Korku içinde koşarak bahçeye ilerliyordum. Her yaklaşmamda Sevda'nın bağırışı daha çok artıyordu ve daha çok canım yanıyordu. Bahçeye geldiğimde yerde bana sırtı dönük bir şekilde ağlıyordu. Yanına gidip önüne oturdum eli yüzü hep kanlar içindeydi.
Şaşkınlıkla "Noldu sana?" Diyebildim. Burçin'e baktım korku dolu gözlerle bize bakıyordu. "Düştü" demişti endişeli bir sesle.
"Tamam tatlım sakin ol". Sakinleştirmeye çalışıyordum ama ondan daha çok ben endişeliydim.Kucağıma alıp salona getirdim. Koşarak mutfağa gidip ilk yardım malzemelirini aldım. İçeriye geldiğimde koltukta hâlâ ağlıyordu. O gözlerinden akan her yaşa dayanamıyordum. Yanına oturdum elimi çenesine koyup yüzüme bakması için yukarı kaldırdım. "Bak şimdi sakın korkma birazdan geçecek".
Tentürdüyotla yarasını temizleyip yara bandı yapıştırdım. Canım benim nasıl düştüyse artık dizleri çok kanamıştı. Neyse ki halletmiştim. Yarasını kapattıktan sonra Burçin gelip Sevda'ya sıkıca sarıldı. Kulağına eğilerek birşeyler mırıldandı. Çok kısık söylediğinden tam anlamamıştım.
🧸🧸🧸🧸
Bahçe de düştükten sonra teyzem gelip yaramı sarmıştı. Ona bugün olanlardan dolayı kızgındım aslında ama bir yandan da haklıydı. Çünkü odayı çok dağıtmıştım. Annemde odamı ne zaman dağıtsam hep bana kızardı.
Annem aklıma gelince gökyüzüne doğru baktım. Ne bir bulut vardı ne de yıldız. Masmavi sönük bir gökyüzü vardı yukarıda.
Bir de ay dede. Bütün bir yuvarlak olmuştu bana gülümsüyordu sanki. Tabi gülümserdi, çünkü o annemi almıştı benden. Annem babam oradaydı. Bu yüzden mutluydu ay ama ben mutlu değildim. Üzgündüm, annem bunu görmüyor muydu?Kapının açılmasıyla arkamı döndüm. Gelen teyzemdi. Odanın içi karanlık olduğundan nerede olduğumu görememiş beni arıyordu. O haline gülünce beni farketmesiyle bana döndü. Işığı yaktı ve "napıyorsun sen burada bakıyım" diyerek yanıma geldi. Elini omzuma koyup iki dizinin üzerinde eğildi ve yüzüme baktı öylece anlamlı ama bi o kadar da boş bir ifadeyle.
"Hiç öylesine gökyüzüne bakıyorum." O da benim baktığım gökyüzüne çevirdi bakışlarını. Sonra yine bana döndü. "Onları özlüyorsun değil mi?" Başımı evet anlamında salladım. Gözlerim dolmuştu neredeyse ağlayacaktım. Annem, babam yoktu ve ben onları çok özlüyordum.
"Ben de çok özlüyorum biliyor musun?" Başımı teyzeme çevirdim o ise hala gökyüzüne bakıyordu. "Ama Allah sevdiği insanları yanına alırmış hep. Anneni babanı da çok sevmiş. Bu yüzden onları da yanına aldı."
"Ne yani beni sevmiyor mu?" Soruma şaşkınlıkla baktığında afalladığını gördüm. Önce bir duraksadı hemen cevap vermedi. Sonra ise gülümseyerek "Tabiki de seviyor hem de çok seviyor."
"Peki neden beni yanına almadı"
"Çünkü sen daha çok küçüksün"
Derin bir nefes çekti sonra geri bıraktı. Gözleri ağlamaktan şişmişti. Olayı geçiştirmek ister gibi "Hadi saat geç oldu yatağına yat uyu." Diyerek beni yatağa doğru götürdü.Yatağıma geçip yattım. Teyzem de yatağa geldi sırtını yatağın başlığına dayayıp üzerimi örttü. Elini başıma koydu ve saçlarımı okşamaya başladı. Zaman geçtikçe gözlerim ağırlaşıyor, kapanmaya başlıyordu. Alnımda ki öpücükle gözlerimi araladım. Teyzem birşeyler mırıldanıyordu ama uykulu halimle ne dediğini anlayamıyordum.
🧸🧸🧸🧸
"Anne... Baba... Nerdesiniz?"
"Sevda tatlım uyan"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Masalı
Teen FictionÇok küçük yaşta ailesini kaybetmiş Sevda'nın hayatını anlatıyor. Zorluklarla geçtiği bu yolda bir de kardeş hasretiyle yanan Sevda bu durumla nasıl başa çıkacağını bilemiyor. Zaman hep birbirini kovalarken hayat onu su gibi ordan oraya taşıyor ama o...