| ateş kadehinden bir damla kan aktı

123 24 74
                                    

── ⋅ ⋅ ── ✩ ── ⋅ ⋅ ──

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

── ⋅ ⋅ ── ✩ ── ⋅ ⋅ ──

"CHO, uzun zamandır düşünüyordum da benimle baloya gelmek ister misin?" diye sordu yaşı küçük olan çocuk. Sonra yamulmuş gözlüğünü düzeltti ve gülümsedi. O kadar endişeliydi ki kalbi tekledi. Biliyordu, sevdiği kız teklifini reddedecekti. Cho ne yapacağını bilemeden çocuğa bakakaldı. İşte sırf bu yüzden bir hafta boyunca ondan kaçmıştı. Astronomi kulesini tırmanmadan hemen önce olmuş bu olayın nasıl içinden çıkacağını bilmiyordu.

Sakın onu kırma ve çalıştığın şeyleri söyle, diye düşündü içinden. Böyle bir şey olacağını önceden tahmin ettiği için ne söylemesi gerektiği hakkında kırıcı olmamak adına bir iki prova yapmıştı. Ne de olsa hoşlanmak Harry'nin suçu değildi ve ondan nefret ediyormuş gibi davranması hiçbir şeyi çözmezdi.

"Üzgünüm Harry ama biri beni zaten davet etti." dedi üzgün görünmeye çalışarak. Harry üzülse de belli etmiyormuş gibi yapmayı denedi. "Oh, pekâlâ. Sorun değil tabii. Zaten şey... ben sadece ummuştum."

Bu sözler üzerine Cho gülümsedi ve her ne kadar kötü hissetmiş olsa da moralini düzeltecek yegâne kişinin yanına gitmeyi not etti. Ah, Cedric'i ne kadar da özlemişti. Bazen, uyumadan önce aklına düşen bir korkuyla nefesi kesilirdi. Cedric'siz bir hayatı yaşayabileceğini sanmaz ve ne zaman bu konuda kâbus görse uyanıp tüm gece boyunca ağlardı. Ertesi güne gözleri şişik kalkar ve bütün gün öyle dolaşırdı. Bunu gören Cedric nedenini sorar ve Cho da bunu kâbus gördüğünü söyleyerek geçiştirirdi. Korkularının gerçeğe dönüşeceği ve her gün kâbus sabahlarına uyanacağını kim bilebilirdi?

Balonun başlangıcı yapıldıktan sonra ettikleri dans ve uyumları aynı kalpleri gibi olan Cedric ve Cho, gözlerini birbirlerinden anca çekebilmişlerdi. Ortamdaki sıcak atmosferi dağıtmak istermişçesine Harry'i gösterdi Cedric. Eğer yara izinin belirginleştirdiği bu çocuk tam karşılarında oturuyor olmasa ve yardımına yetişmese, muhtemelen Cho'ya olan aşkı yüzünden kalp krizinden gidecekti. "Baksana Cho, kendisi için partner bulmuş. Boşu boşuna kalbini kırdığın için üzüldün." dedi hızlıca. Kendisine dünyadaki en güzel gülümseme ile bakan kız, yüzünü hızla şimşek izli çocuğa çevirdi. Cedric neden konuyu buraya çevirmişti bilmese de - o sırada kızın dikkat dağınıklığından yararlanmış çocuk nefes alış verişini düzeltmişti - kafa salladı ve Cedric'in koluna girdi. Evet üzülmüştü ama şu an asıl ilgisi buna değildi. Sevgilisi ile daha çok vakit geçirmek istiyordu ve bunun için çevresindeki her şeyi görmezden gelmeye karar vermişti. Her şeyin yolunda olduğunu düşündükleri bu zamanı tekrar yaşayabilselerdi Cedric'in o görevlere gitmesine asla izin vermezdi.


"Gördün mü o ejderhanın beni yemesinden korkmana gerek yokmuş." diyen Cedric güven verircesine gülümsedi. Yine de bu Cho'nun içine su serpmemişti. Görevde Harry'nin ettiği yardımı duymuştu, bu yüzden kendini borçlu hissetmişti. Sonuçta Cedric temkinli gitmiş ve buharlaşmaktan kıl payı kurtulmuştu. "Tek sıkıntı bu altın yumurtayı çözmek." dedi Cedric yürümeye devam ederken.

İlginç, diye düşündü Cho. "Belki de kabartmalara dikkat etmelisin." diye fikir yürüttü sonra. Cedric aklına gelen şeyle birlikte gülümsedi. "Nedense bu şey bana deniz halkını andırıyor." dedi ve bu konuya yoğunlaşacağını ekledi. Yine de o öğleden sonra kütüphanede deniz halkı ile ilgili yapacağı araştırmadan bir şey elde edemeyecekti. Yine de inatla deneyecekti. Cho da Cedric'in bu yönünü sevmişti.

Ertesi gün sevinçle kendisine koşan bir Cedric beklemese de gülümseyip sırrı çözmekteki başarı hikâyesini büyük bir dikkatle dinledi. Cedric kimi zaman çok çocuksu oluyordu, bu Cho'nun hoşuna gidiyordu. "Çözeceğinden hiç şüphem yoktu." dedi sonra, parmak uçlarında yükseldi ve sevgilisinin yanağından öptü. Cedric mahcup mahcup gülümsedi, "Sen o fikri vermeseydin muhtemelen bir hafta uğraşsam yine çözemezdim." diyerek kıza sarıldı. Sonra aklına gelen bir fikirle "Harry bana önceki görevde yardım etmişti, en iyisi ona bu görev ile ilgili ipucu vermem. Derse gitmeden önce onu yakalamalıyım!" diye bağırdı. Cho ona vakit kaybetmeden gitmesini söyleyip görüşürüz derken arkasından kocaman bir şekilde gülümsemişti. Cedric'in tüm huyları güzeldi, en güzeli de yardımsever olmasıydı.

Altın çocuğun gökyüzünden kayacak olması büyük bir talihsizlik olacaktı, en kötüsü de bunu yapanın yanına kâr kalacaktı. Gölün dibinde ayakları bağlanmış bir şekilde asılı duran Cho, korkularıyla boğulmak üzere olduğu kâbusuyla birlikte kurtarıcısını beklerken yarı baygın bir şekilde işte böyle bir rüyadan uyanacaktı.

 Gölün dibinde ayakları bağlanmış bir şekilde asılı duran Cho, korkularıyla boğulmak üzere olduğu kâbusuyla birlikte kurtarıcısını beklerken yarı baygın bir şekilde işte böyle bir rüyadan uyanacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

devamı bir sonraki bölüme diyerek tadımlık bir bölüm atıyorum ve sanırım başlıkla size büyük fake attım.

bu fici cedric'in ölmediği ve ikisinin sürekli öpüşüp koklaştığı bir kitaba çevirme fikri çık aklımdan. acaba alternatif son yazıp harry'li kısımları ana son diye mi şey etsem bilemedim.

bir sonraki bölüm çooook uzun olacak benden söylemesi.

hepinizi seviyorum 💞💞 iyi gecelerr

SERENDIPITY ☆ cho changHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin