16.Bölüm

656 64 7
                                    

Eylül ayının sonlarıydı.

Gerçektende şuan İsveç'e, Kuzey ışıklarını izlemeye gelmişlerdi. İki kişilik çadırı tek başına kurmaya çalışan adama baktı Kyungsoo. Bazen çok romantik bazen tam psikopat bazende çocuk gibi davranıyordu.

Tek başlarına değillerdi, kendileri gibi çadır kuran, çoktan kurmuş ve eğlencesine bakan insanlar vardı. Yanlarında aşık oldukları insanlar ve dillerinde geleceğe ait planlar vardı.

Jongin'i tek başına bırakarak, henüz buz tutmamış göle yöneldi. Işıklar göle yansıyor, muazzam görüntü oluşturuyordu.

İster istemez gülümsedi.

Belkide öleceği gerçeğini bir kenara bırakıp bu anın tadını doyasıya çıkarabilirdi.

"Çok güzel değil mi?"

Duyduğu yabancı sesle hemen soluna döndü. Tanımadığı biri vardı yanında. Kendi yaşlarında olduğunu tahmin ediyordu çocuğun. İngilizce konuşuyordu.

"Evet." Dedi tekrar önüne dönerek. "Çok güzel." İngilizce bildiği için içi gururla doldu.

"Her yıl gelirim buraya. Her yıl ilk defa görmüş gibi heyecanlanıyorum."

Kyungsoo gülümsedi. Gerçekten, eşsizdi. Bu manzarayı tarif etmek için doğru kelimeyi bile bulamıyordu.

"Ben Mark" Adama tekrar döndüğünde, elini uzattığını gördü.

"Kyungsoo."

Elini uzatacağı sırada, beyninin içinde yankılanan kalın ve tehtid dolu sesle bedeninden ürperti geçti. 'Sakın.' diyordu ses. 'Sakın o adamın elini tutayım deme.'

Jongin'e aitti bu ses. Kafasını onun olduğu tarafa hızla çevirdiğinde, kırmızı gözlerini adama dikmiş olduğunu gördü. Hızlı, çok hızlı adımlarla geliyordu. Sertçe yutkundu.

"Özür dilerim." Dedi adama hızlıca ve Jongin'e doğru yürüdü.

"Jongin."

"Çadıra gir."

Jongin'in göğsüne koydu ellerini. "Jongin sakın bir şey yapma."

Jongin bir anda ona baktığında, tekrar titredi Kyungsoo. Kırmızı gözlerinden adeta alev fişkırıyordu.

"Sana çadıra gir dedim." Kelimeleri tek tek ve oldukça sinirle söylemişti. Bağırmıyordu belki ama bağırmasından çok daha beterdi ses tonu. Kyungsoo, Jongin'in montuna sıkıca tutundu.

"Lütfen." Dedi sesinin cesur çıkması için uğraşarak. "Hiçbir şey yapmadı, sadece adını söyledi, onunla arkadaş olmadım. Olmayacaktımda."

Jongin bir anda, Kyungsoo'yu omzuna aldı. Kyungsoo ne olduğunu anlayamadan kendini çadırın içinde bulmuştu.

"Burada bekle." Dedi Jongin, sesi netti.

Hızlı bir şekilde çadırdan ayrıldı. Kyungsoo, ağzında atan kalbi ile öylece duruyordu. Üşüdüğünü bile hissetmiyordu.

Tek hissettiği korku idi.

-------
Düşündüm ki sizi biraz merakta bırakayım.

I'm A Vampire // KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin