"Sherlock Bbc" dizisinin çoğu karakteri ile ilgili kısa kısa ve birbirinden bağımsız hayal et kurguları.
İçeriklerin bir çoğu bana ait değil, ingilizce kurgulardan çeviridir.
(s/a)=senin adın
(s/s)=senin soyadın
vb.
✧ Sherlock Holmes, John Watson...
20 dakika içinde ikinizin de küçük bir eğlence için John ve Mary, Lestrade, Molly ve diğerleriyle buluşmanız gerekiyor.
John ve Mary, küçük Rosie için bir çocuk bakıcısı aramışlardı, bu sizlerle şehre geri dönecekleri ilk geceydi.
Sherlock bilgisayardan kafasını kaldırıp sana bakıyor ve gözleri kocaman açılıyor.
"Umarım o palto bütün gece üzerinizde kalır."
Onun kıskanç tavrına gözlerini deviriyorsun, sonuçta giydiğin şey yalnızca sade kollu siyah bir kokteyl elbisesi.
"Oh, abartma Sherlock." diye cevaplıyorsun, ceketini yüzüne atarak.
Akşamınız muhteşem geçiyor, sonunda arkadaş grubunuza yetişmek güzel diye düşünüyorsun.
Küçük Rosie'nin resimlerine göz gezdiriyorsun, Greg'in Scotland Yard hikayelerine gülüyorsun ve Molly sana en yeni aşk hikayesini anlatıyor. Her şey iyi gidiyor.
Ta ki Sherlock'un sessizce oturduğunu, John ile bile konuşmadığını fark edene kadar.
Gruptan ayrılıp ona doğru yürüyorsun.
"Neden surat asıyorsun?"
Elleri çenesinin altında budist dua formunda, dirsekleri masaya dayanmış şekilde. Seni duymamış gibi davranıyor.
Çoğunuz 2 saattir buradasınız ve erkek arkadaşınının tavrına göre gitme zamanı gelmişti.
"Hadi gidelim" diye içini çekiyorsun, arkadaşlarından ayrıldığın için üzgün bir şekilde...
Onlara veda ediyorsun, birbirlerine sarılırken başka bir zaman beyin fırtınası yaparken onlara kucaklaşarak vedalaşıyorsunuz.
Sherlock hiçbir sorun yokmuş gibi davranıyor yani büyük bir olay olmalı.
Eve giden taksiye binmek sessiz ve şimdi merdivenlerden yukarı yürürken, 221B civarında merdivenlerin gıcırdamalarından başka bir şey yok.
Sherlock senin önününde ve uzun bacakları her seferinde iki basamak atlıyor. Acele ediyor.
Siz üst kata çıktığınızda, sırtı sana dönük, kanepeye yatıyor.
Onu fazla rahatsız etmek istemeden, getirdiğiniz şortu ve gömleği giymeye gidiyorsun. Çünkü Sherlock, onun kıyafetlerini giymeni seviyor.
Gururunu bir kenara bırakarak, hala aynı pozisyonda yattığı kanepeye yürüyorsun.
Onun çocuksu davranışlarına alışkınsın, ancak partiyi erken terk etmek zorunda kaldığınız için çok sinirlendin ve onun oyunlarını oynama havasında değilsin.
Birden ayağa kalkıyor.
"Kalabilirdik," diyor basitçe.
"Eğlenmek istemedin," diyorsun.
Bir şeyler mırıldanıyor ama tam olarak anlayamıyorsun.
"Tekrar söyle. Ne dedin?"diye soruyorsun.
"Ah hiçbir şey, sadece herkesi gördüğüne ne kadar mutlu göründüğünü söylüyorum. Mary, John, Molly... Lestrade."
Lestrade'in adını tiz bir ses tonuyla söyledi, gözleri dramatik bir şekilde açılıyor.
"Sherlock Holmes..." diye başlıyorsun bu sırada yüzüne kocaman bir gülümseme yayılıyor "...kıskanıyor musun?"
Yüzü yukarı kalkıyor ve gözlerinde öfke beliriyor, gözlerinin mavisi buz gibi tona dönüşüyor.
Kasıtlı olmasan da, onda bir tür duygu uyandırdığın için mutlu oluyorsun.
Öfkesi geçti ve söylediğin şey ile dalga geçmeye çalışıyor.
"Kıskanmak mı? Lestrade'ı mı?" diye soruyor, şaşkınlıkla ve dudaklarından yine ergenlik yaşıyormuş gibi gelen sahte bir kıkırdama ile.
"Kıskandığında çok tatlı oluyorsun." diye alay ediyorsun, buklelerini karıştırarak. Gözleri sana doğru kayıyor ve gözlerini kısıyor.
"Hadi canım (s/a), kıskanç değilim. Kıskançlık hissetmek duyguları hissetmek anlamına gelir ve ikimiz de bu tehlikeli oyuna katılmadığımı biliyoruz." diyor ve tatlı bir şekilde gülümsüyor.
"Sherlock, aptal değilim."
Gülümsemesi soluyor. Cevap vermiyor.
"Aman iyi be! Kıskanmadığın için grubu arayacağım ve onlara buraya gelmelerini söyleyeceğim, Greg'in hikayesinin sonunu hiç duymadım. Senin için de sorun değilmiş zaten."
Şeytani bir gülümseme ile ona dönüyorsun.
Sen numarayı yazmadan önce eli telefonu elinden hızlıca alıyor.
"Kaptım."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
_______________________________________
Bu bölümü hazırlarken çok eğlendim umarım okurken sizin için de öyle olmuştur.
Bu bölümü bir İngilizce bir kitaptan çevirdim ve eğer kitaba ulaşmak isterseniz panoma yazın ki size kitabı atayım. Çünkü hayal et kitaplarının hepsinin adı "hayal et" olduğu için adını buraya yazmamın bir anlamı yok.
İstek alabilirim.
Bir sonraki hayal et karakteri John Watson olacak.
