Normalde bugün atmayacaktım pazar günü atacaktım yeni bölümü. Ama çok istediniz kıramadım. Bu da size sürpriz bölüm olsun. Umarım beğenirsiniz.
Alevler yavaş yavaş içeri sıçrarken hoca ne yapacağını bilemez şekilde tüm öğrencileri pencereye doğru yaklaştırdı. Zira yangın yavaş yavaş içeri gidiyordu. Sınıftaki oksijenin giderek azalmasıyla sınıftan birinin hocaya "camları kıralım, hem içeri oksijen girer, hem de camların patlama tehlikesinden korunmuş oluruz" dedi.
Hoca kısa bir süre alevlere bakarak düşündü ve "peki o halde biraz geri çekilin" dedi ve eliyle üç dört kişiyi işaret ederek camları kurmalarını söyledi. Az sonra sıralarla vurularak camların kırılmasıyla içeri azda olsa giren havayla derin bir nefes aldım.
Akın'ı hala merak ederken aklıma gelen telefonumla hemen cebimden çıkardım. Akın'a mesaj attım ve bir süre bekledim. Fakat cevap yoktu. Sonra bunca olayda duymayacağını düşünerek bu kez aradım. Telefonu çalıyordu fakat cevap yoktu. Gittikçe telaşlanmaya başlamıştım. Sınıftaki kızlardan bazılarının "burdayız bizi kurtarın lütfen" diye bağırmasıyla aşağı baktım ve kalabalık bir topluluğun okula baktığını gördüm. Anlaşılan onlar kurtulabilmişti.
Az sonra sınıf kapısının tamamen yanmasıyla orda yanacak bir şeyin kalmadığını ve alevlerin bir nebze olsun hafiflediğini gördüm.
Fakat daha da kötü olan şuydu ki alevler içeri fazlasıyla girmiş ve içerdeki sıralar yanmaya başlamıştı. Herkes korkuyla hocaya bakarken hoca ne yapacağını bilemez halde etrafına bakıyordu. Sınıftan birinin "hocam yardım gelene kadar burada öleceğiz" demesiyle sınıftan bir uğultu yükseldi. Alevlerden kaçmak için herkes birbirine girmişti neredeyse.
Az sonra başka biri "Hocam alevler üstümüze geliyor sıraları yangına doğru atalım buraya gelmesin. Bizde o sırada alevlerin az olduğu yerden kaçalım" dedi. Hoca bir süre düşündükten sonra "Sıraları alevleri doğru atın. Ama kimse bir yere kımıldamasın"
Biraz sonra sıraların hepsi köşeye, alevlere doğru fırlatılmıştı. "Hocam hadi gidelim" diyen kişiye karşı hoca "Arkadaşlar bu çok tehlikeli, geçtiğimiz yerler çökebilir" dedi.
"Hocam eğer burda kalırsak alevler gelmese bile nefessizlikten öleceğiz zaten. Ki alevlerde gelecek gibi duruyor zaten" dedi başka biri.
Hoca'dan ses çıkmayıp düşünceye dalması üzerine biri hocanın bağırışlarına aldırış etmeden elleriyle kendini koruyarak hızla dışarı kaçtı. Onun gitmesiyle hoca panikle sınıfa bakarak "sakın" dedi ama az önceki çocuğun zararsız bir şekilde atlattığını (en azından şimdilik) gören bazıları hocayı dinlemeyerek sınıftan aynı şekilde çıkmaya başladı. İş çığrından çıkmıştı artık ve hoca kimseyi kontrol edemiyor ve durduramıyordu. Sınıfın sayısının azalmasıyla bende artık daha fazla duramayarak riski göze aldım ve ellerimi siper ederek hızla alevlere daldım.
Vücuduma değen ateşle derin bir korku yaşarken neyseki hızla geçtiğim için alevlere yakalanmadan kurtulabilmiştim. Hızlıca ve dikkatle sınıf kapısından çıktım ve etrafıma bakındım. Şimdi ne yapacaktım ben.
AKINDAN
Dersteyken aniden gelen patlamayla sınıftan korku içinde gelen bağırışmalar gelmeye başlamıştı. Bu beklenmedik patlamayla herkes korku içinde birbirine ve hocaya bakarken az sonra gelen birkaç devrilme sesi ve dumanla hoca hızla sınıf kapısına gidip etrafa baktı. Ardından sınıfa dönerek " arkadaşlar alevlere en uzak yoldan hızlıca aşağı inin. Aksi takdirde yangın sınıfa gelecek gibi duruyor. Acele edin" dedi.
Korku içinde kimse kımıldamazken hoca "hadi çabuk olun" deyince az sonra yavaş yavaş sınıftan çıkmaya başlamıştı birkaç öğrenci. Ayağım o kadar uğurluydu ve ben o kadar şanslıydım ki okula gelmemin ikinci günü Milyondabir olacak bir şey olmuş ve patlama olmuştu. Alevler de cabasıydı. Kısa süreli panik dalgasını atlatmamla aklıma Nisa geldi ve korkuyla sınıftan dışarı çıktım.
Alevler koridoru sarmışken ben bunu umursamayarak nisa'yı nasıl bulacağımı düşünmeye başladım. Ne sınıfını biliyordum ne kendisini görmüştüm nasıl bulacaktımki. Elimden birşey gelmediğini anlamamla daha da paniklerken Nisa diyerek alevler içindeki koridorda koşmaya başladım. Onu kaybetmekten daha görmeden, sarılmadan, kokusunu içime bile çekemeden kaybetmekten çok korkuyordum.
O bana bunca zamandan sonra en iyi gelen tek şeydi. Ben onu kaybedemezdim. Eğer onu bulamazsam benimde yaşamamın anlamı yoktu. Bu düşünceler içinde alevlerin içine dala çıka Nisa diye bağırarak onu aramaya devam ettim.
Şu iki günde nisayı ararken gördüğüm kadarıyla 3. Katta iki 12. Sınıf ve en üst kat olan 4. Katta dört 12. Sınıf vardı. Ben üçüncü kattaydım ve nisa'yı burada bulamamamla hızla gözlerim merdiveni aradı.
Bir süre sonra gördüğüm merdivenle koridora nazaran daha az olan alevlere dikkat ederek yukarı çıktım. Bu sırada Nisa diye bağırmayı da ihmal etmiyordum tâbi. O sırada gelen çığlıklarla kafamı sol tarafa koridora çevirdim. Az sonra birkaç kişinin korkuyla önümden geçerek aşağıya çığlıklarla indiğini görmemle hızla o tarafa doğru koştum.
Önümdeki alev topluluğuna kendimi siper ederek geçtiğim anda çarptığım bedenle kendimi birinin üstünde buldum. Hızla gözlerim etrafı taradı. İki alevin arasında kalmıştım resmen. Altımdan hareketlenen bedenle kollarımdan destek alarak hafifçe doğruldum.
O sırada gördüğüm masmavi gözlerle olduğum yerde kaldım. İçimde daha önce hissetmediğim his dalgaları vardı. Onunda bana gözlerini kırpmadan baktığını görmemle onun da benden farksız olmadığını anladım. İki tarafımızı saran alevlerin sıcaklığını umursamadan ikimizinde ağzından aynı anda iki isim çıkmıştı.
"Nisa"
"Akın"
Evet arkadaşlar. Güzel bir bölümü daha geride bıraktık. Yazarken ben bile heyecanlandım ve ilk kez bir bölümü bu kadar beğendim. Umarım sizde beğenirsiniz. Bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. Size yine sorularım var.
Sizce bu kez birbirlerini buldular mı?
Alevlerin içinden nasıl kurtulacaklar?
Sonrasında ne olacak?
Cevaplarınızı bekliyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın 🤗🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rastgele Numara | Texting |
Teen FictionRastgele seçtiği bir numaraya attığı mesaj hayatını ne kadar değiştirebilirdi ki. Elbette bu düşünceyle atıyordu mesajı. Derdini anlatma amacıyla. Ama hiç umduğu gibi olmadı. ******** BM: Merhaba BM: Öncelikle bir konuda anlaşalım BM: Telefon sapığı...