Merhaba.Yeni hikayemin ilk bölümüne başlamadan önce sizinle hikayem hakkında ufak bir bilgilerdendirme konuşması yapmak istedim.
Öncelikle bu hikayeyi bir arkadaşımla birlikte yazıyoruz ve kurgu bize ait.
Yazarken hangimizin yazdığı belli olsun diye bölümün başlangıcına TwoWomen koydum. "Melikence8" benim, "TwoWomen" ise onun.
Ayrıca hikayenin bir diğer yarısı da onun olduğu için onu da takip etmenizi rica ediyorum.
Multimedia Alev'in bugünki kıyafetleri..
Bölüm şarkısı - Avril Lavigne-When You're GoneYazar|TwoWomen
Adım Alev. Adımı duyanların bile büyük bir önyargı ile davrandıkları bir kızım . Şu ana kadar ki okul hayatım kemik gözlüklü inek öğrenci kadar parlak olmasa da; iyi diyebilecek bir seviyedeydi. Hep sınıfın köşede tek başında oturan sessiz tiplerden olmuşumdur. Ve bunu değiştirmenin zamanı gelmişti. Yeni okulum ve yeni kişiler... Beni neler bekliyordu?
Okulun merdivenlerden usulca çıkarken bir yandan da etrafı izliyordum. Bir taraftan orta halli kişiler, bir taraftan da zengin züppe tiplere rastlıyordum. Neyse ki özel okulda değildim yoksa; bu zengin züppe tiplerin kaprisini çekmek zorunda kalacaktım. Elimdeki kağıtta sınıfım ve okul numaram yazıyordu. Emin olmak için tekrar kağıda baktım. "11/E"..
Sınıf, ikinci katta koridorun solundaydı. Beni neler bekleyeceğini az çok tahmin ediyordum. Meraklı gözlerle soru sormak isteyeceklerdi... 'Adın ne? Hangi okuldan geldin ? Neden geldin ?' gibi..
Sorulardan nefret ediyordum. İnsanlardan, konuşmaktan nefret ediyorum. Hayır, kötü biri olarak düşünmeyin beni. Sadece herkes beni üzmeye çalışıyormuş gibi davranıyor... Belki de üzmeye çalışıyordur, kim bilir ? Bunları düşünürken kendimin de dört dörtlük biri olmadığını biliyorum. Hatta 4' te ikiliğimdir belki .
Sınıfa girdim, ilk gözüme çarpan bir kız ve bir erkek oldu. Fazla samimiydiler. Sevgili olmalıydılar, beynimin içinde bir sürü senaryo oluşmuştu. Kız onlara baktığımı fark edince bana ters bir bakış attı. Yemedik ya sevgilisini... Sınıfta göz gezdirdim, birkaç tane boş sıra vardı. Yine de ayakta durmayı tercih ettim çünkü her an biri ben burada oturuyorum kalk diyebilirdi. Ayakta mal mal duruyor gibi gözükmemek için pencereye doğru gittim. Bu okulun manzarası önceki gittiğim okula göre güzeldi. Önceki okulumda sadece diğer binaları, hatta bazılarının evlerinin içini bile görebiliyordum. Tabi hal böyle olunca pencereden bakmıyordum. Burada ise dışarıya bakınca birkaç binanın çatısı ve deniz gözüküyordu. Mavi ve temiz bir deniz...
Bir an manzaraya dalıp gitmişim biraz önce gördüğüm çocuğunun beni itmesiyle kendime geldim.
'' Adımla çağırabilirsin herhalde değil mi, illâ ki itmen mi gerekiyor ?'' diye söylendim.
Çocuk dalga geçermişçesine ama belli etmemeye çalışarak :"Daha tanışmadık tanışınca seni adınla çağırırım merak etme'' dedi.
Ne kadar da aptaldım. Resmen cevabı karşısında afallamıştım. İlk günden rezil olmamak için bozuntuya vermeden: ''Tanışalım o zaman ben Alev'' dedim.
'' Bende Uygar'' deyip elini uzattı.
Nefret ettiğim bir şey daha... El sıkışmak... Ama elini havada bırakmakta olmazdı. Elini sıktım ve bir an gözüm sevgilisine gitti. Sevgilisine baktığımı anlayacak ki ona bakıp: '' O da Sahra'' dedi ve telefonu çaldığı için yanımdan gitti.
Kötü bir başlangıç olmasın diye Sahra'nın yanına gittim. Ama konuşmaya fırsat kalmadan hoca sınıfa girdi. Herkes yerine oturmuştu ama ben ayaktaydım. Hoca:
'' Sınıfa kendini tanıt, Alev Mısra Demir' dedi.
Adımı duymaktan pek hoşlanmazdım. Ama burada benim isteklerim değil hocanın dedikleri geçerli olacaktı olmalıydı.
'' Adım Alev Mısra Demir, 16 yaşındayım hobilerim arasında kitap okumak ve sinemaya gitmek var, yarışmaya İstanbul'dan katılıyorum herkese başarılar'' dedim.
Hocanın sinirlendiğinin farkındaydım, ben de ağzımdan nasıl bu cümlelerin çıktığını anlayamamıştım. Ama hoca bozuntuya vermeden; ''Ciddi bir şekilde tanıt.'' demesiyle '' Herkesin değersiz gördüğü sevmediği aşağıladıkları ve ellerinden gelirse öldürmek istediği bir kızım. Hiçbir yeteneğim de yok. Şu ana kadar yaşamam da bir mucize. Tabi buna yaşamak denirse'' dedim.
Hoca şaşırmıştı. ''Hangi okuldan geldin ? ''
'' TED Koleji''. Sınıftan ''ooOoOOoo' sesleri duyuldu. Uygarın yüzü düşmüştü aniden. Ne demiştim ki ? Özel okuldan gelmemi sorun yapıyor olamazdı değil mi ? Ama içimde huzursuzluk hissetim bir daha ona bakınca ve ekledim:
'' Burslu okuyordum'' . Bu sözü duymayı istiyordu sanki. Hoca oturacağım yeri gösterdi. Uygarın yanı... Uygar'ın yanına oturmamla Sahra: '' Kıza bak Uygarın yanına oturuyor'',diye homurdandı. Sanki ben onun yanında oturmak istemişçesine...
Ama aldırış etmedim. Hoca ders anlatmaya başlamasıyla birlikte söylediklerini bir yere yazmam gerekiyordu. Uygardan kağıt istemek için kafamı yavaşça döndürmemle birlikte göz göze geldik. Demek ki o da bana bakıyordu. Gözleri mavinin deniz tonuydu. Belki de Mavinin Uygar tonuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KURAL~
Teen FictionYaşamak için kurallara ihtiyacım vardı. Kural 1: Kimseye güvenmeyeceksin. Kural 2: Kimse üzüldüğünü bilemeyecek. Kural 3: Kimseye aşık olmayacaksın. Ta ki onu tanıyana kadar... Onu tanıdıktan sonra hayatımdaki tek kural: Kuralsız yaşamak oldu.