Dün gece ki tuhaf olaylardan sonra uyumak biraz güç olmustu ama sonunda uyumustum. Ve sabah uyandığımda kendimi yerde yüzüstü yatarken bulmustum, gerçekten kabuslarla dolu berbat bir geceydi. Sürekli aynı şeyi görüyordum ; sokağın sonunda ki ev ve çığlıklar. Yüzümü yıkamak için lavaboya gittiğimde aynada gördüğüm manzara dehşet vericiydi. Yüzümün belirli yerlerinde ve kollarımda morluklar vardı. Bu da neyin nesiydi? Resmen aklım gidip geliyordu. Yüzümü yıkadım ve kahvaltı etmek için mutfağa gittim, buzdolabı bombostu. Şu ana kadar her sey normal giderken ekmek almak için aşşağıya indiğimde karsılastığım durum beni fazlasıyla korkutmustu. Sokağın sonunda ki ev de ufak çaplı bir yangın çıkmıştı bunun yanı sıra, duvarlarında pagan sembolleri vardı ve "asla karanlıkta arkana bakma" gibisinden seyler yazıyordu. Birisi benimle dalga mı geçiriyordu, yoksa bu beynimin bana oynadığı bir oyun muydu? Dün gece ki şahit olduğum manzarayı hatırlayarak zekeriya amcaya korkmus gözlerle baktım, fakat o gözlerini benden kaçırmaya çalıştı. Yanına gittim ve nasıl olduğunu sordum, "allaha sükür oğlum iyiyim" gibi seyler söyledi. Dün gece neden böyle bir sey yaptığını sorduğumda ise aldığım cevap bir hayli garipti. Çünkü zekeriya amca dün kendi evinde değil, epeyce uzak olan kızının evinde kalmıstı ve hiç bir şeyden haberi yoktu. Hiç bir şey diyemeden eve gittim. Yaşadıklarım normal değildi. Kahvaltımı yaptıktan sonra biraz uyumaya karar verdim...
Kan ter içinde uyandığım bir uyku daha, yine aynı rüyayı görmüstüm. Sokağın sonunda ki ev, ve çığlıklar. 1-2 saat kestirmek için yatmıstım fakat saat çoktan 20:00 olmustu. Bu kadar derin ve uzun uyku hiç de bana göre değildi.ilk defa böyle oluyordu. Televizyonu açmaya karar verdim fakat yine aynı boktan programlar ve diziler vardı. Film izlemeye karar verip filmlere bakınmaya basladım. Ve bir korku filmi seçip bir bardak kola koydum.
dün gece ki yasadıklarımı ve sabah ki olayları düsünmekten filme bile konsantre olamıyordum. Ne kadar bunu yapmak istemesemde beynim bana sürekli "o eve git ve ne olduğunu gör" emri veriyordu. Elime bir fener aldım ve soğuk havanında etkili olmasıyla kalın bir ceket giydim ve dısarıya çıktım. Evin yolu sokaktan sola dönerken çalıların arasından uzanan dar bir yoldu. Çamurlu ve iğrençti. Evin kapısına yaklastım. Fakat kapı kilitliydi. Arkadan dolasmaya karar verdim, büyük bir pencere vardı. Fenerimin kuvvetli ama ev de doğru düzgün çalısırken buraya geldiğimde yanıp sönen ışığı içeriyi aydınlatmaya pek yetmiyordu. Fakat az da olsa görünen içeride ki manzara korkunçtu. Siyah peçeler içinde 4-5 kadar insan öldürdükleri bir sokak hayvanının etrafında çember oluşturmuş bir seyler söylüyordu.
Bu sözler...