Sananın anlatımıyla
Mark matematik dersimiz bıraktıktan sonra başka bir öğretmen girmeye başlamıştı. Adı Moon byul ve gerçekten hayatımda hiç bu kadar matematik dersini anladığımı hatırlamıyorum. Birazcık fizik hocam kıskana bilir. Olsun o kadar.
Ha birde Markı günlerdir göremiyorum. Normalde dersimizden ayrıldığı için görmezken şu son 2 haftadır okulda yoktu. Kimsenin haberi yoktu.
Müdürle konuşmaya gittim ama beni kaç kes geri çevirdi.
Neymiş öğrenciler bir öğretmeni niye bu kadar merak ediyor. Ona ne ki? O ne karışıyor.
Evet öğrenmek için tek bir çarem kalmıştı. Somiye yalvarmak zorundaydım. Çünkü o okulun müdürünün kızıydı ve müdür bu konuları bir tek onunla konuşuyordu.
Bunu söylemeye giderken birden Jacksonın Somi ile konuştuğunu duydum. Sonra farkettirmeden dinlemeye başladım.
Jackson: Markın nerede olduğunu öğrenebildin mi?
Somi: Öğrendim ama benimle çıkacağına söz vermen lazım
Jackson: Söz Somi söz
Somi Jacksonın dudağına bir öpücük kondurdu. Jackson göz devirerek
Jackson: Somi söyle artık
Somi: Tamam tamam.
Dedi ve evin adresinin yazılı olduğunu umduğum kağıdı Jacksona uzattı. Jackson arabasına doğru yönelirken peşinden koştum. Jackson arabaya binmiş tam çalıştıracakken bende yanına oturdum.
Sana: Bende seninle geliyorum.
Jackson sanki her şeyi biliyormuş gibiydi. Sesini dahi çıkarmadan arabayı sürdü. Markın evine vardığınızda zili çaldık. Birazcık bekledikten sonra Mark kapıyı açtı.
Jackson başka bir odaya girdi. Ona karışmasın. Ne yapacağını biliyor gibiydi.
Çok halsiz ve hasta görünüyordu. Koluna girip onu oturma odasındaki koltuğa yatırdım.
Sonra bende o koltuğun yanındaki koltuğa oturdum.
Sana: Hastaneye gittin mi?
Bunu birazcık sert bir şekilde sormuştum.Mark: Evet
( dedi ve masanın üstündeki raporları işaret etti.)Kalktım ve raporlara baktım. •2 hafta istirahat• bunu görünce üzüldüm. Zaten onu çok fazla göremiyorum şimdi hiç göremeyeceğim. Bakmaya devam ettim ve grip yazıyordu.
Kibirli bir şekilde oturduğum yere geri döndüm ve konuştum.
Sana: Ne güzel seni bir haftadan daha uzun bir süre daha görmeyeceğim.
Mark: Bende çok mutluyum.
Sana: bana iyi davranmanı öneririm. Farkındaysan hastasın yani ben senden güçlüyüm.
Kibirli bir bakış attım.Mark yattığı yerden birazcık doğrularak konuştu.
Mark: Merak etme hastada olsam senden daha güçlüyüm.
Sana: hahahaha
çok komiksin. Daha ayakta duramıyorsun.Göz devirdi. Ona yaklaştım ve meydan okurcasına bir bakış attım. Oda bana aynı şekilde baktı.
O anda Jackson kapıya dikildi. Bize markete gideceğini ve o zamana kadar birbirimizi öldürmememiz gerektiğini söyledi ve gitti.
Bizde Markla birbirimize bakıp güldük.
Sana: Merak etme seni öldürmem.
Mark: yani öldüremezsin ve yine merak etmeki sana zarar vermem.
Çok komiksin. Dedim ve kutsallığına bakınmaya başladım. Aralarında Markın günlüğünü gördüm. Başka kitapların arasında saklayarak çantama attım Mark hiçbir şey farketmemişti. Kitapları inceliyormuş gibi yapıyordum.
Mutlu oldum çünkü artık o avcunun içinde sayılırdı. Belki de bu günlük sayesinde eski markı tekrar kazanabilirim.
______________
Evet sır perdesi artık yavaş yavaş açılıyor.
Bu gün iki bölüm birden yazdım okuyan herkese çok teşekkürler 💖
Ve oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın⭐
Sizleri seviyorum 🍓🌸🍓🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan_Marksana
FanfictionHemen arka sokağa girdiğimde Jin kanlar içinde yerde yatıyordu. Mark elinde bıçakla beni fark edince yüzüme bakmaya başladı. Mark:Sana hayır göründüğü gibi değil ben yapmadım. Mark: Ben sadece onu engellemeye çalıştım. O anın şokuyla kalakaldım.