundasın. Artık işleri devralma vaktim geldi."

"Ne yapacaksın ki?"

"Dediklerimi yap, yeter."

Yeji, kafasını sallayıp yukarı giden Seungmin'i izledi bir süre. Artık bir şeyleri çözmenin vakti gelmişti.

Eline Seungmin'in telefonunu aldı ve ezbere bildiği şifreyi girdi. Mesajlara girip Hyunjin ile olan sohbeti açtı. Hemen buraya gelmesine dair bir şeyler yazdı ve telefonu kapatıp eski yerine koydu.

Terleyen ellerini pantolonuna silerek etrafı toplamaya başladı. Tam bitirdiği sırada Seungmin'in ayak seslerini duydu.

Seungmin her zamanki gibi dışarı çıkmayacak olmasına rağmen rahat edemediğinden günlük giydiği pantolonlardan giyinmiş ve göz altlarının morunu kapatmıştı.

boyfriend?, hyunmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin