Azer Kurtuluş & Karaca Kurtuluş

323 27 2
                                    

İyi okumalar

Karaca: abartmayın gerekeni yaptım
Barış: vay be yenge
Yılmaz: yalnız yenge şu an ben senden bayağı korktum
Karaca: çok komik Yılmaz Barış ne yaptın işleri Her şey hazır mı
Barış: her şey yolunda yenge
Karaca: Barış bir sorun çıkmasın
Barış: çıkmayacak yenge
Karaca: hadi o zaman eve gidelim akşam yemeğine geç kalacağız (iki kardeşte yengelerin başları ile onaylar depodan çıkarlar eve giderler kapının önünde onları biri bekliyordun) senin burada ne işin var
Celasun: seni görmeye geldim
Yılmaz: yenge bu sürekli her yerden çıkıyor bu kim ya
Karaca: eski eniştem
Barış: O ne demek
Karaca: hani benim ölmüş bir kuzenim var ya işte onun kocası (Karaca akşın adını söylediği için birazcık üzülür)
Barış: özür dilerim yenge hatırlattığım için
Karaca: önemli değil canım sende defol git buradan celasun
Celasun: Karaca önemli şeyler var konuşmamız gereken
Yılmaz: galiba yengemi duymadın git buradan
Karaca: bir dakika Yılmaz dinliyorum seni celasun
Celasun: burada mı konuşacağız bunların yanında mı
Karaca: Evet konuşabilirsin Yılmaz ve barıştan hiçbir şey saklamam Ben anlat
Celasun: Tamam anlatıyorum Arık Böke erdenet vardiya
Karaca: ee ne istiyor
Celasun: o değil onun babası seninle görüşmek istiyor Cengiz erdenet
Karaca: ne neden
Celasun: artık çukur'un başında senin olduğunu duymuş seninle konuşmak istiyor
Karaca: Tamam bir görüşelim bakalım ne istiyormuş
Barış ve Yılmaz: olmaz yenge
Karaca: olur ne zaman dedi
Celasun: dedi ki Karaca hanım ne zaman müsaitse o zaman uğrasın yanıma
Karaca: Tamam o zaman yarın bir uğrayalım yanına
Celasun: Tamam ben gidiyorum
Karaca: git (celasun gittikten sonra iki kardeş Karaca'nın karşısına geçip konuşmaya başlarlar)
Yılmaz: yenge birazcık konuşsak mı
Barış: katılıyorum Yılmaz abi mi konuşalım
Karaca: Tamam başlayın dinliyorum
Yılmaz: yenge sen Kimin ne görüşmeye gittiğini farkında mısın
Karaca: Cengiz erdenet ten niye herkes bu kadar korkuyor
Yılmaz: yenge biz korkmuyoruz Ama senin başına bir şey gelmesin diye uğraşıyoruz Çünkü  ben abime bir söz verdim seni koruyacağım O yüzden gitmeyeceksin
Karaca: ben o adamla görüşmeye gideceğim konu kapanmıştır başka bir şey yoksa yemek yiyelim uyumak istiyorum
Yılmaz: Tamam ama ben de geleceğim
Barış: bari izin ver biz de gelelim seninle
Karaca: Tamam (yemek yedikten sonra herkes uyumaya çıkar yarın sabah kahvaltı yaptıktan  sonra herkes evden çıkar Yılmaz barış ve Karaca Cengiz erdenet ile görüşmeye giderler)
Cengiz: hoş geldiniz
Karaca:  bence biz hiç konuyu uzatmayalım direkt siz ne istiyorsunuz onu söyleyin
Cengiz: güzel seninle iyi anlaşacağız söylüyorum o zaman çukur'un
Karaca: (kahkaha atar) çukur'u öyle mi
Cengiz: Evet
Karaca: Cengiz bey biliyor musunuz çukuru kaç insan istedi ama hepsinin de sonu mezarda oldu  dikkat edin sizin de sonunuz onlara benzemesin
Cengiz: Ben hiç kimseye benzemem Karaca hanım
Karaca: Ben de hiç kimseye benzemem Ben de bir kırmızı çizgi var ve o çizgiyi geçtiniz an gözüm hiç kimseyi görmez
Cengiz: nedir kırmızı çizgimiz
Karaca: onu da o zaman görürsünüz
Cengiz: peki öyle olsun bir şey daha var siz Karaca koçovalı bir Karaca kurtuluşunuz yanlış mı biliyorum
Karaca: Evet bir kurtuluşum ama aynı zamanda bir  koçovalı ayrıca oğlumuza söyleyin bir daha beni öldürmek için itlerini yollamasın
Cengiz: Ben senin onlardan farklı olduğunu düşünmüştüm seninle anlaşırız anlaşacağız  düşünmüştüm
Karaca:  sizinle anlaşma yapmayacağım (Cengiz tam konuşacakken Arık girer içeriye)
Arık: vay vay vay Karaca hanım buraya gelmişsiniz hiç haber vermiyorsunuz
Karaca: Ben seninle konuşmaya gelmedim babanla konuşmaya geldim şimdi de bitirdim gidiyorum
Arık: Ya bir dur biz de bir konuşalım
Karaca: benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok Bir de bir dahaki sefere beni öldürmek istersen itlerini yollama kendin gel karşıma çık tabii sende o g** varsa
Arık: Ama senin gibi bir hanımefendiye yakışıyor mu küfür etmek
Karaca: hem de çok güzel yakışıyor  Bir daha söyleyeyim mi Sen de o g** varsa itlerini yollamaz sın kendin gelirsin
Cengiz: Tamam yeter
Karaca: Ben gidiyorum (der ve gider arabada Yılmaz ve barış onu bekler Yılmaz sorar)
Yılmaz: eee yenge ne istiyor bu
Karaca: ne isteyecek çukuru istiyor
Yılmaz: Sen ne dedin
Karaca: sence Yılmaz
Yılmaz: Tamam anladım yenge
Karaca: ne yaptın yüzük işi hallettin mi
Barış: halletti yenge halletti
Karaca: nerede teklif edeceksin
Yılmaz: vallahi yenge bilmiyorum bir yardım mı etsen
Karaca: bak şimdi sade güzel bir yere götür dediğim gibi sadece güzel bir yer olsun Çünkü çok şık yerleri sevmez
Yılmaz: sağ ol yenge (o sırada barış'ın telefonu çalar)
Barış: ne oldu Tamam hemen geliyoruz
Karaca: ne oldu Barış nereye gidiyoruz
Barış: yenge dünkü şerefsiz yine gelmiş
Karaca: Ya ben bunu uyarmadım mı bir daha karşıma çıkma demedim mi ne yapayım şimdi kafasına mı sıkayım
Yılmaz: tamam yengem sakinleş Bir bakalım ne istiyor (depoya vardıklarında Karaca arabadan inip taner'in karşısına geçer)
Karaca: lan ben seni uyarmadım mı bir daha karşıma çıkma demedim mi oğlum eceline mi susadın niye sürekli karşıma çıkıyorsun
Tamer: kocanız ne zaman çıkar hapisten
Karaca: lan sana ne
Yılmaz: hadi defolun gidin buradan
Barış: ya da kısaca şöyle söyleyelim s***** onun gidin buradan
Taner: Tamam Azer bey çıktığında mutlaka onunla görüşeceğiz
Karaca: he he görüşürsün (Taner gittikten sonra Karaca saatte bakar ve saat neredeyse 7 gelir Yılmaz'a döner) Yılmaz duygu'yu arasana
Yılmaz: iyi hatırlattın yenge (Yılmaz duygu'yu arar Duygu hemen açar) Alo
Duygu: efendim
Yılmaz: nasılsın iyi misin
Duygu: Ben iyiyim sen nasılsın birkaç gündür yanına gelemiyorum
Yılmaz: iyiyim canım ama sana hafif bir küsmüş olabilirim
Duygu: ee o zaman ne yapalım Yılmaz bey bizi affetsin
Yılmaz: Bir düşüneyim buldum fazla bir şey gerek yok benimle akşam yemeğine çıkar mısın
Duygu: Tamam ne zaman
Yılmaz: yoldayım desem
Duygu: tamam kapat hadi hazırlanayım (Yılmaz telefonu kapattıktan sonra Duygu hemen hazırlanır Yılmaz gelip duyguyu alıp akşam yemeğine götürür yemek bittikten sonra tatlılarını söylerler Yılmaz karaca'yı dinler duygu'yu güzel ama sade bir yere getirir)
Yılmaz: Duygu Ben sana bir şey söylemek istiyorum daha doğrusu bir şey teklif etmek istiyorum
Duygu: söyle
Yılmaz: (elini cebine atıp yüzü çıkartır) Duygu benimle evlenir misin

Evet arkadaşlar bölümü nasıl buldunuz lütfen fikirlerinizi yoruma yazın sizi çok seviyorum okuduğunuz için de teşekkür ederim arkadaşlar size ufak bir spoiler vereyim gelecek bölümler hakkında az kaldı yakında büyük bir sır patlatacağım

AzKarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin