1️⃣6️⃣

245 16 24
                                    


JONG-IN (KAI)

"Bunu bir tek sen becerirdin zaten, hyung." Felix'e gözlerimi devirip ayağımdaki aparatı çıkardım.

"Çift olduğunuzu belli etmek için mi ikinizde ayağınızı yakın zamanlarda sakatladınız? Doğru söyleyin?" Jennie, Baekhyun'a garip garip baktı.

"Oppa." Jennie'nin sesiyle "Efendim?" dedim ama benle birlikte Baek'te efendim demişti.

Sinirle ayağa kalktığımda Baek benden uzaklaştı. Ayağımın acısıyla geri oturdum. "Sakat olmasam seni kovalıyor olurdum." dedim işaret parmağımı Baek'e doğru sallayarak.

Baek omuz silkip güldü. "Sakatlığın en çok benim işime yaradı." Jennie dudaklarını büzerken kaşlarım çatıldı.

"Sorun ne, güzelim?"

Hemen yüzündeki ifadeyi değiştirip gülümsedi. "Benim artık gitmem gerek." Ayağa kalkıp yanıma ulaştığında kollarımı iki yana açtım. Bana hızlıca sarılıp uzaklaştı.

"Sevgilime iyi bakın." diye uyardı çocukları.

El sallayarak gittiğinde içimdeki şüpheler beni kemirmeye başlamıştı bile.

Jennie'nin bir sorunu vardı ve bunu saklamaya çalışıyordu.

Büyük ihtimalle beni üzmek istemediği için paylaşmıyordu ama bu yanlıştı. Sorunları birilikte çözeceğimize dair birbirimize söz vermiştik.

Yerdeki aparatı alıp hızlıca ayağıma geçirdim. "Baek! Beni Jennie'ye yetiştir."

Baek kaşlarını çatarak kolumun altına girdi. "Bir sorun mu var?" Ona cevap vermedim. Çünkü sorun olup olmadığını bende bilmiyordum.

Topallaya topallaya evden çıkarken bahçede telefonla konuşan Jennie'yi gördüm.

"Yapamadım." Dediği şeyle kaşlarım çatılırken Baek'e eve girmesi için işaret yaptım.

"Artık önemli değil. Araba birazdan burada olur."

Baek giderken zar zor Jennie'nin yanına gittim. Jennie telefonu kapattığında beni fark etti.

"Kai?" İsmimi söylediğinde dolan gözleri ağlamamak için uzun süredir kendini tuttuğunun bir belirtisiydi.

Ani bir dürtüyle ona sarıldım. Ağladığını anladığımda ellerimi saçlarına götürdüm ve okşadım.

O ağladıkça kalbimi cam parçalarının içinde yuvarlıyorlarmış gibi hissediyordum.

Ağlaması azaldığında boynumdaki kafasını geri çekti.

"Kai ben..." Ağlamaktan nefessiz kalmıştı ve konuşmakta zorlanıyordu.

"Sence ben..." Ellerini ağzına kapattı ve yeni bir ağlama krizini durdurmaya çalıştı.

Ellerimi ağzındaki ellerine götürdüm ve okşadım. "Ağla," dedim. "Benden çekinme."

Başını iki yana salladı. "Olmaz." Kaşlarım çatılırken tekrar ona sarıldım. "Ayağım sakat olmasa seni kucağıma alır ve havuza atlardım."

Yaşadığımız anıyı benim gibi hatırlayacak olmalı ki kıkırdadı. Ağlaması iç çekişlere dönerken "Bir daha o havuza kıyafetlerimle atlamak istemiyorum." dedi.

Artık iyi olduğunu anladığımda geri çekildim. "Sorun ne, Jennie?"

Telefonu çaldığında ekrana bakıp "Arabam geldi," dedi. "Gitmem gerek."

Gidecekken bileğinden tutup kendime çektim. "Seni üzen şey için bir çözüm bulmadığım sürece hiçbir yere gidemezsin!"

Alayla güldüğünde kaşlarım çatıldı. İyi bir ruh halinde değildi. "Sorunda bu ya. Beni üzen şey için bir çözüm bulamazsın. Kimse bulamaz!"

Her Şeye Değer ~jenkai~ (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin