[Day 2] Part. 1

2.6K 296 293
                                    

Felix elindeki silme beziyle işini bitirdikten sonra onu temizlik kovasının içine attı. Ardından kovayı olması gereken yere, personel odasına bıraktı. Ellerini yıkayıp bankodaki yerine döndüğünde Minho'nun ona çay uzattığını gördü.

Kafenin açılmasına 15 dakika vardı ve bu Minho ile bir bardak çay içip ufak bir kahvaltı yapması için yeterli bir zamandı.

"Dün gece nasıldı?" dedi Minho önündeki çörekten kocaman bir ısırık alarak.

"Fena değildi. Hatta güzel bile denebilirdi." Felix kafasını kaldırmadan cevap verdi. Dün gece oldukça iyi uyumuştu aslında. Fiziksel olarak harikaydı ama mental olarak ölmek üzereydi.

"Bi de beni onların dediklerine kulak kabarttığım için azarlamıştın. Bak ne güzel oldu işte yakışıklı bir çocukla randevuya çıkmış oldun."

"Yine de başkalarını dinlemek hoş bir hareket değil hyung. Doğrusunu söylemek gerekirse kabul etmek istemiyorum ama sen haklı olabilirsin. O çocuk Changbin'den kurtulmak için şansım olabilir." Felix gözlerini kırpıştırarak etrafına bakındı. Keşke kafe cumartesi günleri kalabalık olmasaydı.

"Sence senden hoşlandı mı?"

"Ahh!" Felix kafasını bankoya vurdu. "Onu yanağından öptüm hyung! O an çok normal gibiydi ama öptükten sonra geldi pişmanlığı."

Minho ona yargılayıcı bir surat ifadesi ile baktı. Ardından çay fincanını eline alıp Felix'i işaret etti. "Sen bu işi çok çabuk kapıyorsun. Önümüzdeki hafta bana onunla öpüştüğünü anlatmak için yine burada bekliyor olacağım."

"Tabi tabi kesin öyle olacak." kendi fincanını eline aldı. "Sadece onda bir şeyler uyandırmak istedim. Zaten bana bunun bir randevu olup olmadığını sordu. Ben de öyle olduğunu söyledim."

"Peki bay çok zeki bir sonraki randevunuz ne zaman?" Minho suratında alaycı bir ifade ile Felix'e bakıyordu. Ama Felix daha alaycı bakıyordu.

"Normalde yarın olacaktı. Ama beklenmedik bir durum gelişti. O yüzden bugün olacak gibi."

Minho kaşlarını çattı. "Neymiş o beklenmedik durum?"

Felix eliyle fincanının ağız kısmına daireler çiziyordu. "Bi ihtimal bilekliğim onda kalmış olabilir ve o da bana vermek için buraya gelebilir."

Minho ağzındaki çayı Felix'in yüzüne püskürttü.

"YA HYUNG DAHA YENİ TEMİZLEMİŞTİM BEN BURAYI!"

"NE YAPTIM DEDİN SEN?" Minho'nun gözleri kocaman olmuştu.

Felix bir peçete alıp iğrenerek yüzünü sildi. "Bilekliğimi hırkasının cebine koydum oldu mu?"

Minho ağzı bir karış açık şaşkınlık içinde ona bakıyordu. "Peki ama neden?"

Felix ona ciddi misin der gibi bir bakış attı. "Daha çok vakit geçirmek için, bi de adı lazım değilin bugün buraya geleceğini bilmemek için aptal olmak lazım."

Minho ellerini şakaklarına götürüp yavaşça masaj yapmaya başladı. "Cidden Felix beni yaşlandırıyorsun."

Felix onun bu dediğine cevap vermedi, sadece histerik bir şekilde gülümsedi.

"Burayı yine de sen sileceksin."

♣️

Hyunjin kanepesinde oturmuş masadaki bilekliği gözleriyle dövüyordu. Jisung da odanın içinde volta atıp duruyordu.

Ardından yavaş yavaş adımlarla masaya yaklaşıp masadaki objeye dokundu.

"Hyunjin pek tehlikeli bir şey gibi görünmüyor."

how to win a guy in 10 days ° hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin