Tam her şey yoluna girdi derken.

493 18 9
                                    

Eve yaklaşmıştık, durup bir plan yapmaya karar verdik, yaptığımız şey son derece tehlikeliydi ve doğaçlama yapamazdık. 

Meteye dönüp 

"bir plan yapmamız gerekli"

dedim

ve, başıyla onayladı.

Sonrasında ;

" Zaten  bay Garcia'nında sesi son derece tuhaftı, liderin acilen bizimle konusmak istediğini söyledi" 

   Bay  Garcia  liderin kahyası gibiydi, bizimkilerle ilgilenen oydu. Ortak bir karar verdik, Mete ve burak içeriye girecek ve Mete olanları gizlice videoya çekecekti.  Bunun sayesinde elimizde büyük bir koz olacaktı, fakat bu en az doğaçlama yaparak girmek kadar tehlikeliydi. Bir süre düsündükten sonra bu planı uygulamaya karar verdik, ne pahasına olursa olsun yapacaktık.  Ve sonunda eve geldik.

    Mete ve Burak kapıya doğru gitti ve çan benzeri zil  ile kapıyı çaldı. Kapıyı açan  ve burakla meteyi içeriye alan adam, uzun boylu, iri ve kırmızıya kaçan gözlere sahipti. Ürkütücüydü.

    Mete ve burak içeriye girmis ve ben ise her zaman ki beklediğim çınar ağacının yanına gidip beklemeye baslamıstım.

Aradan  2 saat kadar geçtikten sonra içeriden çıkan Mete'ydi ve  yanında Burak yoktu. Yanıma geldi ve elleri titriyordu. "Ne olduğunu, Burak'ın nerede olduğunu" sordum.

Sonra Mete ;

   Kısa bir yürüyüse ihtiyacı olduğunu, bir süre yalnız kalmak istediğini söyledi ve koşarak uzaklaştı.

Neler oluyordu? 

   Aradan bir-iki saat daha geçmesine rağmen ne Burak içeriden çıkmıştı, ne de Mete geri dönmüştü. Yine en basa dönmüstüm. Yapayalnızdım.

   Bir süre sonra içeriden bir çığlık sesi geldi, bu  her gün rüyamda gördüğüm  evden gelen  ses ile aynıydı.  Hemen hemen her gün ard arda bu sesi duyduğum için, bundan emindim.

   Ve gidip pencereden içeriye bakmaya karar verdim, pencereye yaklastığımda içerisi karanlık olduğu için fenerimi çıkarmaya karar verdim. Tam feneri çıkaracakken omzumda bir el hissettim.

  Bu zekeriya amcaydı, veya o değildi. Sadece onun kılığına girmis bir sahtekar. 

   "Ne oldu?" diye sordum.

Ve

"Sana buraya gelmemeni söylemistim" cevabını aldım. Neden diye sormama vakit bırakmadan yine ortadan kaybolmustu.  İçimde ki iğrenç his ve korkuyla ciğerlerim patlayana dek koşmaya başladım.koştum, koştum ve  Kendimi okulda buldum.  Neden okula gelmiştim hiç bilmiyordum.

  Bir süre düsündükten sonra, rüyalar, morluklar, çığlıklar derken asıl hedeflerinin ben olduğumu anlamıştım. Mete ve Burak sadece bir piyondu.

  Gökyüzü simsiyah olmuş, hava kararmıştı. Sıcaklık en az -12 dereceydi, fakat bir gram bile üşümüyordum. Sanırım bu onca olaydan sonra Tanrı'nın bana bir lütfuydu. 

  Acıkmıştım ve cebimde ki son parayla  marketten yiyecek bir seyler almaya karar verdim. Market  Hemen okulun arka tarafında ufak bir yerdi.  Yürümeye basladım. Etraf tenha ve karanlıktı. 

Marketin hemen  yaninda ki elektrik direğinin yanında 3-5 sokak serserisi duruyordu. Cebimde ki son paramı, onlara kaptırmaya hiç niyetim yoktu.  Biraz duraksadıktan sonra tekrar ilerlemeye başladım ve tam yanlarından geçerken birisi yanıma geldi. Ve param olup olmadığını sordu, soğukkanli bir sekilde hiç param olmadığını söyledim. Fakat pek inanmış gibi durmuyordu.

Ufak boylu olanı çağırıp üstümü aramasını söyledi.  Elini cebime  sokmasıyla  yumruğu yemesi bir oldu, bunu gören diğer 4 kişide   üstüme çullandı. Kaçacak hiç bir yerim yoktu, ve olan oldu.

Hem  paramdan olup, hemde derin bir bıçak kesiği almıştım. Kolum kanlı bir sekilde okula doğru yürümeye basladım, çok fazla acı çekiyordum ve bunun etkisiyle okula girdiğim an  yere sızıp kaldım.

 

   Sabah uyandığımda güneş yeni yeni doğuyordu , açlık ve acı hissetmiyordum. yarayı kontrol etmek için kolumu sıvazladığımda kesikten hic bir eser yoktu, en ufak çizik bile. Bunlar normal seyler degildi fakat önce ki günlerde yasadıklarımında pek normal olduğu söylenemezdi. 

Gidip bir çeşme bulup, yüzümü yıkamaya karar verdim.

  Çeşmeyi bulup, Yüzümü yıkamıstım.  Kalacak bir yere ihtiyacım vardı. Bir süre düsündükten sonra uzaktan kuzenim olan Esila'yı arayıp onda kalıp kalamayacağımı sormaya karar verdim, ve Esila'dan

  "elbette kalabilirsin, burasi seninde evin" cevabını aldım,  bu 3 gün içinde duyduğum en güzel cümleydi. Ve

  "ne zaman gelebilirim" diye sordum,

"İstersen hemen simdi gelebilirsin" cevabını  aldım. Ve tesekkür edip telefonu kapattım.  Havanın aydınlık olması ve evimin etrafınında insanlarla çevrili olmasının verdiği cesaret ile eve gidip 3-5 parça kıyafet almaya karar verdim. Kıyafet isini hallettikten sonra yola koyulmaya karar verdim. Esila'nın evi, evime 1 saat kadar uzaklıktaydı. Yola koyulmaya basladım.  Neredeyse yolu yarılamıstım, yanıma bir araba durdu ve içeriden bir ses ;

  "İstersen gideceğin yere bırakayım"

Dedi

Bu güzel kız da kim? derken, onun Esila oldugunu fark ettim. Onu uzunca bir süredir görmüyordum, bu normaldi.  Epeyce güzelleşmiş ve kendine son model bir araba almıştı. Arabaya bindim ve yola koyulmaya basladık.

   Sonunda eve gelmistik. Esila kalacağım odayı ve duş alabileceğim banyoyu gösterdi.

Soğuk bir duş alıp uyumaya karar vermistim. Buz gibi bir duştan sonra kuş tüyünden farkı olmayan yatağıma geçtim. Üzerimde ki yorgunlukla uyuya kalmıstım. Fakat bir süre sonra,

  bir çığlıkla uyandım. Rüyada mıydım yoksa  gerçek miydi? Bu gerçekti ve Esila'nın sesiydi.

    Hemen assağıya Esila'nın yanına indim ve gördüğüm manzara  dehşet vericiydi. Bunlar gerçek olamazdı.

Karanlıktan gelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin