-7-

788 35 17
                                    

Evinin arka bahçesindeki salıncakta elinde kahve kupanla öylece oturmuş, henüz kararmakta olan havanın serinliğinin seni bir nebze olsun kendine getirmesini umarak gökyüzünün değişen renklerini izliyorsundur. Üstünde duygusal bir yorgunluk vardır. Hiçbir şey yapmak, hiçbir şey yemek, hiçbir şey söylemek istemiyorsundur. Bunda Murat'la günlerdir ettiğiniz kavgaların payı büyüktür tabii. Murat'la kavgalı olmaktan, gece onsuz uyumaktan, sabah onsuz uyanmaktan nefret ediyorsundur. Bütün enerjin çekiliyordur sanki böyle olduğunda. Tıpkı şu anki gibi... Kolunu kaldıracak gücü bulamıyorsundur kendinde. Dün geceki kavganızın ardından Murat evden çekip gitmiş, hala dönmemiştir. Onu aramayı denemişsindir ama telefonunu evde bıraktığını fark etmişsindir. Onun için endişeleniyorsundur. Başına bir şey gelmiş olması düşüncesi içini kemiriyordur ama elinden hiçbir şey gelmiyordur. Yapabildiğin tek şey burada oturup Murat'ın eve dönmesini beklemektir ama sanki zaman akmıyor, saatler ilerlemiyordur. Gittikçe büyüyen endişen zihninde korkunç düşünceler uyandırırken kendini iyi düşünmek için zorluyorsundur. Bir şeyler yapman gerekiyordur. Bir şekilde Murat'a ulaşıp en azından iyi olduğundan emin olman gerekiyordur yoksa aklını kaçıracaksındır. Sonra aklına Murat'ın arkadaşı Olgu'yu aramak gelir. O mutlaka biliyordur Murat'ın nerede olduğunu, hatta kuvvetle muhtemel birliktelerdir. Telefonunu almak için koşar adım içeri girdiğinde karşında Murat'ı görmenle üstünden büyük bir yük kalkmıştır adeta.

"Murat!" Endişenin ve korkunun yerini büyük bir rahatlama hissi alırken Murat'ın yanına gidip ona sarılmak için hareketlenirsin ama Murat bir adım geri gidip senden uzaklaşmıştır. Yüzündeki yorgun ve kırgın ifadeyi, gözlerindeki acıyı görmemen için başını sana doğru çevirmiyordur.

"Murat, böyle yapma lütfen... " Kalbin mümkünmüş gibi daha da kırılırken Murat hiçbir şey söylemeden öylece yanından geçip yukarı çıkmıştır. Yüzüne bile bakmadan... Bu biraz ağır gelmiştir. Kalbine biraz fazla gelmiştir bu hareketi. Gözünden bir damla yaş süzülürken bacaklarının gücü çekilmiştir adeta. Kalbine saplanan acı, tarif edilmesi biraz güçtür. Duygusal acının dışa vurumu olan fiziksel acıya aldırmadan Murat'ın peşinden yukarı çıkarsın.

"Murat..."

Yukarı çıktığında Murat'ı odanızda, yatağın üstüne koyduğu çantasına birkaç parça kıyafet tıkıştırırken bulursun. Başını çevirip sana bakmıyordur bile.

"Murat, lütfen..."

"Ne lütfen Y\N? Lütfen ne? " diye bağırır birden, elindeki tişörtü yatağın üstüne fırlatırken. Aniden bağırmasıyla irkilirsin. Geldiğinden beri ilk kez yüzüne bakmıştır. Ama gözlerindeki ifade... Sana hiç bakmamış olmasını dilemişsindir o an. Söyleyecek hiçbir bulamazken gözyaşlarına hakim olamıyorsundur. Murat çantasına birkaç parça daha eşya koyduktan sonra çantasını alır ve hızla yanından geçip odadan çıkar. Merdivenlerden hızlı adımlarla inerken sen de onu durdurmak için peşinden gidiyorsundur.

"Murat dur!" 

Evin kapısına ulaştığınızda sonunda onu yakalayabilmişsindir. 

"Nereye gidiyorsun ?"

"Biraz kafa dinlemeye. Yalnız kalabileceğim bir yere." der ifadesiz ve net bir şekilde.

"Beni burada bırakıp gidiyorsun yani?" dersin histerik bir gülüşle.

"Evet. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var?"

"Sebep?" Sinirlenmeye başlıyorsundur ve bu ses tonundan ve hareketlerinden anlaşılıyordur. 

"Çünkü yoruldum, Y\N ! Seninle sürekli kavga etmekten, sürekli sana hesap vermekten, bana güvenmemenden yoruldum!" diye cevaplar yükselen ses tonuyla. İşte yine başlıyorsunuzdur. 

Murat Ceylan Wish ile Hayal Et✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin