Bölüm 5

201 17 21
                                    

Bölüm şarkısı: Olivia Holt-Fearless

Gerçekten olaylar peş peşe geldi. Evde internet gitti. Arızalandı. Babamın başının etini yiyerek interneti hallettirdim ve yeni bölümle karşınızdayım. ______________________________________________________________________________

Durdu. Vallaha durdu! Billaha durdu! Yemin ederim durdu! Durduuu!  

''Evet durdu!'' Ses Cenk'ten çıkmıştı. ''Ben sesli mi düşündüm?'' dedim kızararak. Gerçekten utanmıştım. Cenk eliyle yüzünü kapayarak '' Evet!'' dedi. 

Dudağımı kıvırarak ''Bana sinirlenme.'' dedim. Yere baktım. O karşımdaydı. Yanıma oturdu. Kollarını sıkıca belime sardı. Bende kollarımı beline doladım. Buna ihtiyacım vardı. 

Saçlarıma öpücükler kondurdu. ''Sana sinirlenmedim. Korkmanı istemiyorum. Ben yanındayım.'' dedi. Birden hızlı hızlı nefes almaya başladım. Kalbim hızlı hızlı çarpıyordu. Cenk bana baktı.

''İyi misin?'' 

Hızlı hızlı nefes alıyordum. Her yer dönüyor. Cenk ne ara inek oldu?...

*   *   *

Gözlerimi ovuşturarak kalktım. Uzun süre etrafa bakındım ve bana ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. En son lunaparktaydık. En üstte dönme dolap durmuştu. Bayılmış olmalıyım.

Elimle yüzümü  sıvazladım. Ayağa kalkmaya çalıştım fakat başaramadım. Bileğim çok acıyordu.

Bir saat önce...

Cenk'ten...

Ada'nın kolları birden serbest kaldı. Ada'ya baktım. Bayılmıştı. Lan her şey ters gidiyor. Ağızlarına ettiklerim Ceren'le  Berke'de gittiler. ''Lan kız bayıldı. Çalıştırın şu lanet şeyi.'' diye kükredim. Aşağıdan ses geldi. ''Abi bugün hallolmaz. İtfaiye merdiveni getireceğiz.'' dedi. Hay ben bu işin. Ben bunu dediğimde itfaiye merdiveni geldi. 

Ada'yı merdivene kucağımda götürürken oraya düşürdüm. Eğer uyanık olsaydı beni yaşatmazdı. Hemen Ada'yı yerden aldım. Bende bindim. Merdiven aşağı indi. Yine Ada'yı kucağıma alırken düşürür gibi oldum. 

Bu kız gerçekten kilo almış. Ama bunu ona söylemeyi düşünmüyorum. 

Yere inmiştik. Ada'yı arabaya bindirdim. Bende sürücü koltuğuna geçtim. Hızlı bir şekilde sürmeye başladım. Aniden kırmızı ışık yandı. Bende frene bastım. Basmamla arkadan 'Güm!' diye bir ses geldi. Umarım tahmin ettiğim şey değildi yoksa pek yaşayacağımı sanmıyorum. 

Arkama endişeyle döndüm. Tahmin ettiğim şey değildi. En azından tam olarak değildi. Ada'nın camdan fırladığını düşünmüştüm. Ama o yere kapaklanmış. 1 derece daha iyi. Değil mi?

Ne saçmalıyorum ben? Ada beni öldürecek. Üzgünüm Ada. Şu an arabadan inip seni düzeltemem.

Bu sefer gerçekten hızlandım ve evlerine vardım. Arabayı uygun bir yere park ettim. Hemen inip Ada'yı kucağıma aldım. Düşürmeden(Allah'a şükür) kapılarına gittim. Ayağımla kapıyı çaldım. Berke kapıyı açtı. Hiçbir şey demeden Ada'nın odasına girdim. Onu yatağına yatırdım. Sonra da kapısını kapadım. Salona geçtim. Koltuğa oturdum. Berke ve Bera oturmuş bana anlatmamı beklermiş gibi bakıyorlardı. Anlatmaya başladım. 

''Ada'nın yükseklik kokusunu biliyorsunuz. Berke bir kız gördü, Ceren kaçtı. Bizi dönme dolaba bindirdiler. Dönme dolap en tepede durdu. Ada bayıldı. Onu birkaç kez düşürdüm,bunun bir önemi yok ve-'' Berke araya girdi. ''Nasıl? Onu yere mi düşürdün.'' dedi gülerek. Kafamı kaşıdım ve bu önemli değil.'' dedim. Bera ''Cenk. Kız zaten salaktı. Bir de düşürmüşsün. Onunla aynı evde yaşıyorum. Beni hiç mi sevmiyorsun?'' dedi alayla. ''Ben ne yapayım kilo almış. Vallaha taşırken geberiyordum.'' dedim içimi dökerek. İkisi aynı anda ''Hiiiiiiiiih! Neler diyoor!'' dediler ellerini ağızlarına götürerek. Gözlerimi devirdim. ''Onu boş verinde hastahaneye götürsek mi? Bayıldı kız.'' dedim. Bera eliyle boş ver dermiş gibi hareket yaptı. ''2 dakika sonra ayılır.'' dedi. Öne doğru eğilip, dirseklerimi dizlerime koyup ellerimi birbirine kenetledim. ''Ee. Siz ne yapıyorsunuz?'' dedim. Bera ''Sevgili meselesi.'' dedi. Berke ''Ben face çalıyorum.'' dedi çok normalmiş gibi. Gerçekten şuan çok sıkıcılar. 

Ada'nın odasından sesler gelince oraya doru ilerledim. Kapıyı çaldım. Şimdi üstünü filan giyiniyordur... Cırlamasına katlanacak durumda değilim. 

İçeriden ''Gel'' sesi gelince odaya girdim. Yatakta oturmuş bileğini tutuyordu. Demek ki onu düşürdüğümde bileğini incitmiş. 

Yavaş adımlarla yatağına ilerleyip yatak ucuna oturdum. ''Bileğin mi acıyor?'' dedim. Bileğine hafifçe bastırdı ve yüzünü buruşturdu. ''Evet'' dedi. Sonrada ''Bayıldığımı biliyorum ama...Bileğim?'' 

Elimi enseme koyup başımı eğdim. Sonrada''Belki seni düşürmüş olabilirim.'' dedim. Ada gözlerini açarak ''Ne?!'' dedi. Bende direkt olarak olanları anlattım. ''Öküz,hayvan,ayı,mal-'' diye bağırırken bana yastık fırlastıyordu. O sırada parmağımı dudağına koydum. Sustu. ''Hakaretlerin bittiyse bir bakalım asık surat.'' dedim. Bana ''Ben suratımı asmıyorum.'' dedi. Bunu söylerken bile suratını asıyordu. Güldüm ve ''Bunu söylerken bile suratını asıyorsun Ada.'' dedim. Kaşlarını çattı. Çok karamsarsın asık surat.

-Lan kızı kaç kez düşürdün. Devreleri yandı. Ne bekliyordun?

-Sana konuş diyen mi oldu be!

-Sus bakayım. Ben iç sesim. 

-Yürü git. Lan anamdan beter iç sesim var.

İç sesimin konuşmasına izin vermeden  Ada'nın bileğine baktım. Birkaç kez oynattığımda acıdığını gösteren sesler çıkarttı. Bileği burkulmuştu. Birkaç hamleyle bileğini hallettim.

''Affettin mi?'' dedim dudağımı kıvırarak. Kollarını birleştirdi ve''Düşünmem lazım.'' dedi.  Hamlemi yapıp yanağından öptüm. ''Şimdi affettin mi?'' dedim. Güldü ve ''Beni nasıl yumuşatacağınızı çok iyi biliyorsunuz Cenk Bey.'' dedi. ''Hımm. O zaman bana sarılmanızı istesem karşı çıkmazsınız Ada Hanım.'' dedim. Kollarını açtı. Bende ona sarıldım. 

O anda kapı açıldı ve ''Öhööm,öhööm.'' dedi. Arkamı döndüğümde Bera'nın kapıda durduğunu gördüm. Ada hemen geri çekildi. Karşısında ağabeyi duruyordu. Her ne kadar 1 yaş fark olsa da ağabeyiydi. 

Bera'ya 'Ne oldu?' dermiş gibi kaş göz yaptım. ''Annem Cenk'i çağırıyor.'' dedi. 


Yıllar SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin