Part - 15

70 5 2
                                    

Önceki bölümden;

''Emin misin?'' Dediğimde başını evet anlamında salladı. Aletim yerini aldığında yavaşça git-gel yapmaya başlamıştım. Mia'dan çıkan iniltiler, canının acıdığına işaretti. Fakat artık o da ben de duramayacağımızı biliyordu. Bir süre sonra hızlandığımda ona iyice yaklaştım. O da ellerini belime sardı. Geldiğimde, yavaşça yanına doğru uzandım. Yorganı alıp üzerimize örttükten sonra, sarılarak uyuduk.

Şimdi;

Mia'dan;

Kasıklarıma giren ağrı, beni uyandırdı. Gözlerimi açıp etrafa bakındım. Güneş resmen gözlerime tecavüz ediyordu. Yarı uyanık bir halde yatakta oturur pozisyona geçtim. Ellerimi, yumuşak yatağa iyice bastırıp ayağa kalktım. Yatağa baktığımda, kan olmuş çarşafı gördüm. Üzerime rahat bir şeyler giyindim ve çarşafı alıp makinaya attım. Makinayı çalıştırdıktan sonra banyoda işlerimi hallettim ve aşağıya indim. Burnuma gelen güzel kokular, beni mutfağa sürüklemişti. Niall'ı gördüğümde yanına yaklaştım ve arkadan ona sarıldım. Hafifçe olduğu yerde sıçradıktan sonra ufak bir kahkaha atmıştım. 

''Günaydın, bebeğim.'' Dedi oldukça tatlı bir şekilde gülümseyerek.

''Günaydın. Ne pişiriyorsun?'' Deyip yanına geçmiştim.

''Mantarlı omlet yeriz diye düşünmüştüm.'' Dediğinde yanağına öpücük bıraktım.

''İyi düşünmüşsün.'' Dedim ve gidip sandalyeye oturdum. Oturduğum sırada kasıklarıma giren ağrı, ağzımdan ufak bir inlemenin çıkmasına yol göstermişti. Niall hemen bana döndü. Ocağın altını kıstı ve yanıma geldi.

''Canını çok yaktım mı?'' Dedi telaşlı bir şekilde bakarken.

''Merak etme, iyiyim.'' Dedim gülmeye çalışarak. 

''Emin misin?''

''Evet. Bana bir şey olmaz. Unuttun mu? Ben melezim.'' Dediğimde Niall işaret parmağını hafifçe burnuma dokundurdu. 

''Benim şirin melezim.'' Dediğinde gülmüştüm. Şirin melez mi? Hadi ama insanları yiyebilirdim. Niall, omleti tabaklarımıza bölüştürdükten sonra tavayı tezgahın üzerine bıraktı. Gelip oda oturduğunda, önceden çıkardığı kahvaltılıklardan tabağıma koydum ve kahvaltımı yapmaya başladım.

***

Kahvaltıdan sonra gidip çarşafı makinadan çıkardım ve kuruması için arka bahçedeki ipe astım. Niall ise kahvaltılıkları toplamıştı. 

Tam oturacağım sırada çalan zile basan kişi yüzünden oflayarak kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açmam ile ağzıma pamuk konması bir olmuştu. Her yer yavaşça kararırken ağzımdan çıkan tek kelime Niall, olmuştu.

*** 

 Gözlerimin araladım ve yavaşça etrafta gezdirdim. Ellerim yukarıdan asılmıştı. Gözlerimi iyice açtım ve nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Depoya benziyordu. Ellerimle zincirleri kırmaya çalışıyordum ama nafile. Arkadan gelen adam sesi ile korkup arkamı dönmeye çalışmıştım.

''Boşuna deneme, Melez. O zincirler büyülü.'' Derken karşıma geçip oturmuştu. Ben adama öldürücü bakışlar atıyordum. Adam ise pişkin pişkin sırıtıyordu. Kollarından ne kadar kaslı olduğu ortadaydı.

''Nesin sen?'' Dedim tıslar bir şekilde.

''Ben alfa erkeğim, hayatım.'' Dedi ve güldü. Kafamı aşağıya eğdim ve güldüm. Adam merakla sormuştu.

''Neye gülüyorsun sen?'' Dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım.

''Zincirlerin büyülü demek. Kötü bir haberim var. Bana büyü işlemiyor, hayatım.'' Dedim son kelimeye vurgulu bir şekilde. Zincirleri tuttum ve aşağıya doğru çektim. Zincirler koptuğunda adam yanıma geldi ve beni boğazımdan tutup havaya kaldırdı. Paul ve Miley'den daha güçlüydü. Gözleri kırmızıya dönmüştü ve gözlerinin altındaki damarlar kanlanıp, belirginleşti. Alt ve üst çenesindeki köpek dişleri sivrileşmişti ve tırnaklarıda uzamıştı. Boşta kalan ellerimi adamın başına geçirdim ve gücünü emmeye başladım. Adam beni geriye fırlattığında, yer ile buluşmuştum. Adam üzerime gelirken ayağa kalktım ve emdiğin güç ile dönüştüm. Fazla ememediğim için sadece gözlerim kırmızı olmuştu. Adam bana doğru koşmaya başladığında, bende ona doğru koşmaya başladım. Çarpıştığımızda, ikimizde geriye savrulmuştuk. Adam hiç zaman kaybetmeden bana doğru yeniden koşmaya başlamıştı. O kadar şiddetli bir darbe almıştım ki, kemiklerimin kırılma sesini duymuştum. Acı içinde bağırırken, adam yeniden yanıma geldi ve beni boğazımdan tutup havaya kaldırdı. Yüzüm eski halini alırken, kapıdan gelen patlama ile o tarafa bakmamız bir olmuştu. Ben yarı baygın bir şekilde kimin geldiğine bakmaya çalışırken, adam beni bırakmıştı ve gelenlere doğru kükremişti. Karşı taraftan gelen kükremeyi duyduğumda, bayılmıştım.

Bölüm geç geldi hemde bayağı geç o yüzden özür dilerim. Ve bölüm kısa oldu onun içinde özür dilerim :D Ama kavgayı diğer bölüme bıraktım. Diğer bölümü yarın veya ertesi gün yazıp paylaşmaya çalışacağım ve elimden geldiğince uzun yazmaya çalışacağım. 15 tatile girdik bu yüzden bölümler daha erken gelebilir :D ve hikaye 1K'ya yaklaştı. Hepinize çok teşekkürler :) İyi okumalar. İstediğiniz şarkıyla okuyabilirsiniz.

Vote ve yorumlarınızı unutmayın!!!

UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin