[Day 3]

2.5K 266 406
                                    

Yüzüne vuran güneş ışığına şikayet etme yöntemi olarak gözlerini kapalı bir şekilde kırpıştırdı. Perdeleri çekmediği için kendine küfretti. Mutsuzluğunu belli eden iniltiler çıkararak gözlerini hafifçe açmaya çalıştı. Ama gözleri mühürlenmiş gibi açılmamaya yemin etmişti.

Sağ tarafında bir hareketlilik hissedince ürperdi. Ve algıları yavaşça açılmaya başladı. Kafasının yaslandığı zemin yumuşak yastığına hiç benzemiyordu.

Tüm gücünü kullanarak gözlerini açtı. Kendi odasının duvarları böyle değildi. Tavanında da ledlerden yaptığı bir yıldız bulunurdu. Yıldızı yoktu.

Bir başka kişinin nefes alıp verme sesini duydu. Kaçırılıp kaçırılmadığı ihtimalini sorgulamaya başladı. Altındaki zemin inip kalkıyordu.

Bakışlarını yavaşça yukarıya çevirdi. İlk olarak gördüğü kişiyi tanıyamadı. Gözlerini ovalamak için diğer elini de yabancının baskısından kurtardı. Bu ani hareketi yabancıyı da hareketlendirmişti.

Felix gözlerini tekrardan yavaşça ona çevirdi. Ve bu sefer karşılaştığı 2 parlak göz ve gülümseyen bir yüz oldu.

"Günaydın." dedi Hyunjin uykulu bir sesle.

Felix'in gözleri olabildiğine büyümüştü.

Burada, bilmediği bir odada, aynı yatakta Hyunjin ile yatıyordu. Bu mümkün değildi. Bunları sorgularken kolunun uzunluğu dikkatini çekti. Felix önceki gün üstüne sadece kot ceket ve tişört-

Felix gözlerini daha fazla büyütüp ani bir hareketle bulunduğu yerden doğrulup Hyunjin'e baktı. Hyunjin ona sadece alık ifadelerle bakıyordu. Ellerini Felix'e doğru uzatmaya çalıştı ama Felix onun bu yeltenişine anında kontratakta bulundu.

Gücünün her zerresini toplayarak farkında olmadan attığı çığlıkla Hyunjin'i yataktan attı. Hyunjin afallayarak kafasını kaldırdı. Kaşını kalkık, yorgun ve gözlerinde anlamsız bir ifade ile Felix'e bakıyordu. Felix ise odanın bir köşesine sinmiş ona bakıyordu.

"FELİX NE YAPIYORSUN TANRI AŞKINA!" kollarını yatağın kenarına dayayıp onlardan kuvvet alarak yerden kalktı.

"BENİM BURADA NE İŞİM VAR? VE BİZ NEDEN AYNI YATAKTA UYUDUK?!" Felix bu söylediklerini yüz ifadesi ile daha etkili kılıyordu.

Hyunjin elini alnına vurup pek de şaşırılmayacak bir hayal kırıklığı ile ona baktı. "Sana hatırlamayacağını söylemiştim."

Felix'in yüzündeki dehşet ifadesi saniyeler geçtikçe büyüyordu. Birden jetonu düştü ve avazı çıktığı kadar bağırdı. "BANA KÖTÜ ŞEYLER Mİ YAPTIN?!"

"PARDON?" parmağı ile Felix'i işaret etti. "EĞER SANA ENGEL OLMASAYDIM SEN BANA KÖTÜ ŞEYLER YAPACAKTIN." adımlarını ona doğru attı.

Felix yatağın üzerinden aldığı küçük yastığı ona fırlattı. "YAKLAŞMA BANA!"

Hyunjin cevap vermeye hazırlanıyordu ki kapının kırılmış gibi açılmasıyla ikisi de dikkatini o yöne verdi.

Jisung savaşmaya hazır gibi odaya giriş yapmıştı. Bir şekilde hızlıca nefes alıyordu. Felix onun bu ani girişiyle azıcık irkilmişti. Jisung ise o ikisini iyi bir şekilde gördüğü için azıcık da olsa rahatlamıştı.

"Oh ikinizin de iyi olmasına çok sevindim." yavaşça nefesini düzene soktu. "Sesleri duyunca biri sizi öldürüyor sandım." Jisung odayı gözleriyle taradı. Kimse onları öldürmeye yeltenmemiş olsa da pozisyonları çok tuhaf duruyordu.

how to win a guy in 10 days ° hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin