GİRİŞ

7.5K 428 489
                                    

Giriş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Giriş

"Kavga"


| Başlama tarihinizi buraya alabilir miyim?|

*

Bilgisayar ekranına bakmaktan artık gözlerim kızarmış ama en sevdiğim dizinin sezonunu bitirmek için inatlaşmıştım. Süpürge ile dürten annem artık iflah olmaz bir salak olduğumu anlayarak pes etmiş odadan çıkmıştı. Son saniyelerimi de ekran başında geçirip ayaklandım. Biraz hava almak sanırım ufacık beynime çok iyi gelecekti.

Paçalarım yerleri süpürmeye devam ederken bıkkınlık ile nefes verip eğildim. Sayamayacağım kadar çok kez eşofmanın paçalarını katlayıp doğruldum.

"Kardeşim bile beni geçmiş eyfel kulesi ben hala yer bitmesi. Ne yanlış yaptınız anne?"

Homurdanarak kapının kolunu kavramıştım ki sertçe açılan kapı önce burnuma sonra duvara çarparak yerde haller acısı yatan bedenime acıyarak bakmıştı.

"Sızlanmanın vakti değil kalk çabuk!"

Elimden tutup beni kaldırmaya çalışan kardeşim İpek'e itiraz etmeden ayaklandım. Beni peşinden çekiştirip yönlendirmeye devam ederken merdivenleri inip çıkış kapısına ulaştık. Ahşap kapıyı aralayıp çığlık sesleri saran sokağa atıldık. Neler oluyordu yahu? Bu sesler neyin nesiydi?

"Annemler karşı binada ki komşular ile kavgaya tutuştu. Birazdan katliam çıkacak abla. Bir el at Allah aşkına."

Duyduklarım yeterince şoke olmama yeter iken gerçekten kavga eden ailemi görünce tabana kuvvet koşmaya başladım. Çıplak ayaklarım pandalı çoraplara eşlik ederek beni takip ediyordu. Kavgayı ayırmaya çalışan esnafa bizde dahil olduğumuzda babam çekilmemiz gerektiğini tembih ediyordu.

"Kızlarınız sizden daha hayırlı baksanıza. Küçük olan hele ki ablasından daha akıllı. Bak bak ayırmaya çalışıyor hele sizler a aa." Küçük kız derken beni mi kastetmişti ya da ben mi öyle anlamıştım? Yüzümü pembe etekli kadına dönüp yanında bekleyen oğluna çevirdim. Don, atlet karşımızda dikiliyor birde yüzüne takındığı alaycı gülümseme ile olan bitene eşlik ediyordu. Beyinleri sarsacak kadar yüksek ses ile bağırıp karşımda ki kadın misali ellerimi belime yerleştirdim.

"Ben küçük olan değilim!" Kaşları mümkünmüş gibi daha fazla çatılırken henüz kurumamış ojeli elleri ceketimi kavrayıp sağa sola çekiştirmeye başladı. Besmele çekerek başladığım bu yolda hayrını getir Allahım! Diyerekten önce kadının kolunu sonra saçını kavrayarak bana yaptığını ona yapmaya başladım. Dudakları arasından dökülen bir çok hakaretin ucu soy ağacıma doğru yola çıkmışken bütün ailenin 3. Dünya savaşı çıkarması işe esnaflarda dahi kenara çekildi. Çekirdek sesleri beraberinde tezahürat sesleri bize eşlik ederken karşıma kimin çıktığını görmeden gelişi güzel salladım.

Belime sarılan bir çift el beni geri çekerken ayaklarım ile vurmaya devam ediyor kalp atışlarım kulaklarımda çınlıyordu. Sonunda beklediğimiz kavga çıkmıştı ve biz buna hayır mı diyecektik? Tabii ki hayır!

Karanfil ailesi ile ebedi süren düşmanlığımız, kenafir gözler ile harmanlanmış sonunda savaşa kanat açmıştı. Babamı annemin elinden almaya çalışmış fakat başaramadığı için arkadaşı ile evlenen Naz Karanfil 25 senedir oksijeni tüketiyordu. Anneme olan öfkesi gün geçtikçe azalsa da hala geçmişin izleri tırnaklarını çekmekten vazgeçmiyordu. Eşi, bir nevi babamın eski arkadaşı ise eşini haklı görüp babama isyan bayraklarını sallıyordu. Çok saçma değil miydi? Evet...

"Kendine gel 1.50."

Duraksadım ve güçlü ellerden kurtulup meymenetin kol dahi gezdirmediği suratına baktım Emre'nin. Her seferinde beni sinir edecek bir şey buluyordu. Fakat bu sefer onun dahi çok ciddi oluşu benim atletine bakmam ile son buldu. Yanakları kırmızının tonlarını keşfederken sessizliğini sürdürdü.

"Alalım sana bir don atlet Emre. Bu kadar sevdiğini bilmiyordum."

Arkada kopan kargaşadan tamamen soyutlanmış birbirimize sataşmak için pençelerimizi çıkarmıştık. Kısılan gözleri dudaklarının kulaklarına doğru çekilmesi ile daha çok kısıldı.

"Hiç biri senin kırmızı geceliklerin gibi olmaz."

Şaşkınlıktan açılan ağzım bir sineğe yuva olurken bunu nasıl gördüğünü merak ettim.

"Sahiden beni camdan izliyor musun?!"

Annem her zaman camın perdesini çekmemi aksi halde şeytanların beni izleyeceğini söylese de ben her zaman cam perde açık uyurdum. Demek ki şeytan tam dibimizdeymiş! Omuz silkti ve ellerini şortun cebine sokup başını yana doğru yatırdı. Yüzümün her zerresini izleyerek sırıtırken iki saniyeliğine sağa kayan bakışları ardından kafama yediğim gün içinde ki ikinci darbe ile yere yığıldım. Yanıma düşen sandalye ise kırılan bacağı ile hurda olmuştu. Yanıma eğilen Emre diğerlerinin beni görmemesini fark edince bağırdı.

"Lan kız fukara sümüğü gibi yere yapıştı!"

Başımın ağrısı ile kararan gözlerime inat göz devirip elini başıma koyan Emre'yi kalan gücümle itekledim. Annem ve babam yırtılmış kıyafetler ve dağılmış saçlar ile yanıma çöküp iyi olup olmadığımı kontrol etti. Sandalye nereden uçup gelmişti? Hayır yani Emre dururken bana neden gelmişti? Gözlerim yavaşça kapanırken dudaklarımdan dökülen inilti başımın ağrısını daha çok şiddetlendirmişti.

🐧

Kendinize iyi bakın. 🦋

Ve lütfen 3 kişiyi etiketleyin. Rastgele kişileri bile etiketleyebilirsiniz. Destek için

lütfen.

DÜŞMAN | Texting ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin