iii

515 74 11
                                    

      “Adrien, bu konuyu seninle daha önce konuştuk.” dedi Gabriel elindeki çatalı masaya bırakırken. “Belki de madalyonu takmayı artık bırakmalısın. O aptal şey yüzünden annenin öldüğünü kabullenmekte zorluk çekiyorsun. Bu da her gece kabus görmene sebep oluyor.” 

      Tabağındaki son köfteyi de bitirdikten sonra iç çekti sarışın genç. “Küçük bir çocuk değilim ben,” diye yanıtladı. “Annemin öldüğünü biliyorum. Onun madalyonunu görüyorum diye hayaller kuracak değilim. Afiyet olsun size.” Çatalını bırakıp mendiliyle ağzını sildi, ardından sandalyesini geriye itti. Nadiren yaptıkları toplu akşam yemekleri hep tatsız bir sona ulaşıyordu, ve bu durum canını sıkmaya başlamıştı.

     Merdivenlerden çıkıp odasına girdiğinde Marinette’in gülümseyen yüzü ile karşılaştı. Genç kız havada bağdaş kurmuş, uçan bir demliğin fincana doldurduğu çayı yudumluyordu. “Akşam yemeği bittiğine göre,” diye söze girdi. “Bana yardım edecek misin?”

      Adrien odada bulunan koltuğa oturdu ve gözlerini kırptı. “Rüya gördüğümü düşünmüştüm.” dedi şaşkınlıkla. Ardından bir süre uçan demlik ve fincanlara baktı. “Sanırım gerçekten harikalar diyarından çıkıp geldin.”

“Sana söylemiştim!”

        “Neden rastgele bir deliğe girmiyorsun? Belki farklı bir tavşanla karşılaşırsın, o da sana yolu gösterir.”

"Ama tek başıma karanlıkta korkarım!"

"Onlarca sorumluluğum arasından buna vakit ayıramayacağım."

        “Bizim de sorumluluklarımız var!” diyerek kollarını göğsünde birleştirdi Marinette. “Biz tavşanlar ihtiyaç duyulduğunda harikalar diyarından çıkar ve sizin dünyanıza göreve gönderiliriz.” Parmağını şıklatmasıyla uçan demlik ve fincan yok olmuş, genç kız ayaklarını yere basmıştı.

         Adrien bir süre genç kızla bakıştı, ardından telefonundaki bildirimleri kontrol etmeye başladı. Karşısındaki kızın ve anlattıklarının gerçekliği artık umurunda değildi, kendisini ilgilendirmeyen problemlerle uğraşmak istemiyordu sadece.

       Marinette de bunu fark etmesiyle yatağın üzerindeki yastıklardan birini alarak sarışın gence fırlattı. “Bana yardım edecek misin!?” diye bağırdı ardından. “Yoksa ailenin başına bela olurum!”

Sarışın genç kafasını telefondan kaldırmadan omuz silkti. “Ne istersen yap. Çok da umurumda değil zaten.”
...

uranüs |adrienette|✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin