♡ MERHABA CEHENNEMİM MERHABA CENNETİM ♡

25 3 3
                                    

Suga :

3 gündür Yun Hee'yi takip ediyordum ve neredeyse hakkındaki her şeyi öğrenmiştim. Küçük bir erkek kardeşi vardı. Başta onu çocuğu sanmıştım fakat yanılmışım. Erkek kardeşi ile birlikte yalnız yaşıyor. Her gün 07.00'da evden çıkıyor ve kardeşiyle okuluna kadar yürüyüp 07.30'da onu okula bırakıyor.Sonra da okulun yakınındaki otobüs durağında otobüse binip bir saatlik yolculuğun ardından inip ikinci bir otobüse biniyor. Genelde saat 08.00'da da çalıştığı hastaneye varmış oluyor. Mesaisi bitince kardeşini okuldan alıp beraber eve gidiyorlar.

Huy ve davranış olarak ise şunları öğrendim en sevdiği yemek ramendi. Ayrıca mavi rengini, kitap okumayı seven bilge ve yardımsever bir kişiliğe sahipti. Şimdiye kadar hakkında öğrendiklerim bunlardı. Şu anda ise hala onu izliyordum. İzin günü olduğu için kardeşini parka getirmiş birlikte vakit geçiriyorlardı. Yun Hee bankta oturmuş kitap okurken yanına bir kadın geldi. Anladığım kadarıyla kadın ona bir adres soruyordu. Yun Hee kardeşine bakıp hala oyun oynamakta olduğunu görünce kadına dönüp adresi tarif etmeye başladı.

Yun Hee'nin kadınla konuştuğunu gören orta yaşlı bir adam onun kardeşinin yanına yaklaştı ve ona bir şeyler söyledikten sonra ileride duran siyah bir arabaya doğru sürüklemeye başladı. Kahretsin bu herif aşağılık bir çocuk kaçakçısıydı. Yun Hee biraz uzakta olduğu ve kadınla meşgul olduğu için farkında değildi olanların. Daha fazla dayanamayıp duruma bir el atmaya karar vererek adamı durdurdum ve üst üste yumruklarımı yüzüne geçirdim. Yun Hee adamın bağrışmalarını duyup kardeşini görünce koşarak yanımıza geldi. Hemen kardeşine sarılıp

"Kang Chul iyi misin ablacığım? Burada neler oluyor bakayım?"

"Bu adam beni kaçırmaya çalıştı. Yakışıklı abide beni kurtardı." diyerek beni gösterdi.

"Aman tanrım inanmıyorum."

Dövdüğüm adamı yerden kaldırınca Yun Hee ona sert bir tokat attı ve "Seni adi herif." diye bağırdı ve hemen polisleri aradı. Adam polisi duyunca tam kaçacaktı ki ensesine onu bayıltacak şekilde vurunca yere yığıldı.

Yun Hee çok korkup endişelenmişti. Ağlayarak bana sarılıp "Teşekkür ederim kardeşimi kurtardığınız için."
dedi. Daha sonra bana sarıldığını fark edince ağlamaklı bir sesle

"Ah, şey affedersiniz bir anda oldu. Gerçekten size ne kadar teşekkür etsem az. Kang Chul bu hayattaki tek varlığımda ona bir şey olsaydı yaşayamazdım." diyerek Kang Chul'u kucağına alıp saçına minik bir öpücük kondurdu.

"Kim olsa aynısını yapardı ve elinizden geldiğince ona en iyi şekilde baktığınızdan eminim.Böyle korkunç olaylar insanın başına gelebilir ancak bundan sonra daha dikkatli olmalısınız." dedim ve Kang Chul'un saçlarını karıştırıp "Sende kendine daha fazla dikkat et olur mu yakışıklı?" diye ekledim.

Polis arabasının siren seslerini duyunca "Hoşçakalın öyleyse." diyip ayrıldım oradan çünkü doğal olarak  sonuçta bir suçlu olduğum için kaçmalıydım. Biraz ileriye gidip onları izleyebileceğim bir yerde gizlendim. Şu çocuk kaçakçısı pisliği polise teslim edip ifade verdikten sonra Kang Chul ile birlikte evlerine doğru gittiler. Bende peşlerinde ilerliyordum. Kang Chul yolda dondurmacı görünce ısrarla MinBa'dan dondurma istedi. Yun Hee kardeşini kırmayıp iki top dondurma aldı.

Kang Chul biraz hareketli bir çocuk olduğundan yanlışlıkla dondurmasını düşürmüştü. Yun Hee'de o üzülmesin diye kendi dondurmasını ona verdi. Gerçekten çok tatlı bir kızdı Yun Hee. Hem kardeşiyle öyle güzel ilgileniyordu ki sevgisi benim gibi birinin bile kalbini ısıtıyordu. Kafamı iki yana sallayarak kendine gel Suga bu kıza kapılma sakın diye kendi kendime söyleniyordum. Yun Hee eve girdiğinde onlarının gününün son bulmasıyla bende evime doğru yol almıştım.

Yolda öylece ilerlerken aklıma Yun Hee'nin aniden bana sarılışı gelmişti. Neden bana sarıldığında kendimi tuhaf hissetmiştim? Nedenini bilmiyorum ama tuhaf hissetmeme sebep oluyordu. Belki de Kang Chul'a olan davranışları bana yaşayamadığım aile sıcaklığını hissettirdiğindendir. Gerçekten bu kız cehennem gibi olan hayatımı bir cennete çevirebilir miydi? Eğer öyleyse merhaba cennetim hayatıma hoş geldin.

Choi Yun Hee :

Bugün yaşanılanlardan dolayı çok korkup üzülmüştüm. Kang Chul'a bir şey olsaydı eğer kendimi asla affetmezdim. O benim yaşama sebebimdi onsuz asla dayanamazdım bu yalan ve kötülük dolu dünyaya.
O beyefendiye çok borçluydum Kang Chul'u kurtardığı için.

"Abla bak ödevlerimi bitirdim."

Kang Chul'un sesiyle kendime gelip
"Aferin ablasının akıllı kardeşine. Ödevlerinide yaptığına göre hadi bakalım şimdi uyku vakti o zaman. Koş bakayım dişlerini fırçalıyıp sonra doğrudan yatağa gidiyorsun."

"Tamam ablacığım ama bir şey diyeceğim bugün benimle uyur musun?"

Kıyamam meleğime yaşadıklarından sonra tek kalmaya korkmuştu.

"Olur tabi." diyince yanağıma bir öpücük kondurup banyoya gitti. Ona diş fırçası ve macununu verip kendi dişlerimide fırçalıdıktan sonra yatağa gittik.

Kang Chul'u kollarımın arasına alıp sarıldım ve saçlarını okşadım. O kollarımın arasında mayışıp uyuya kalmışken ben camdan içeriye süzülen ay ışıklarını ve dolunayı izliyordum. Aklıma sabah sarıldığım kişi gelince utanmış yanaklarım kızarmıştı. Nedense tuhaf bir şekilde bunun onunla ilk tanışmamız olmadığını hissetmiştim. Zaten son zamanlarda garip şeyler hissediyordum. Sanki biri beni izliyor gibi.

Zihnimi bu saçma düşüncelerden uzaklaştırmak için Kang Chul'u uyandırmamaya dikkat eder yatağın yanındaki küçük çekmeceye doğru uzanıp üzerindeki kitabı alıp kaldığımdan yerden okumaya devam ettim.

Adam kıza yaklaşıp şöyle fısıldadı kulağına "Merhaba cennetim hayatıma hoş geldin."

Kız ise aralarındaki mesafeyi kapatıp adamı öptü ardından geri çekilip

"Merhaba cehennemim ben senin gizli cennetim." diyerek ona sımsıkı sarıldı.

Hayat böyledir işte biri diğerinin cennetiyken öteki onun cehennemi olur.

Kitabın sonu çok güzel ve anlamlı bitmişti. Kitabı yerine geri koyup gece lambasını kapattım ve gözlerimi kapatıp kendimi gecenin karanlığına bıraktım.

Yeni bölüm geç geldiği için üzgünüm.Umarım keyifle okursunuz.😊💙








PSYCHO Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin