“Gidemem artık oraya” dediğim yere yeniden gittim.
-Cemal Süreya.
@sellleman 'a tüm samimiyetimle... ♥
Bölüm 2. | ☂
Utanç içinde eve doğru ilerlerken ilk defa yürürken müzik bile dinlemiyordum! Çalan telefonumun sesi önce azar azar sonra yükselerek çalmaya başladığında,başımı yerden kaldırmayı akıl edebilmiştim. Yavaş yavaş pantolonumun cebinden çıkarttığım telefonumun ekranında,büyük harflerle “SELİN” yazıyordu. Tam da umduğum gibi,beni başka kim arardı ki sanki?
“Efendim?”dedim mırıldanır tonda telefonu açtığımda.
“Ciddi olamazsın.”dedi gülen bir tonda Selin hattın diğer ucundan. Neyden bahsediyordu bu?
“Ha?”dedim aslında hiçte kibar olmayan bir tonda. Ağzımdan istemsizce kaçmış olması olasıydı.
“Az önce olanlar da neydi öyle?”dedi gülerken. Bu sefer ses tonu güler gibi çıkmamıştı,direk olarak gülüyordu!
“Selin..”dedim yorgun bir tonda. “Aslında ne dediğini anlamıyor olabilirim şu an.”
Karşı taraftan gülme sesleri kesilirken ciddi bir şeyler söyleyeceğini düşünmeye başlamıştım.
“Saçma saçma konuşmayı kes,Gökçe.”dedi ciddi bir biçimde. Düşüncelerimde haklıydım,biliyordum böyle olacağını işte. “Az önce yaptığın o saçma davranış da neyin nesiydi öyle? Seni kafeden gördüm..” dedi hızlıca.
Bir kez daha aklıma yaptığım saçmalık geldiğinde,eminim ki kızarmaya başlamıştım. Ah,cidden. Neden böylesine saçma davranmıştım ki sanki!
“Hepsini mi gördün?”dedim mırıldanır gibi. Ciddi hali bir anda kahkahalar ile dağılıp tuzla buz olmuştu.
“Haydi kafeye geri dön de konuşalım.”dedi kıkırdarken. Kafeye geri dönmek mi? Ciddi olamazdı…
“Saçmalama!”dedim tıslar gibi. “Kafeye geri dönmem demek kiraz ağacı çocuğumun yanından yeniden geçmem demek oluyor. Nasıl yanından geçebilirim?”
“Kiraz ağacı çocuk mu?”dedi yeniden kıkırdarken. “O da ne öyle? Ah her neyse onu bırakalım da,şu an ağacın altında ya da etrafında kimsecikler görünmüyor. Gel hadi.”dedi sabırsız bir tonda.
“Tamam.”dedim. “Geliyorum.” Tam emin olamasam da Seline güvenerek adımlarımı yeniden kafeye doğru yönlendirdim. Umarım kimse yok derken ciddidir…
//
Kafeye adımımı attığım anda,Selin ayağa fırlayıp koluma yapıştığı gibi beni kalktığı masaya doğru sürükleyip oturttu.
“Hadi.”dedi aceleyle. “Hemen anlatıyorsun bana neler olduğunu.”
“Bir şey olmuş gibi mi görünüyor şapşal!”dedim üst dudağımı sinirle yukarı doğru kaldırırken. “Ah,cidden ne kadar aptalcaydı o hareketim. Utancımdan ölmek istiyorum!!” Ellerimle yüzümü kapatırken şimdide başımı masanın üstüne gömmüştüm.
Selin’in kıkırtısıyla başımı masanın üstünden kaldırırken,arkadan gelen Meral Teyzeyi gördüm.
“Hoş geldin güzelim.”dedi kocaman gülümserken. “İyi misin? Yüz ifaden biraz korkutucu görünüyor.”
Selin kahkahalar eşliğinde Meral Teyzeye bakarken,Meral Teyze anlamsızca bakışlarını üzerimizde gezdiriyordu. Sonunda pes eder gibi ellerini yukarı kaldırdı. “Anladım. Siz gençlerin davranışlarına gerçekten bir anlam verilemiyor. Gidip size içecek bir şeyler getireyim ben en iyisi.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiraz Ağacı | ['17 itibari ile devam edecek]
Teen Fictionsoul kitaplığı. ✎ © Her hakkı saklıdır.