viii

429 67 18
                                    

      Marinette kendini yatağa atan Adrien'a bakarak durumu anlamaya çalışsa da, en sonunda pes edip iç çekti. İnsanlar gerçekten çok ilginç yaratıklardı, bir saniye önce gülümseyip sonrasında buruşmuş patlıcana dönüşebiliyorlardı.



       Kendisi de Adrien'ı taklit edip yatağın boş olan tarafına sırt üstü zıpladı. "Görünüşü daha eğlenceliydi." diye somurttuktan sonra sarışın gence döndü. "Neden böyle aniden... sinirlendin? Üzüldün? Tanrım, insanlar aynı anda kaç duyguyu yaşıyorlar? Ne hissettiğini anlayamıyorum bile!"


     Bir süre sarışın gençten tepki alamayınca dizlerinin üstünde durup endişeyle gözlerini kırptı. "Öldün mü yoksa! İnsanlar çok üzülünce ölüyorlar mı!? Tepki ver lütfen!"


        Adrien harikalar diyarına ait bu tavşan-kızın insanlar hakkındaki teorilerini duymaktan büyük bir zevk alıyordu. Bu yüzden morali bozuk olmasına rağmen dudaklarından kaçan kıkırdamaya engel olamadı. "Ölmedim, merak etme," dedi arkasına dönüp. Artık Marinette ile göz teması kurabiliyordu. "O kadar da narin canlılar değiliz."


"O zaman neden sorduklarıma cevap vermiyorsun?"


"Ben de neler olduğunu ya da ne yapmam gerektiğini tam olarak bilmiyorum çünkü. Aptal gibi babama da bağırdım zaten."


      Ortam aniden sessizliğe bürünürken Marinette ellerini havaya kaldırarak durması için işaret etti. "Bir saniye," dedi yataktan kalkıp aşağı atlarken. Parmaklarını şıklatmasıyla güneşin önünü bulutlar kapatmış, yağmur çiselemeye başlamıştı. "Yağmur yağarken açık hava çekimlerine katılamazsın. Bu da bize konuşmak için zaman kazandırır."


     Sonrasında iki elinde beliren süt dolu kupalardan birini sarışın gence uzattı. Adrien da bir süre hayranlıkla dışarıyı izlemiş, ardından uzatılan kupayı iki eliyle almıştı.


"Anlat bakalım," Marinette elbisesinin eteğini düzelterek çift kişilik yatakta bağdaş kurdu. "Neymiş bu karmakarışık şey öğrenelim."

...

uranüs |adrienette|✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin