Akın'ın saat dörtte hazır ol demesi üzerine o saate kadar yerimde duramamış ve annemin dikkatini üzerime çekmiştim. Annemin söylediği laflara 'dedim ya anne enerjiğim bugün' derken annem ise hadi hayırlısı diye cevap vermişti.Saat dört'e yaklaştığında bende üstümü giymeye başlamıştım. Annemin sabahki evde kalacaksın bakımsızsın lafı üzerine elbise giymeyi düşünsem de daha sonra izin alırken annemin nereye böyle bu kıyafetle diyeceğini düşünerek tekrar pantolon, kazak ve ceket üçlüsüne dönmüştüm.
Üstüme beyaz bir kazak ve siyah kot ceket giyerken altımda yine siyah pantolon vardı. Normalde siyah ağırlıklı giyinmeyi severdim zaten.
Giyindikten sonra yüzüme hafif bir makyaj yaptım ve hazırdım. Makyajdan kastım bir rimel ve ufacık bir de dudak parlatıcısı kullanmıştım. Benim için fazlaydı bile.
Üstüm hazır bir şekilde annemin yanına izin almaya gittim.
"Anne ben dışarı çıkıyorum. Öyle dolaşacağım"
"Nereye gidiyorsun kız. Birde süslenmiş püslenmişsin. Bir haller var sende"
"Anne seninde bir dediğin bir dediğini tutmuyor. Bak kendine az süslen püslen dedin. Bende süslendim işte azıcık. Belki biri görürde beğenir bakarsın"
Akın bu söylediğini duysaydı beni öldürüldü kesin.
"Kız o nasıl konuşma. Alırım ayağımın altına. Hava almaya mı çıkıyorsun sen kendini göstermeye mi?"
"Of anne şaka yapıyorum amma uzadı ha"
"Anneye of denmez demedim mi ben sana."
"Dedin anne"
"Dedimse neden diyorsun daha. Umursamıyormusun beni"
"Anne bunları sonra konuşsak olmaz mı"
"Hadi tamam neyse. Nereye gideceksin"
"Öyle dolaşacağım"
"İyi tamam o zaman. Keremide götür. Evde canı sıkılıyor. Tüm gün yedi bitirdi beni. Huysuzda zaten bugün"
Keremi götüremezdim ki ama. Asla olmazdı.
"Anne ya kafa dağıtmaya gidiyorum ben. Keremle uğraşamam"
"Ne kafa dağıtması kız. Bar'a falan mı gideceksin sen. Son sözüm budur. Keremi götürmezsen sende gidemezsin"
Mecburdum artık. Başka çarem kalmamıştı. Akın'da birşey demesindi artık. Ben elimden geleni yapmıştım.
"Peki tamam anne. Hazırla keremi götüreyim. Ama üstü kalın olsun. Hava serin biraz"
Yaklaşık on dakika sonra kucağımda keremle dışarı çıkmıştım. Benimle dışarı çıkmayı çok seviyordu ve şuan gülümseyerek etrafa bakıyordu elleri boynuma sarılı bir şekilde.
"Mutlusun bakıyorum kerem bey" dedim ona bakarak.
Bana bakarak kafasını salladı sertçe. Kafasını kafama vurmasıyla ben acıyla inlerken o ise bana gülüyordu.
"Oğlum sen bebeksin bebek. O nasıl kafadır. Benim ki acıdı çocukta tık yok. Tüm erkekler mi kalın kafalı yoksa benim kardeşim mı öyle ya"
Hala bana bakarak gülüyordu.
"Bakma bana öyle tatlı tatlı. Şurada ısırırım seni" dedim bende ona gülerek.
Böyle dememle boynuma sarılıp başını omzuma koymuştu. Bense ona daha çok sarılıp telefonumu çıkarıp akına mesaj attım. Keremle uğraşırken sahile yetişmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rastgele Numara | Texting |
Teen FictionRastgele seçtiği bir numaraya attığı mesaj hayatını ne kadar değiştirebilirdi ki. Elbette bu düşünceyle atıyordu mesajı. Derdini anlatma amacıyla. Ama hiç umduğu gibi olmadı. ******** BM: Merhaba BM: Öncelikle bir konuda anlaşalım BM: Telefon sapığı...