6!Shit!°

732 46 60
                                    


Oy verip,, satır aralarına yorumlarınızı bırakmayı unutmayın. Muah! 🐰💌🐥

İyi okumalar...

Okuldan eve sonunda geldiğim gibi üzerimi değiştirme gereği duymadan yatağa atmıştım kendimi..

Olanları gözden geçirip geçirip duruyordum. Lanet olası pezevenk Jungkookla birlikte aynı üniversitede aynı bölümde okuyorduk. Akıl alır gibi değil! Hayatım gerçekten tuzaklara doluymuş..

Tuzaklardan bir müddet uzak kalabilmek içinse okul gününü asmış eve gelmiş bulunmaktayım.

Gideceğim yere kadar onunla karşılaşmamak için adımlarımı emin emin atmıştım. Terasa çıkarken düşünce kapılarımı yine ve yine çalıp dururken, kafamı sertçe kapıya çarpmış ve koca yumru oluşturmuştum. Gerçi şimdi şişlik inmiş, hala mor ve yeşillik vardı ve elimi dokundurduğumda canım acıyordu. Tatlı acı.

Ben Jungook'tan kendimden emin bir şekilde kaçtığıma son derece güvenip, böbürlenirken, beni acı çekip ağlarken bulmuştu. O an nasıl beni bulabildi diye düşünmeyi ve sormayı es geçip, salak saçma hareketlerle karşısında bir çocuk gibi ağlayıp, zırlamış beni çekmesin diye telefonunun kamerasından tutup çekiştirirken, üzerine düşmüştüm.

Tanrının hayatıma sunduğu en mahsum tuzaksa şerefsiz Jungkook'un beni baştan çıkartmış olmasıydı.

-ama hakkını yemek istemem baştan çıkartma girişimi muazzam bir şekilde başarılıydı,,yani ben böyle bir baştan çıkarma girişimi görmemiştim ömrüm hayatım boyunca,, on üzerinden puanım yüzdü hatta daha bile fazla-

Tek sorun öpecek kadar dudağımın dibine gelmiş ardından her karşılaşmamızda sunduğu küstah ve bi o kadar gıcık gülüşünü, bakışını sunup gitmişti.

Peki ben? Bu lanet olası ben ne yapmıştım?? Kazığa dönen aletimi kendim normal haline çevirmiş, üstüne üstelik her tarafımı ıslatmıştım. Neyseki dolabımda yedek baksırım ve Jisung'u yedek pantalonu vardı. Eğer olmasaydı ne bok yiyecektim ben?? Islak ıslak pis pis mi gezecektim yani? Nasıl bunu düşünmeden oracıkta işimi gördüm aklım almıyor.

Soyunma odasına kadar gizlene gizlene Jisungla gelmiş, kısa ama güzel bir duş aldıktan sonra, zaten temiz olan v yaka beyaz tişörtümü tekrar giyip, ardından yedek olanları giymiş, diğer kirlileri katlayıp, Jungkookla karşılaşmamak için gizli gizli gelip dolabımda atmıştım. Okuldan herkes* çıktıktan sonra çantamı alıp, çantamla birlikte kirlileri eve getirmiş yıkamıştım.

Zaten eve gelene kadar üzerimede hissettiğim huzursuzluk diz boyuydu. Şimdi yaptıklarımı, günümün nasıl geçtiğini düşündükçe bu his giderek artıyordu. Neden bilmiyordum ama onunla aynı üniversitede olamak çokça hoşuma gidiyor olsa da, aynı zamanda kötü, huzursuz, tedirgin, neşesiz hissetmeme yol açıyordu.

Bilmiyorum her ne kadar ondan etkilenmiş olduğumu şu an bile kendime söyleyip yediremiyorum olsamda, göz var izan var! Her şey ortadaydı. Kolayca etkileniyorum ki zaten teras kapısının önünde sadece gülüşü, bakışı ve ufak bir dil dokunuşuyla sertleşmiştim.

Şimdiyse kadar etkilendiğim insanlara bile etkilendiğini kolay kolay belli etmeyen ben! Kalkmış hiç belli etmemem gerektiği beş kilometre uzaklıkta bile bas bas bağıran güvensizlik artı piçlik görüntüsüne rağmen belli etmiştim. Hem bakışlarım hem bedenimle.

Bu gerçekler beni üzüyor ve daha çok huzursuz edip çıldırtıyordu. Yataktan bir sağa bir sola dönüp, bugün yaptığım hatayı bir daha tekrarlamamak adına kendime sözler verip durdum.

anıların ihtişamı° JIKOOK (M!) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin