0.2

747 27 21
                                    

İ-NA-NA-MI-YO-RUM!! İlk günden 100 okuyucumuz var.Arkadaşım ve ben hâla şoktayız.Harikasınız sizleri çok seviyoruz.Artık okuyucularımıza özel bir ad bulacağız.Önerileriniz varsa lütfen bana mesaj yoluyla iletin.Öpüldünüz :**

Not:Okuyanların vote vermesi rica edilir.

Bölüm Şarkısı - Taylor Swift - I Knew You Were Trouble

Yazar|TwoWomen

(Bölüm kalın yazıyla *-*)

Ders boyunca bakışmıştık ne yaptığıma anlam veremesem de gözlerinde bir şey vardı. Çıkış zilinin çalmasıyla aklım başıma gelmişti. Benim kurallarım vardı uymakta zorlansam da vardı. Hayatımı daha rahat geçirmek için şartları yerine getirmem gerekti. Ama burada şartlar değişecek gibiydi. Sıradan kalkıp bir daha ki dersin olacağına bakmak için sınıf defterine baktım. Ders müzikti, oldum olası sevmemişimdir bu dersi. Belki yeteneksiz olduğumdan belki de gereksiz görmemden... Yaşıtlarımın aksine saatlerce kulaklık kulağımda şarkı dinleyen biri değildim. Müzik sınıfına çıktım. Bir üst kattaydı. Hoca teneffüse çıkmamış gitarla bir şeyler çalıyordu. Sınıftakiler memnun bir şekilde gitara eşlik ederek şarkı söylüyor ben ise kendimi o ortamdan soyutlamaya çalışıyordum. Notalar beynime basınç yapıyordu sanki. Hissedebiliyordum La-do-mi-re-do-mi-La-do. Birden omuzuma bir el dokundu. ''Artık adımı da öğrendin adımla çağır !'' diyerek arkamı döndüm uygar zannetmiştim ama hatırladığım kadarıyla bu Barıştı. Gülerek '' Tamam Alev sinirlenme! '' Bu sefer Uygar'a verdiğim cevabı vermeyecektim. Benim konuşmayacağımı anlayınca '' Yanında oturabilir miyim ? '' dedi yeterince kibar şekilde. Kafamı sallayarak onayladım. Uygar yanıma oturduğunu görünce gözlerini kısıp suçlar gibi Barış'a baktı. Tahmin ettiğim şey değildir umarım. Ben güzel bir kız değilim en azından ben kendimi güzel bulmuyorum. Boyum normal, belki normalden biraz uzun... Yüzümde tek beğendiğim gözlerimin rengi... Mavi... En sevdiğim renktir mavi... Gökyüzü kadar uçsuz bucaksız deniz kadar hırçın bir renk... Koyu mavi... Tabi şu an Uygarın sinirden koyulaşan gözleri kadar değil... Kendimi suçlu hissediyordum. Barışın davranışlarından, sadece yanımda oturması değil teneffüste durmadan bana bakması ve gülmesi bana karşı bir şey hissettiğini düşünmeme sebep oluyor. Ya da komik gözüküyordum o yüzden gülüyordu ama gülünecek bir şey de yoktu ortada. Uygara gelince, ona anlam veremiyordum zaten kız arkadaşı vardı.
Hal böyle olunca Barış'a yönelerek '' Tüh! Orada sahra oturuyordu, unutmuşum.'' dedim yalan söylediğimi belli etmemeye çalışarak. Barış sandalyeden kalkıp arka tarafa geçti. Ders boyunca beynim notalarla yaptığı savaşta beynim galip gelmiş ve sonunda ders bitmişti.
Sınıftan çıkarken tiz bir ses beni durdurdu '' Bekle !''. Arkamı yavaşça döndüğümde o kişinin Sahradan başkası olmadığını anladım. '' Efendim'' dedim tok ve kendimden emin bir sesle '' Ne istiyorsun''. Biraz daha yanıma yaklaşıp '' Kardeşimden uzak dur!'' diye fısıldadı. Ve yüzüme bakmadan kapıdan dışarı çıktı. Nasıl bir okula geldim anlamıyorum. Ayrıca onun kardeşi kim ? Herhalde dili sürçmüştü sevgilim diyecekti. Bende Sahranın arkasından sınıfa gittim. Sırama oturmamla birlikte bir tarafta Barış'ın bir taraftan da Sahra'nın bakışlarının üzerimde olduğunu fark ettim. Cidden rahatsız edici... Dayanmayıp Sahranın yanına gittim. Neden Barış değil de Sahranın yanına gittiğimi bilmiyordum. Birden sınıfta olduğumuzu unutarak '' Müzik sınıfında ne demek istedin ? '' diye bağırdım. Bana bakan yüzünü Uygar'a çevirdi. Sınıftakiler çevreme toplanmıştı. Uygar da onlardan biriydi. Dirseğimden tutup kalabalık arasından çekti beni. Uygar'ın yüzünde tek bir kas bile oynamıyordu. Nasıl bir yere gelmiştim anlam veremiyorum. Olaylar o kadar hızlı ilerliyordu ki. Kendime düşman edinmiştim, dost edinmiştim. Yok dost değil. Kurallarımı ihlal edemem. Kimseye güvenmemeliyim. Dirseğimi tutan elini tutup ittim. Beklemediği belliydi ama burada onun sevgilisini savunmasını dinlemeyecektim. Sınıftan hızlıca çıktım. Kendimi sokağa fırlattım. Daha önce kendimi böyle hissetmemiştim. Sokağın sonunda bir çardak vardı, nefesim kesilmişti. Tam çardağa oturacaktım ki yerde bir gölge gördüm. Uygar diye düşünüp kafamı hızlıca çevirdim. Ama gölgenin sahibi uygar değildi.

~KURAL~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin