~•~
"Baba, hiç birşey göremiyorum." Küçük kız kıkırdayarak, söylendi.
"Biraz sabırlı olmalısın, prenses." Clint, mırıldandı.
Küçük kız oflayarak, ağlamaklı bir sesle ayaklarını yere vurdu. "Ama ben beklemek istemiyorum!"
"Ah, tamam o zaman ben de, bu süprizi yan komşumuz Aisha'ya yaparım."
Aisha Miller.
Kate'in baş düşmanı.
"Hayır hayır! Ona süpriz filan yapamazsın! Sen benim babamsın bana süpriz yapmalısın! O sinsi sürtüğe değil!"
Clint, kaşlarını çattı.
"O kelimeyi de nereden öğrendin?!"
"Tony amcadan tabii ki."
"Ah, tabii ki. Böyle olacağını tahmin etmeliydim. Neyse artık gözlerini açabilirsin!"
Kate, sabırsızlıkla yerinde zıplamaya başladı.
"Süpriz!"
"Bir ok tahtası mı?"
"Evet? Beğenmedin mi?"
"Dalga mı geçiyorsun? Bayıldım!"
Küçük kız hemen, ok tahtasının yanına gidip, onu incelemeye başladı.
"Bu mükemmel! Ne zaman başlıyoruz? Nasıl yapacağım? Yayım nerede? Öğrenmem ne kadar sürer-"
Clint, Kate'e durmasını söylemek istercesine işaret parmağını sallayıp, güldü.
"Hey hey, sakin ol. Bu işler hemen ilk günde öğrenilmez. Şimdi yanıma gel de nasıl yapıldığını göstereyim."
Kate paytak paytak babasının yanına koşup derin bir nefes aldı.
Clint, ona nasıl duracağını ve yayı nasıl tutması gerektiğini gösteriyordu.
"Şimdi!"
Kate, yayı gerip, oku attı. Ok kaldırımda yürüyen bir yaşlı adamın başına gelmişti.
Clint yüzünü ekşitti. "Ah, acıtmış olmalı."
Kate sızlanmaya başladı.
"Yapamayacağım işte! Hiç öğrenemeyeceğim okçuluğu!"
Clint, gülümseyip elini, Kate'in omzuna koydu.
"Bu daha ilk denemendi. Bir şeyi ilk denemede yapabiliyorsan ya çok yeteneklisindir ya da elementleri kontrol edebiliyorsundur."
"Wanda gibi mi?"
"Wanda gibi."
Clint, yeni bir yay çıkarıp, Kate'e uzattı.
"Şimdi, hadi bir daha deneyelim."
Kate sızlanarak yayı aldı.
"Şimdi!"
Kate, gözlerini kapatıp, oku serbest bıraktı.
"Oldu mu?"
"Ah, hayır pek sayılmaz..."
Kate, gözlerini açtığında genç bir adam yerde can çekişiyordu.
"En azından yaşıyor."
Kate yayı sinirle yere atıp, ağacın altına oturup, başını kolunun arasına yerleştirdi.
Neden bu kadar beceriksizdi ki? Alt tarafı bir oku hedefe doğru atacaktı! Bu bu kadar zor olmamalıydı! Oysa ki babası bunu her gün yapıp, dünyayı kurtarıyordu! Ah, o babasını hak etmiyordu.
"Hey, dünyadan Katie'ye!"
Clint, çömelip, Kate'in saçıyla oynamaya başlayıp, onu rahatsız etmeye çalışmıştı.
Bu, Kate'i gerçekten rahatsız etmişti.
Ama, Clint, Kate'in ağlamaya başlamasını beklemiyordu.
"Ben senin kızın olmayı hak etmiyorum! Bir tane oku bile atamıyorum! En iyisi sen Aisha'nın babası ol, o velet çok yeteneklidir. Hemen beceriverir okçuluğu."
Clint güldü.
"Okçuluğu beceremiyorsun diye seni evlatlıktan red edeceğimi mi düşünüyorsun? Ah, hayır kimse benim prensesimin yerine geçemez. Ayrıca o Aisha sürtüğüde ona babalık yapacağımı sanıyorsa avcunu yalasın!"
Kate, burnunu çekerek kıkırdadı.
"Şimdi, hadi son bir kez deneyip, akşam yemeği molası verelim. Olmazsa yarın devam ederiz."
Kate, başını sallayıp, babasından yardım alarak ayağa kalktı.
"Derin nefes al. Unutma zamanımız var. Acele etme."
Kate, derin bir nefes alıp, gözlerini kapatıp, babasının komut vermesini bekledi.
"Şimdi!"
Ok, ellerinin arasından usulca gitti.
Gözlerini açmaya korkuyordu.
"Başardın!"
Kate, şaşkınlıkla gözlerini fal taşı gibi açtı. Yapmıştı!
"Yaptım!"
Clint, elini "çak" yapınca, Kate hemen ona karşılık verdi.
"Aferin sana! Yapacağını biliyordum!
"Ama, daha iyi olman için pratik yapman lazım. Ama tabii ki önce yemek! Alıştırmalara yarın devam ederiz."
Kate kıkırdayarak, hızlıca eve doğru koşup, annesine yaptıklarını anlattı.
Clint arkasından gülerek, oku aldı.
Ne çabuk büyüyorlardı....
"Seni öldürmek istemiyorum ama mecburum, baba...."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
༄𝐑𝐄𝐌𝐄𝐌𝐁𝐄𝐑༄ || Daughter(s) Of Stark
Fanfiction#1daughterofstark #4romanogers #13natasharomanoff "Bana söz vermiştin!" Genç kız, ellerini saçlarının arasından sinirle geçirdi. Gözyaşlarına hakim olamıyordu. Keşke Linda burada olsaydı. Ona destek olurdu. Her zaman ki gibi. "Üzgünüm, ama sizi tanı...