Artık ölüydüm. Yani bir kaç saniye sonra ölmüş olacaktım. Herşey imkansızdı. Savaşmam lazımdı ama ben daha nasıl savaşacağımı bile bilmiyordum. Peter beni bırakıp gitmişti ve açılmaz dediği kapı açılmış , bütün ölüler üstüme geliyordu. Zaman o an en önemli şeydi. Ellerimi kafamın üstüne koymuştum. Bu çok aptalcaydı , sanki biri beni dövecekmiş gibi duruyordum aslında öldürmeye geliyorlardı. Gözlerimi sıkıca kapatıp artık ölmeyi bekliyordum. Herşey bitmişti , ailemi bulma umutlarım , başka bir yerde hala yaşamın olduğuna dair umutlarım ve Peter , herşey yok olmuştu. Ölmeyi beklerken , biri beni kolumdan tuttu ve beni dehşetle ayağa kaldırıp kendime getirdi. Ne olduğunu anlamadan koşmaya başladık ve tabiki ölülerde arkamızdaydı. İşte oydu Peter'dı, geri gelmişti. Beni bırakıp gitmekten vazgeçmiş olmalıydı. Arkasına dönüp ,
- "Daha hızlı koşmalısın" dedi. Bende onaylarca kafamı salladım ve hızlıca koşmaya başladım. Peter o kadar hızlıydı ki , benimde hızlı olmam gerekiyordu. Hayatımda hiç bu kadar hızlı koşmamıştım. Resmen uçuyordum. Yarışlara katılsam ve böyle koşsam kazanabilirdim. Peter birden durdu ve ellerini bacak dirseğine koyarak dinlenmeye , nefes almaya çalıştı. Bende durdum ve o an ne kadar yorulduğumu , kalbim sıkıştığını , ayaklarımın ağrıdığını fark ettim. Gerçekten koşmak çok yorucu diye düşündüm. Peter arkasına döndü ,
- Başını belaya sokmak zorunda mısın?
- Sen beni bırakıp gitmek zorunda mısın? Diye sordum ve sonra sorumu düşündüm de bu soru çok saçmaydı. Sanki ben onun neyi oluyordum ki neden beni bırakıp gidemezdi.
- Ben seni bırakıp gitmedim.
Dedi ve elini cebine attı ,
- Al , bunu almak için gitmiştim. Sadece sürpriz yapmak istedim.
Gerçekten hem çok şaşırmış ve de çok utanmıştım. Cebinden bana çikolata çıkarmıştı. Hemde en sevdiğim bitter çikolatalardan. Beni bırakıp gitmemişti. Sadece bana çikolata almaya gitmişti ve ben beni bırakıp gittiğini düşünüp onu suçladım , bu çok utanç vericiydi.
- "Şeyy , ben ne çok üzgünüm. Aptallık ettim özür dilerim" diyerek elinden çikolatayı kaptım ve hemen açıp yemeye başladım. Peter gülümsedi ve
- "Peki seni affediyorum" dedi.
Çok mutlu olmuştum. Herşey yolunda giderken bir ses duyduk ve ikimizinde gözleri fal taşına döndü. Bu Aman Tanrım ! Uçak sesiydi. İkimizde hemen kafamızı kaldırıp gökyüzüne baktık.
- Peter ben yanlış duyup , yanlış görmüyorum değil mi?
- Hayır bu gerçek. Haftalardır uçak görmüyordum. Demekki hala bir umut var.
- Hey Peter belkide bu uçak bizim "Kurtuluşumuzdur".
Birbirimize baktık ve sonra uçağa doğru el sallayıp , "Heyy ! Burdayız" diye seslenmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennemde Kabus
ActionYalnızım sadece yalnızım... Bu kocaman şehirde. Neden bu sessizlik ? Ne oluyor ?Gökyüzü neden simsiyah ? Saat kaç ? Hangi aydayız ? Bugün günlerden ne ? Annem babam kız kardeşim neredeler ? Neden kimse yok ? Herşey o kadar anlamsız ki sanki bir kab...