Azer Kurtuluş & Karaca Kurtuluş

430 27 6
                                    

İyi okumalar

Sabahın erken saatlerinde Karaca ve Azer uyanmıştır

Azer: günaydın gülüm
Karaca: günaydın hayatım
Azer: Karaca benim hemen çıkmam lazım
Karaca: Ya bir dur kahvaltı yapalım
Azer: gülüm gidip annemleri alıp geleceğim sen de o sırada kahvaltı hazırlarsın
Karaca: Tamam o zaman ben aşağı inip kahvaltıyı hazırlayayım Sen de annemleri al gel
Azer: Tamam ama o yılmaz'ı da uyandır benimle gelsin
Karaca: Tamam hemen gidip uyandıracağım (Karaca odadan çıkar ve Yılmaz'ın odasına gider yılmaz'ı bir iki defa dürter ama Yılmaz uyanmaz Yılmaz'ınbaşı yanındaki komedide bir bardak su var Karaca'nın fark eder ve eline alıp Yılmaz'ın suratına döker)
Yılmaz: AAA yenge ne yapıyorsun
Karaca: ne ne yaptın uyandırdım seni işte hadi kalk abin seni aşağıda bekliyor
Yılmaz: Ya yenge saat kaç ki ve abim benden bu saatte ne istiyor
Karaca: saat 8 ve gidip annemlere alacaksınız hadi
Yılmaz: Ya yenge iyi hatırlattın ya
Karaca: neyi
Yılmaz: Barış bey havaalanına motor istedi benden gidip onu götüreceğim onu
Karaca: Tamam hadi hızlıca hazırlan abin aşağıda çok bekletme sonra sana kızıyorun
Yılmaz: tamam yengem sen çık 10 dakikaya geliyorum (Karaca Yılmaz'a tamam der ve odadan çıkar nehir'in odasına gider nehir'in kapısını çalar)
Nehir: gel (Karaca odaya girer beni yerin eşyalarını topladığını görür)
Karaca: nehir neden eşyalarını topluyorsun
Nehir: Karaca Bir haftadan fazladır sana rahatsızlık veriyorum Ben artık gitsem
Karaca: iyi de neden durup dururken
Nehir: Karaca durup dururken değil sana çok fazla rahatsızlık verdim Ben artık gitsem lütfen izin ver
Karaca: Tamam izin vereceğim ama sana bir sorum var kalacak yerin var mı
Nehir: Evet hastaneye geri döneceğim
Karaca: Hayır olmaz biliyorum çukura gitmek istemiyorsun O yüzden ben seni azerin diğer evine götüreceğim seni
Nehir: Karaca gerek yok Ben kendi başımın çaresine bakabilirim
Karaca: biliyorum gerek yok Sen kendi başının çaresine bakabilirsin ama lütfen izin ver bu kadarını yapayım
Nehir: Tamam ama sadece geçici bir süre kalacağım Karaca şimdiden söylüyorum
Karaca: nehir Tamam biliyorum amcam seni aldattın Evet ama şu an çok pişman ve seni her yerde arıyor lütfen ona bir şans daha ver
Nehir: bilmiyorum Karaca hiç düşünmedim bunu
Karaca: Tamam işte düşün
Nehir: düşüneceğim
Karaca: Tamam bunu da hallettiğimizi  göre Ben aşağıya inip kahvaltı hazırlayayım
Nehir: Ben de yardım edebilir miyim sana
Karaca: tabii ki de gel (Karaca nehir aşağıya inip kahvaltı hazırlarlar o sırada Azer ve Yılmaz havaalanına varmış olurlar)

Azer: Yılmaz oğlum bu ne
Yılmaz: abi vallahi benim bir suçum yok Barış çok ısrar etti o yüzden getirdim
Azer: ulan Barış (o sırada kapıdan barış ve Ceylan çıkar Azer onları görür onların yanına gider)
Azer: hoş geldiniz
Ceylan: (koşarak Azer abisi sarılır) hoş bulduk abim
Yılmaz: ee anam nerede
Barış: abi anam bir süre daha Adana'da kalacak
Azer: hayırdır bir sorun mu var
Ceylan: yok abi sorun
Azer: ee  O zaman neden gelmedi
Barış: abi annem çocukların başında kalmak istedi
Azer: anladım
Barış:Yılmaz abi senden istediğimi getirdin mi benim için
Yılmaz: getirdim
Ceylan: Barış burada da mı bitmedi mi şu motor sevdan
Barış: senin nasıl silah sevdan bitmediyse benimde motor sevdam bitmedi Ceylan hanım
Azer: hadi yine başlamayın kavgaya yengeniz evde sizi bekliyor geç kalmayalım
Ceylan: Tamam hadi gidelim o zaman (azer Yılmaz Ceylan arabaya biner Barış motorla eve gider kapıyı çalar Karaca açar)
Karaca: hoş geldin Ceylan (Ceylan Karaca sarılır )
Ceylan: hoş bulduk yenge
Karaca: Sen de hoş geldin Barış
Barış: hoş bulduk yenge
Karaca: annem nerede
Azer: Gülüm bir içeriye alsan da orada mı soru sorsam bize hem ben açım bana ilk önce yemek yedir daha sonra sorularına cevap veririm
Karaca: (Karaca gülümser ve Azer cevap verir) Azer Ben seni her zaman aç gördüm hadi girin içeriye (kahvaltı yapıldıktan sonra dün gece sözleştik leri gibi silah yarışmasına giderler)
Karaca: hadi Azer çıkalım bak geç kalacağız
Azer: Tamam gülüm hadi barış Ceylan siz de gelin
Karaca: Evet ya Ceylan senin gelmen şart Çünkü kızlar erkeklere karşı yapacağız erkeklerin 3 kişi biz iki kişiyiz Sen de gelir misin
Ceylan: Tamam gelirim kim kim gidiyoruz
Karaca: Yılmaz abin Azer abin benim abim Akın Bir de en yakın arkadaşım Duygu (Yılmaz duygu'nun adını duyunca söylenmeye başlar)
Yılmaz: Ya yenge şart mıydı duygu'nun gelmesi
Karaca: Evet Yılmaz gerekli (barış'a döner ve der) Barış sen de gel
Barış: sağ olun Ben almayayım Ben motorumla İstanbul turu yapacağım
Azer: Tamam o zaman çıkalım (ormanda bir yere giderler Akın ve Duygu çoktan oraya gelmiştir)
Duygu: Ya kızım beklemekten ağaç olduk nerede kaldınız
Karaca: ee ne yapalım Duygu hanım ancak gelebildik
Akın: (Akın karaca'yı sarılır) nasılsın
Karaca: iyiyim sen
Akın: Ben de iyiyim (arabadan en son Ceylan indiği için Akın Ceylan'ın yeni fark eder Akın Karaca'nın kulağına eğilir ve der ki) bu kim
Karaca: pardon benim aptallığım hemen sizi tanıştırdı yorum Ceylan Kurtuluş azerin kız kardeşi abim Akın koçovalı Bir de en yakın arkadaşım Duygu
Ceylan: memnun oldum
Akın: ben de
Yılmaz: hadi ya başlayalım sizi burayı bir gömelim de
Duygu: fazla iddialı konuşma Yılmaz Kurtuluş kimin buraya gömüleceğini az sonra görürüz
Karaca: katılıyorum hadi başlayalım
Akın:şişeleri dizdim zaten ne zaman isterseniz o zaman başlarız
Azer: gülüm başlamadan önce benim sana bir şey vermem gerek
Karaca: ne vereceksin
Azer: baban ve abin sana her şeyi öğretmiş benim sana bir şey öğretmene gerek yok o yüzden ben de sana ufak bir hediye aldım
(Kutudan silah çıkartır ve karaca'ya verir)
Karaca: bayıldım çok güzel ya Azer (silahın üstüne Karaca'nın adı yazıyordu Karaca dayanamaz Azeri sarılır ve öpecekken akın ses çıkartır ve Karaca akın'ın orada olduğunu fark eder)
Akın: ee diyorum ki artık başlasak mı
Karaca: Tamam başlayalım artık (1 saat sonra kazanın kızların takımı olur)
Duygu: ye birileri az önce sizi buraya gömeceğiz diyordun nerede onlar
Yılmaz: Duygu sen kaşınıyorsun
Duygu: çok korktum Yılmaz gel kaşı
(Yılmaz Duygun üstüne yürür hiç kimse konuşmaz herkes bu iki giysiler)
Yılmaz: bak Duygu kaşırım
Duygu: çok korktum ya sen bir denesene bak ben sana o zaman ne yaparım Yılmaz bey (Yılmaz gittikçe duygu'ya daha fazla yakınlaşır)
Yılmaz: bak Duygu tehlikeli sularda yüzüyorsun
Duygu: ne boş konuşuyorsun Yılmaz (Yılmaz' Duygu çok yakınlaşır hatta Yılmaz duygu'nun tam yüzünü karşısında durur)
Yılmaz: boş konuşuyorum öyle mi (Yılmaz duyguyu öper)

Evet arkadaşlar bölümü nasıl buldunuz lütfen yorum yazmayı ve oy kullanmayı unutmayın

AzKarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin