Bozulan planlar

880 150 1.2K
                                    

Keyifli okumalar dilerim güzellerim...

Keyifli okumalar dilerim güzellerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Genç kız sabah erkenden uyanmıştı. Nedenini bilmediği bir heyecan, tarifsiz bir enerji vardı içinde ve bu onun uyumasını engelliyordu.

Her zamankinden daha mutluydu bu gün, belki de ilk kez güçlü olmanın verdiği his yüzünden ona öyle geliyordu.

Bahçeye çıktığında tüm bedenine işleyen serin hava onu titretse bile derin bir nefesi içine çekti. Güllerinin yanına vardığında eline aldığı budama makasıyla birkaç yaprağı ve fazla sivri dikenleri olan dalları keserken aklı hala dün yaptığı cesur davranıştaydı.

Aslında, söz konusu canından sevdiği ve değer verdiği şeyler olunca Rosé tanınamaz hale geliyordu, bundan şikayetçi de değildi. Ama iş ne kadar ciddileşirse Rosé de o kadar başka biri oluyor, normalde olsun yapmayacağı kadar kötü şeyler yapabiliyordu.

Birini öldürebilecek kadar kötü şeyler...

Dün gece eğer Ga Young ileri gitseydi, Rosé de kendini kaydedebilirdi. Tanrı'ya şükür ki ikiside kendini tutmayı bir şekilde başarmıştı.

Gülleriyle biraz ilgilendikten sonra vakit geçirmek adına bahçede dolaşmaya karar vermişti genç kız. Sabahın erken saatlerinde yalnızca kuş sesleri varken köşkün sakin bahçesi, adeta çevresindekilere huzur dağıtıyordu.

Genç kız, göle bakan çardağın yanından geçerken dışarıdan köşkü izleyen birinin olduğunu farketti.

Gördüğü sima oldukça tanıdıktı lakin kim olduğunu bir türlü çıkaramamıştı. Genç kız hala gizemli bulduğu yabancıyı incelerken, aniden kesişen bakışlarıyla donup kalmıştı.

Onu fazlasıyla tanıyormuş gibi hissediyordu ama ona bir o kadar da yabancıydı.

O kendiyle çelişmeye devam ederken, adamın el işaretleri yapmasıyla kendine gelmiş ve merakına yenik düşerek onun yanına doğru ilerlemeye başlamıştı.

Eğer onu tanıyorsa veya da kim olduğunu bilmek istiyorsa, bunu ancak yanına giderek anlayabilirdi zaten.

Adamın yanına vardığında, karşısındaki beden samimi tutmaya özen gösterdiği sesiyle konuşmaya başlamıştı, "Beni tanıyorsun ama aynı zamanda da tanımıyorsun değil mi Chaeyoung?"

Rosé adamın dedikleriyle adeta buz kesmişti. Normalde beyaz olan teni sanki mümkünmüşçesine daha da beyazlaşmış, nefesini kesen kelime yüzünden titremeye başlamıştı.

'Belki de sadece tesadüftür, bilmiyordur' diye geçirdi içinden.

Lakin yanılmıştı. "Ahh üzgünüm, 'Rosé' ismine hala alışmadım da.. Küçükkende böyleydi aslında ama neyse." Rosé daha da afallarken tüm bedenini daha büyük bir korku sarmıştı.

Mystery Of The TownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin