Bölüm 4

94 9 0
                                    

-Kitchen Of Secrets-

Yazar: Lay_HungryOppo

Düzenleme:QueeN*

Çeviri: maxxidexx maxxidexx

A.N: Selam genşler ve daima genş kalanlar. Tamamlanmayı bekleyen bu cici ficimizi çok yakında tamamlanmış ficlerimizin arasında göreceğiz inşallah.
Umuyoruz bu cici ficimizden ilgi ve sevginizi esirgemezsiniz.
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Hepiniz öpüldünüz. xoxo

4.Bölüm

#Kai

Kelimeler Tanrının sessiz dualarıma cevabıymışçasına kulağımda çınladı. Yüzünde hafiften sinirli bir ifade olan Kyungsoo’ya bakarken heyecan çığlıklarımı içimde tuttum.

Başıyla öğretmene selam verip sınıftan çıkarken onun iç çektiğini duydum. Peşinden koştum ve kolumu boynuna attım.

“Bugün tüm gün beraber çalışacak olmamız haaarrikkaa değil mi!!!”

Karşılık alamadım çünkü gördüğüm kadarıyla Kyungsoo’nun yüzü biraz depresif bir hal almıştı ama ona baktığımı görünce biraz canlandı. Kolumu üstünden çekip elimi tuttu. Heyecanlandıkça vücuduma bir coşku yayılıyordu.

“O zaman… Mutfağa gidiyoruz”

Beni kendisiyle birlikte çekiştirirken tek yapabildiğim kalçasına bakmaktı, biraz kızarmıştım çünkü birkaç kez kalçasına bakarken ona yakalanmıştım.

Durduramıyorum… Kalçası… Dudağımı ısırdım ve boşta ki elimi kalçasını kavramak için uzattım ama sorgulayan bakışları tarafından durduruldum, elim dahil her yerim korkudan titriyordu.

“Jongin… Sen.. Napıyorsun?...” panikledim ve kollarımı arkamda birleştirdim.

“ N-ne…ben…hiçbir şey, sadece… Senin… üstünde.. kırıntı… vardı… evet…” Başımı eğerken yüzümün kızardığını hissettim, kendi kendine mırıldanırken iç çektiğini duydum.

“Eğer bir mutfak ekipmanı olsaydın, daha çok ilgimi çekerdin.” (Yuh öyle ölmez füze at Kyungşu bgcf)

Kalbimin biraz parçalandığını hissettim çünkü sözleri beni delip geçmişti. Benim için hamur hazırlayıp onu yuvarlarken gözyaşlarımı geri gönderdim.

“Yani…Benden… hoşlanmıyorsun?” Bunu, hamurun üstünü yaparken bir çocuk gibi somurtarak söylemiştim. Konuşmadan önce yaptığım hamuru düzeltti.

“Öyle bir şey demedim.” sohbetimizin arasında aniden bir samimiyet hissetim.

“Öyleyse… Benden hoşlanıyorsun”

Eğer benden hoşlanmıyorsa, mutfağını yakacağım …

Aramızda oluşan sessizlik sonrası başımı kaldırdığımda yanaklarının biraz kızardığını fark ettim.

“H-hey Kyungsoo… yanakların… kıpkırmızı” yanaklarını işaret ettiğimde gözleri telaşlı gözüküyordu. Elleriyle yanaklarını kapattı ve bana arkasını döndü. Sesi, bulmamam gereken bir şeyi bulmuşum gibi çıkmıştı.

“Şimdi turtanın üst kısmını yap, unutma… geri döneceğim… müsaadenle”

Sızlandım ve çatalı pastanın içine ittirdim. Tam da o sırada Kyungsoo geri geldi ve masada ki dağınıklığa baktı.

“Jongin… sen… turtaya ne yaptın!!” Pencereden dışarı bakarken kaşlarımı çattım ve yumruğumu sıktım.

Mutfağını yakacağım!!!

“Ben… ben şey…elimden kaydı….” İç çektiğini duydum ve parçaları yerden toplamak için eğildi. Yine elimi uzatırken gözlerim poposunda takılı kalmıştı. Elim çok yakındı!

Tam parmak uçlarım poposuyla buluşacakken doğruldu ve bir inilti bıraktım. Bana bakarken şaşkınca nefesini tutmuştu.

“Jongin..!!!” Elimi indirirken kızarıp iç çektim. Bir yandan da kendi kendime mırıldandım.

“Lanet olası harika bir kalçan var….”(Yuh be Çongin bu ne hız hvgv)

Elimi tuttuğunu gördüm ve kalbim hızlandı. Çenemin altına iki parmağını koyarak başımı kaldırdı. Gülümseyerek gözlerimin içine baktı ve ben yanaklarımın kırmızıya döndüğünü hissettim. Parmakları yavaşça boynumu okşamaya başladı ve ben ufak bir heyecan çığlığı attım.

“Gülümse Jongin, yakında yemek yapmakta daha iyi olacaksın.”

Başımı sallayarak onayladım ve şoktan yarı açılmış ağzımla ona baktım. Turtayı yeniden yaparken kendi kendine gülümsediğini gördüm. Hala yarı şoktayken yanına gittim ve ona yardım ettim. Turtayı fırına verirken kıkırdadığını duydum.

“Kyungsoo, sen hala… soruma… cevap vermedin?”

Yüzünde hüzünlü bir bakışla bana bakarken gülüşü soldu. Cevap vermeden önce bir süre gözlerime baktı.

“Bilmiyorum… Bazen tam bir baş belası olabiliyorsun ama sen iyi bir insansın.” yanıtladı Kyungsoo.

Kelimeler çok düşünmeden ağzımdan çıktı.

“Mutfağını yakacağım.”

Turtayı fırından almak için hızlıca arkasını dönerken gözleri genişçe açıldı.

“Eğer ölmek istiyorsan!?” sesinde ki tehdit edici tonla belirtti KyungSoo.

“Vay canına… Mutfağını gerçekten seviyorsun” Homurdandım. Beni neden sevemiyordu?

“Evet seviyorum. Büyükbabam bir şefti ve ben de onun izinden gitmek istiyorum… O benim hayatımın ilham kaynağı.” Devam etmeden önce gülümsedi.

“Vefat etmeden önce bana hep nasıl yemek yapıldığını öğretirdi… Hayatımın en iyi anlarından bir kaçıydı."

“Gerçekten ona çekmişsin, değil mi?” dedim.

“Evet. Mutfağını severdi ve ben de öyleyim. Yani eğer mutfağımı yakarsan. Seni incitmekten çekinmem.”

“Tamam… Anladım” mırıldandım.

“Güzel.” Gitmeden önce yanıtladı.

Sırıttım ve ona mesaj atmaya karar verdim.

MESAJ: Jonginden KyungSoo'ya

KyungSoo sorun yok, mutfağını yakmayacağım. Yani şimdilik…

-Kitchen Of Secrets-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin