Umut , beni yaşamaya iten tek şeydi. Ailemi bulabilmek , biliyorum , inanıyorum yanı başımızda olmasa bile uzaklarda belki biraz ilerde bizim için bir yaşam vardır, kim bilir ki...
- Hey ! Peter sana bir şey sorabilir miyim?
- Tabi ki sor.
- Sen yalnız mısın ? Yoksa bir gruplamısın ?
- Bir gruplayım.
- Yaa demek öyle ya grubun beni istemezse ? O zaman napıcam ?
- Grubumuzun lideri iyi , cesur bir adam merak etme seni alıcaktır. Aaa burada kısık sesle konuş lütfen !
- Neden ?
- Çünkü seni duyarlar , koklarlar. Aslında kan kokusundan çok ışık , ses, onların dikkatini çok çeker.
- Peki öyle yaparım o zaman.
- Soruların bitti mi?
- Çok mu var daha ? Yoruldum da...
- Hayır , hayır dayan az kaldı.
- Bazı şeyleri çok özlüyorum. Mesela ailemi , çikolatayı , hatta okulu , arkadaşlarımı.
- Üzgünüm sana aileni şuan bulamam , arkadaşlarınıda ve okuluda ama çikolatayı bulabilirim.
- Gerçekten mi?
- Tabiki de...
Gülümsüyorduk. Karanlık sokaklarda yürürken , duvarların kanla yazılmış yazılarla olduğunu fark ettim. Yerlerde parçalarla, cesetler doluydu. Cesetlere basmamak için sağa sola dönüp duruyordum. Peter arkasına dönüp çabama gülüp duruyordu.
- Onlara basmayayım derken yere çakılacaksın, benden söylemesi.
- Onlara basamam , bunu benden isteme. Aaaaaaaaaaaa !
Çığlığım kulağımı sağır etmişti. O kadar çok korkmuştum ki ellerim ayaklarım titriyordu.
- Ne olduuu ? Aman Tanrım ! Tamam korkma .
Ölülere basmayayım derken aniden bi ölü canlanıp ayağımı yakaladı ve o sırada çığlığı bastım. Az kalsın ayağımı ısırıyordu. Ölülerin tehlikeli olduğunu bir kez daha anlıyordum. Yanımda Peter olmasaydı yaşadığım panikten kımıldayamazdım , ölüye yem olurdum. Peter elindeki silahın arka tarafıyla ölünün kafasını parçaladı. Bu gördüklerimin gerçek olması gerçekten korkunçtu. Bu gördüklerim "Testere" filminden ya da "Korku Kapanından"bir sahne olmalıydı. Bu tür filmleri izlerken miden alt üst olurdu ama bunların bir gün gözümün önünde olacağını hiç tahmin etmezdim. Peter ölünün kafasını parçalayıp beni yanına doğru hızlıca itti , birbirimize çok yaklaşmıştık , göz gözeydik ellerim onun göğüs kafesindeydi, başımı kaldırsam neredeyse dudak dudağa olacaktık , kalbimin hızlıca çarptığını duyuyordum ve onunkide çarpıyordu. Bu arada ne kadar yakışıklı ve kaslı olduğunu fark etmiştim. O sırada çok utanç verici bir şey oldu , çok acıkmıştım ve karnımın içinde çalan keman sesi hızlıca yükselmiş ve Peter ' da bunu duymuştu. Aman Tanrım bu utanç vericiydi. Yüzüm kızarmıştı.
- Aaa tamam (Birbirimizden ayrılırken) seni kurtardığıma göre önümde yürümeye ve de hızlı yürümeye ne dersin ?
Gülümsedim ve o da gülümsedi.
- Ne yani sen bana yavaş mı demek istiyorsun ?
- Aaa tam olarak aslında yavaş ve dikkatsiz demek istemiştim. Hadi şurda oturup yemek yiyelim bir molayı hak ettin.
Utanmam daha da artmıştı.Çantasından iki tane konserve mısır çıkarıp açtı ve bana uzattı. Önümüzde duran merdivene. Oturup yedik ve kalktık.
- Doydun mu?
- Aaa evet Peter teşekkürler.
- Önemli değil bu sadece mısır.
İkimizde gülümsüyorduk. Az önce ki yaşadığım korkuyu ve utanmayı hemen üzerimden atmamı sağlamıştı. Aslında düşünüyorum da Peter olmasa tek başıma nasıl yapardım. Şu yürüdüğümüz korkunç sokaklarda tek başıma yürümek gerçekten düşüncesi bile korkunçtu. Hızlı adımlarla yürürken sesler duyulmaya başladı. Aslında korkmuştum, arkamı dönüp Peter'a baktım.
- Endişelenme , onlar kilitliler ve dışarı çıkamazlar.
- Bundan pek emin değilim.
Önüme döndüm ve yürümeye devam ettim. Sokak giderek darlaşıyordu ve darlaştıkça sesler yükseliyordu. Bu sokak sanki sonsuzdu. Ucu görünmüyordu. Biraz daha ilerlediğimizde duyulan seslerin tamda yanına gelmiştik. Bir kapı vardı , kapı kapalıydı ama arasında biraz boşluk vardı. Kapı çok korkunçtu , az olan boşluktan içerideki ölüler ellerini dışarıya çıkarmışlardı. Kapının üzerinde "Açmayın içeride ölüler var" yazıyordu. Bide bu yetmezmiş gibi sokak iyice daralmıştı. Arkamı döndüğümde bir baktım ki Peter yok!
- Aman tanrım ! Peterrr , Peterrrr
Kendime hakim olamamıştım , korkuyordum yüksek sesle Peter ' ın ismini haykırıyordum. Ben yüksek sesle bağırdıkça ölüler daha çok ses çıkarmaya , daha çok çıkma mücadelesi veriyordular. Benim kokumu almış olmalılardı. Aptallık ediyordum ama Peter'ın ismini haykırmaktan başka bir şey yapamıyordum.
- Peterrrrrrrr ! Neredesin ? Çabuk gellllll
Ağlamaya başlamıştım , ellerim başımın arasına sokulmuştu. Düşünemiyordum , beni terk mi etmişti , beni bırakıp nasıl giderdi üstelik bana ailemi bulmama yardım edeceğine söz vermişken...
Ölülerin inleme sesleri benim korkuma daha çok korku katıyordu. Birbirlerini itiyorlardı sanki , ellerini dışarıya çıkarmak için çıldırıyorlardı. Sanki bu neye yarayacaktı ki...
Peter'ın gelip gelmediğini kontrol etmek için gözümü korkunç kapıdan çektim ve arkamı döndüm ve bir ses duyuldu.
- Aman tanrım ! Hayırr bu olamaz...
Sanırım bu kapının açılma sesiydi. Hızlıca arkamı döndüğümde sayılarını tahmin bile edemeyeceğim kadar çok ölü üzerime geliyordu. Korkum beynimi durduruyordu , çalışmasına engel oluyordu.
- Aman Tanrım ! Şimdi napıcam ?
Ayaklarım ellerim hatta saç telime kadar titriyordum yavaşça arkaya doğru yürüyordum. Koşmayı denemeye karar verdiğimde ise lanet olası bacaklarım koşmuyor sürekli düşüyordum. En sonunda bir duvara çarptım ve işte sanırım herşey burda son bulacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennemde Kabus
ActionYalnızım sadece yalnızım... Bu kocaman şehirde. Neden bu sessizlik ? Ne oluyor ?Gökyüzü neden simsiyah ? Saat kaç ? Hangi aydayız ? Bugün günlerden ne ? Annem babam kız kardeşim neredeler ? Neden kimse yok ? Herşey o kadar anlamsız ki sanki bir kab...