"Akıttık kanı, kaybettik aklımızı. Dünyayı keşfe çıkacagız. Yüce şeytan için, daha fazla kan için"
Duyduklarım karşısında şok olmuştum, sürekli bunu tekrarlıyorlardı ve İçerisi fazlasıyla karanlık, bir o kadarda rutubetliydi. bunun yanı sıra meşalelerle çember oluşturmuşlar ve her meşalenin başına bir kafatası geçirmişlerdi.
Kafataslarını incelediğimde ilk bakışta anlamlandıramadığım fakat sonradan fark ettiğim bir sey oldu.
Her kafatasının alın bölgesinde pagan sembollerinden biri olan pentagram vardı. Gördüğüm manzara kesinlikle normal değildi. İçeride ki 4 kişinin yüzlerini görmeli, kim olduklarını, ne yaptıklarını öğrenmeliydim. Bunun için düsünmeye basladım.
Evin çaprazında ki Çınar ağacının yanına oturup evdekilerin çıkmasını beklemek için oradan uzaklasmaya karar verdim. Heyecanlıydım ve korkuyordum. Yarım saat kadar bir süre bekledikten sonra sonunda bir hareketlilik oldu ve kapı açıldı. Sırasıyla içeriden iki kisi çıktı. Kim olduklarını bilmiyordum ve tipleri normal bir insanı korkutmaya yetecek kadar tuhaftı. Boyları uzun ve normal bir insana göre daha büyük kafaya ve ellere sahiptiler. İçerideki diğer iki kisininde çıkmasını beklerken bir sigara yakmaya karar vermistim ancak doğru düzgün soluyamıyordum bile. Beklemeye basladım...
Sonunda kapı açıldı ve evden çıkanları gördüğümde çok şaşırmış ve sarsılmıştım. Çünkü bunlar en yakın 2 arkadasım "Burak" ve "Mete" idi. Bu insanların içinde ne işleri vardı? Yoksa onlarda mı her seyin içindeydi? Olay gittikçe karmaşıklaşıyordu. Ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Beni görmemeleri için ağacın arkasında ki evin bahçesine saklandım ve gitmelerini bekledim.
Gittiklerini gördükten sonra eve gitmeye ve ne yapacağıma ev de karar verecegime dair kendi kendime fısıldadım. En yakın 2 arkadaşınızın karanlık işler çevirdiğini öğrenseydiniz, ne yapardınız? Üstelik onlarla aynı okulda, aynı sınıftasınız.
Kendimden bahsetmek gerekirse. 180 boylarında yaklasık 65 kilo mistik bir tipe sahip birisiyim. Mete 178 boylarında hafif cılız bir çocuk, burak ise onun aksine 185 ve kalıplıydı.
Sonunda eve gelmistim, sakin kafayla düşünmem gerekiyordu ve kendime bir kahve koydum. Yarın okulum vardı ve onlarla gidip neler çevirdiklerini soracaktım. Kendi kendime biraz araştırma yapıp bu konu hakkında bilgi sahibi olmak istedim fakat hiç bir bilgiye ulasamadım ve bu beni daha çok meraklandırmıştı. Uyumaya karar verdim, yarın erken kalkacaktım.
Sabah uyandığımda üzerimde 3 tane fil oturuyormuscasına bir yükle kalktım. Bugün her sey açığa kavuşacaktı. Hazırlandım ve kahvaltımı yaptım, okulun yolunu tutmaya basladım. Ve boktan okuluma gelmistim, her zaman ki gibi okul salaklarla çevriliydi, Klasik liseli insan tiplemeleri. 2.kata çıktım ve sınıfıma geldim. Mete ve Burak en arka sıraya geçmiş ve bir seyler konusuyorlardı. Hiç bir sey bilmiyormuscasına yanlarına gidip
"Günaydın beyler, nasılsınız?"
diye sordum ve muhabbete girdik. Sizinle bir sey konusacağım ama bana karşı dürüst olacaksınız dedim. Tenha bir yere geçtik ve konusmaya basladık. Sert bir ses tonuyla
; "Siz ne tür işlere bulaştınız?"
"O dün gece ki manzara neydi"
tarzından sorular yöneltim. "Immm, seey" diye kehküm etmeye basladılar. İki tane adamın gelip onlara para ve sonsuz hayat vaadettiğini, ve sonrada bu tarz ayinler yapıp, liderlerine kurban kestiklerini ve para aldıklarını söylediler, fakat sonradan olayların çığrından çıkıp gerçek insan kurbanına basladıklarını, fakat bunu yapmak istemediklerini belirttiler. Bunu yaptıran her kimse kendi rızalarıyla yapmıyorlardı, buna emindim.
Ve metenin telefonu çaldı, arayan onlardı. Acilen sokağın sonunda ki eve gelmelerini söyledi. Mete basta ne kadar eh küm etsede sonunda razı oldu ve ben de yanlarında gidip onları izleyecektim, buna çözüm bulacaktık. Ev okula 15 dakika yürüme mesafesinde olup çabucak gidebileceğimiz bir yerdi.
Ve yürümeye basladık...