"Affet küçüğüm..."

458 42 21
                                    

Merhabalar. Öncelikle herkesten özür dilerim bu kadar geç bölüm yayınladığım için. Duyuruda bahsettim zaten sınav senem olmasından dolayı korona falan derken her şey karman çorman bir hal aldı. Neyse ki yoluna koydum şükür. Burada oy ve yorum sınırı koydum emek verip yazıyorum sizlerde bir oy ve yorumu çok görmeyin lütfen.

Oy:45  Yorum:15

Multimedya:  Şüheda Aydoğan = Kristal Rüya (Bölüm şarkısı)

İYİ OKUMALAR...

Hatırlatma:

"Ayrıca deli kadın sevmek, cesur adam işidir! Siz iki kardeş pek de cesur değilsiniz, hele ki benim yanımda hiç değilsiniz Kurtuluşlar!"

Arkamda şaşkınca bakan adamları geride bırakarak hızlı adımlarla otoparkın çıkışına yöneldim. Ellerimin titremesini durdurmak için yumruk yapıp sıkmaya başladım. İçimde sinirin yanı sıra da bir kırgınlık vardı ve beni asıl yaralayan da oydu. Kafamda olanlar bir topaç misali fır fır dönerken çalan telefonla kendime geldim. Arayan kişiyi gördüğümde yüzümde alaycı bir gülümseme meydana geldi çok bekletmeden telefonu açıp kulağıma dayadım.

"Karaca bak ben...-" cümlesini tamamlamasına izin vermeden konuşmaya başladım.

"Alt tarafı bir arabaydı Akın. Peşimden adam gönderecek kadar büyütülecek bir olay mıydı cidden! Hayır merak ediyorum bir araba kardeşinden bu kadar mı değerli? Ha bu arada merak etme arabanı verdim arkadaşına benden bir hediyeyle!" deyip konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapattım. Gözlerimi kapatıp birkaç dakika sakinleşmek için kendime zaman tanıdım. Daha iyi olduğuma kara verdiğim an yolumu fakülteye çevirip derse yetişmeye çalıştım.

Azer'den

"Ayrıca deli kadın sevmek, cesur adam işidir! Siz iki kardeş pek de cesur değilsiniz, hele ki benim yanımda hiç değilsiniz Kurtuluşlar!"

Raconunu kestikten sonra saçlarını savurup otoparkın çıkışına ilerleyen kıza baktım şaşkınlıkla. Ne demişti o 'deli kadın sevmek cesur adam işidir' bak bak lafa bak. Serhat'ın bana seslenmesiyle kafamdaki düşünceler anında yok olurken ona döndüm.

"Şimdi napıyoruz arabayı Akın'a verip 2 saat sonrada Karaca'nın cenaze namazına mı gidiyoruz?" diye sorarken oldukça ciddiydi. Onun bu haline 'ya sabır' çekip Akın'ın arabasına binerken kendi arabamın anahtarını da Serhat'a verip:

"Akın'ın yanına gidiyoruz takip et." Dedikten sonra konuşmasına fırsat vermeden arabaya binip çalıştırdım. Hala karşımda duran kardeşime kaşımı kaldırarak elimi 'hadi' anlamında salladım. Saniyesinde kendine gelen Serhat benim arabama giderken bende otoparkın çıkışına doğru sürmeye başladım. Karaca'ya arabayı almaya geldiğimi söylediğimde o gözünden geçen şeye bizzat şahit olmuştum. Kırgınlık! Kırılmıştı asi prenses! İçimden yaptığım benzetmeye güldüm hem asi hem prenses ne ironi ama. 'haklıyım ama o kız bir asi prenses. Tutsak edilmesine izin vermeyecek kadar asi ama bir o kadar da kırılgan bir kız o. Küçük bir kız o Azer.' Diye fısıldayan iç sesime hak vermek istesem de göz ardı etmek daha kolayıma geldiği için bunu tercih ettim. 'Aklım yeterince kalabalık zaten bir de Karaca Koçovalı'yı alamam oraya' diye mırıldandım kendi kendime ama içimden gelen ses benimle aynı fikirde değil gibiydi. 'Aklın kalabalıksa kalbine al o zaman sende Azer' kafamda uğuldayan bu cümleyle kafamın içi yine mahşer yerine dönmüştü. Ben kafam meşgul olmasın diye uğraşırken daha da meşgul olması sinirlerimin tepemde toplanmasına gayet güzel bir ortam sağlamıştı benim için. Akın'ın yanına geldiğimde aklıma gelen şey ile yüzümü buruşturdum. Umarım şu araba olayı daha fazla büyümezdi. Arabayı gelişigüzel park ettikten sonra hızlıca indim yanıma gelen Serhatla beraber mekana ilerlerken hızlı adımlarla yanımıza gelen Akın'ı görünce sıkıntıyla nefesimi verdim. Bu olay beni haddinden fazla germişti artık. Yanımıza gelince tek kaşını kaldırıp sorgularcasına baktı cevap vermeyip arabayı işaret ettim. İlk önce ne demek istediğimi anlamayan akın arabasına baktığı zaman üç kilometre öteden bile belli olacak olan çiziği gördüğü anda ağız dolusu bir ton küfür etmişti. Allah hakkı için Karaca iyi çizmişti arabayı. Aklımdan geçen bu düşünceyle hafifçe tebessüm ettim. Akın'ın bana bakmasıyla ellerimi kaldırıp 'benim haberim yok' manasında baktım. Sabır dilercesine gökyüzüne bakan Akın'a hitaben konuşan kardeşimle kaşlarım çatıldı:

KARAGÜL (DÜZENLENMEKTEDİR!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin