Elif'in Öyküsü

13 0 0
                                    

Bu bölümde sizinle Hafif Düzeyde Zihinsel Yetersizlik ve Hiperaktivite tanısı almış Elif'in öyküsünü paylaşmak istiyorum.

Elif birinci sınıfa başladığında yerinde hiç oturmuyor sürekli arkadaşlarına sataşıyordu. Hiperaktivitesi olması nedeniyle öğretmenini çok yoruyordu.Öğretmeni bir yıl boyunca yoğun bir çaba göstermesine rağmen okumada yazmada ve davranış problemlerinde önemli bir gelişme olmadı. Elif aynı zamanda özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarında da destek eğitimi alıyordu.Rehber öğretmen olmam dolayısıyla Elif ve ailesi ile sık sık görüşüyordum.Elif resim resim yapmayı çok seviyordu resim yaparken davranış problemleri de göstermiyordu.Elif yaptığı resimleri bana gösteriyor. Benden aferin aldığında ya da küçük bir somut ödül aldığında çok mutlu oluyordu.Yaptığı resimleri bazen odamdaki panoya asıyordum.ikinci sınıfın başında bakanlık önemli bir karar almıştı.Kaynaştırma öğrencilerine kendi okulunda, okulundaki öğretmenler tarafından birebir destek eğitimi verilecekti. Destek eğitimi veren öğretmenin ek ders ücretini de ödeyecekti.Okulumuz sabahçı ve öğlenci olarak ikili eğitim yapıyordu.Elif öğlenci idi Rehber öğretmen olmam dolayısıyla gerekli evrakları hazırlayarak Elife destek eğitimi için onay almak üzere okul idaremize İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüze yazı yazdırdım.Çok geçmeden onay gelmişti. Elif'in öğretmeni haftada 6 saat Elif'e destek eğitimi verecekti.Alacağı bu eğitimle Elif'in okuma yazma öğreneceğine inancım tamdı.Elif'in öğretmenine de çok güveniyordum.Çok çalışkan bir öğretmendi.

Elif'de, öğretmeniyle birebir eğitime başladıktan kısa bir süre sonra olumlu gelişmeler gözlemlenmeye başlamıştı.Harfleri öğrenmeye heceleri okumaya başlamıştı.Kızıyla ilgili ciddi derecede umutsuzluğa kapılmış, bu umutsuzluk dolayısıyla ara ara gözleri dolan  annenin yüzü gülmeye başlamıştı.Öğretmeni Elif'le biraz ders yapıyor,biraz sohbet ediyor biraz da oynuyordu. Elif bu ilgiden dolayı oldukça mutluydu. Özgüveni artmış kendini değerli ve başarılı hissetmeye başlamıştı.Davranış problemleri de önemli ölçüde azalmaya başlamıştı.Sık sık eline aldığı hikaye kitabıyla rehberlik servisine geliyor."öğretmenim size okuyabilir miyim?" diyordu.Elif'i biraz dinledikten sonra tebrik ederek gönderiyordum.O kuması için yeni hikaye kitapları veriyordum.Elif üç ay sonra orta derecede okumaya başlamıştı.Matematikte de basit düzeyde toplama ve çıkarma işlemlerini yapar olmuştu.Elif öğretmeni mutluydu.Ben mutluydum.Ancak sanırım  en çok mutlu olan bu sefer mutluluktan dolayı gözleri dolan Elif'in annesiydi. 

Hepimiz biliyorduk annesi de biliyordu. Elif ilgisi ve yeteneği olduğu resim dersi haricinde, Türkçe'de, Matematik de kısacası akademik beceri gerektiren derslerde diğer akranları kadar başarılı olamayacaktı. Ancak gerekli destek sağlanmaya devam ederse kendi potansiyeline göre her derste başarıda zirveye çıkabilecektir.Önemli olan da budur.Bizlere düşen çocuğumuzu tanımak ona göre bir başarı beklentisi oluşturmak, umutsuzluğa kapılmak yerine anne-baba olarak çocuğumuza destek olmaya devam etmektir.Eğer öğretmensek öğrencimize destek olamaya devam devam etmektir.Atatürk ne güzel söylemiş "Eğitimde fada edilebilecek tek fert yoktur." Bunu hiçbir zaman göz ardı etmememiz. Öğretmenler olarak, potansiyeli, zekası,davranış problemleri ne düzeyde olursa olsun sınıftaki en iyi öğrenciye ayırdığımız zaman kadar bu öğrencilere de zaman ayırmamız gerekir.

ÇOCUĞUM BAŞARILI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin