golden vol.4

540 68 19
                                    

"Selam-"

Harry bir anda bütün vücudunun eridiğini hissetti, hem Louis konuşmayacak kadar sözlerine alınmamıştı hem de mükemmel tonda bir sesi vardı.

"-Ben Louis Tomlinson. Ama bana uyuşuk, tembel ve ağır da diyebilirsin, sanırım?" dedi Louis alaycı bir tavırla ama gülümsüyordu. Konuşmaya devam etti.

"Siz de Harry Styles olmalısınız. Hakkınızda çok şey duymuştum. Ne kadarı doğru tahmin bile etmek istemiyorum" Kendi şakasına güldü.

"Kusura bakmayın lütfen, biraz geciktiğimizin farkındayım fakat trafikte mahsur kaldık, araba uzun bir süre ilerleyemedi. Umarım sizi çok bekletmemişimdir Bay Styles."

Harry bir anda gülümsedi, galiba ödeştik diye düşündü, Louis onu bekletmişti ve o da Louis'ye, şey sadece birkaç kötü laf etmişti. Tekrar bunu gündeme getirmemeye karar verdi.

"Memnun oldum Bay Tomlinson. Emin olun biz de yeni geldik sayılır, gerçekten çok beklemedik." Jen'e baktı ve yalana katılmasını teşvik edercesine gülümsedi. Jen hızlı bir şekilde Harry'nin ne yaptığını anlayarak gülümsedi ve kafasını salladı.

"Size ilk Met Gala'nızda eşlik etmek benim için bir onur olacak." 

Koluna girmesi için Louis'ye kolunu uzattı. "Ne dersiniz, bu geceye başlayalım mı?"

Louis gülümseyerek ona baktı ve biraz çekinerek ona uzatılan kola girdi. Louis, ne kadar modellik yapsa da Harry'nin yanında kısa kalmıştı, umarım fotoğraflar kötü çıkmaz diye düşündü.

Harry, ikisini kırmızı halıya fotoğrafçıların durduğu alana doğru yönlendirirken Louis durakladı. Harry de bunu hissedince durdu ve kısa yakışıklı oğlanın yüzüne baktı, oğlan fotoğrafçılara bakarken yüzünü buruşturuyordu.

"Bir sıkıntı mı var Bay Tomlinson?" Harry birkaç saniye durdu, "Sana Louis dememde bir sakınca var mı?"

Louis dikkatini fotoğrafçılardan Harry'e çevirdi. "Tabii ki yok Bay Sty-... Harry." Harry'e ismiyle hitap etmesinden sonra soru sorar gibi kaşını kaldırdı Harry'nin tepkisini görmek için. Harry kıkırdadı.

Louis kırılmış görünüyordu, "Kıkırdayacak ne var?" dedi dudaklarını büzerek.

Harry şaşırmadan edemedi, oğlan dudaklarını büzünce daha da yakışıklı ve tatlı olmuştu. Harry ikisinin aynı anda nasıl bir kişide olduğunu anlamıyordu ama şikayetçi değildi.

"Şey, sevgili Louis, daha önce senin kadar çekingen bir modelle tanışmamıştım açıkçası. Önce fotoğrafçılardan korkuyor gibi davranıyorsun daha sonra da bana adımla hitap etmen garip bir olaymış gibi tepki vermemi bekliyorsun."

Louis kolunu Harry'den çekerek ona doğru döndü. Harry, Louis'nin sinirlendiğinde ne kadar tatlı göründüğünü düşünerek kendi kendine güldü, eğlendiğini göstermemek için her şeyi yaptı, yoksa küçük olan daha da sinirlenebilirdi.

"Sevgili Harry," dedi onu taklit ederek, "Öncelikle bildiğin gibi bu benim ilk Met Galam ve gergin olmam gayet normal, ayrıca model olmam yüzlerce fotoğrafçı fotoğrafımı çekerken her zaman rahat olacağım anlamına geliyor. Aynı zamanda genelde profesyonel fotoğraf çekimlerimde kontrol bende olur ve böyle çalışmaktan hoşlanırım. Ve son olarak da yeni tanıştığım insanlara hemen isimleriyle hitap etmem fakat sen öyle yapmayı önerdiğin için ben de sana uymalıyım diye düşündüm ve senin bundan rahatsız olmadığından emin olmak istedim-" Tek nefeste bu kadar şeyi söyleyebilmesine kendi de şaşırdı. Sesi gitgide yükseldi.

"-VE BUNA KİBARLIK DENİYOR HARRY, KİBAR BİRİ OLDUĞUM İÇİN KUSURUMA BAKMA LÜTFEN!"

Etraflarındaki birkaç kişi dönüp onlara bakarken Harry de ağzı açık bir şekilde Louis'ye bakıyordu.

Küçük, tatlı Louis'nin içinden şımarık bir canavarın çıkmasını beklemiyordu. Daha dikkatli olması gerektiğine karar verdi.

"Tamam, haklısın Louis ama biraz sakin olabiliriz, ne dersin?"

Louis etrafına baktığında onlara bakıp bir şeyler diyen insanları görünce ona hak verdi. 

"Özür dilerim, ben sadece... Çok heyecanlıyım. Yıllardır Met Gala'ya gelmek en büyük hayalimdi ama modelliğe yeni başladım sayılabilir, bu yüzden..."

"İnsanlarda iyi bir izlenim bırakmak istiyorsun." diyerek Louis'nin cümlesini tamamladı Harry. Louis gülümsedi ve kafasını salladı, sakinleşmiş görünüyordu ama hala elleriyle ceketinin kenarlarını çekiştiriyordu.

Harry ona sarılıp sakinleştirmek istedi ama çok garip kaçacağını düşünüp onu izlemeye devam etti. Harry niçin on dakika önce tanıştığı biri için böyle hissettiğini bilmiyordu ama Louis'de onu sevmesine neden olan bir şeyler vardı. Şeytan tüyü müydü? Şeytana her an dönüşebildiğini az önce anladığı bu "melek" için gerçekten uygun bir deyimdi bu. 

"Seni rahatsız eden başka bir şey mi var Louis?" diye sordu kendi ayaklarını dünyanın en ilgi çekici şeyleriymiş gibi inceleyen Louis'ye.

"Ben.. Bunu söylemeye utanıyorum aslında... Ama..." Harry samimi bir şekilde gülümseyerek onu devam etmesi için teşvik etmeye çalıştı.

Louis kafasını kaldırıp gözlerinin içine baktı. "Daha önce hiç insanların karşısına bir erkekle beraber çıkmadım."

fine line || l.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin