Hiç bir tepki vermeden sadece gözlerime bakıyordu. Eşinin ise ağzı açık kaldı. Resmen kitlenmişti kadın. Çocuk ise "sen benim kardeşim misin yani?" Dedi. "Biz kardeşiz ama üvey kardeş!"
"Sen Ece misin? İnanmıyorum! Bunca yol sonra? Olacak iş değil!" Annem bağrış sesini duyunca hemen yanımıza geldi.
Annem , babamı ve eski en yakın arkadaşını görmekten pek haz etti diyemem. Burnundan soluyordu kadınla göz göze geldikçe.
Babam hiç bir şey demedi. Sadece bana bakıyor ve yaşadığı şoku atlatmaya çalışıyordu. "Baba, beni hatırladın mı? Bunca yıl neden benim yanıma gelmedin? Niçin beni hiç aramadın! Konuşsana dilini mi yuttun!" Babam hiç bir şey söylemeden kafasını cama doğru çevirdi ve dışarı bakmaya başladı. " Ne yani beni görmek istemiyor musun? Bunca yıl sonra sarılmayacak mısın bana?" Kollarımı açtım ve babama doğru adım atıp ona sarıldım. Ama o beni sarıldıktan sonra beni itti. "Anneni ve seni uzun yıllar önce sildim hayatımdan. Artık beni rahat bırakın!"
Annem baba çok şiddetli bir tokat attı, konuşmasından sonra. Babamın eşi yani üvey anneciğim de anneme vurmaya kalktı ve ortalık çok fena karıştı. Mağazadaki herkes bir anda etrafımıza toplandı. Annem ile üvey annem kavga ediyordu. Gerçekten traji komik bir olay yaşamıştım. Mağaza görevlisi geldi ve hepimizin dışarı çıkardı. Kavga kapının önündede son bulmadı.
Ben annemi savunmaya çalışırken, üvey kardeşim gözünü beni kestirmiş olmalı, karnıma yumruk atmaya çalışıyordu. Ona vurmak istemedim çünkü çok küçüktü.
Babam ise bütün bu kavgaya kayıtsız kaldı. Sanki hiç bir şey olmamış gibi sigarasını yaktı, bir ağacın altına gidip içmeye başladı...
En son artık polisler geldi ve herkesi karakola götürdü. Babamla bu şekilde karşılaşmayı hiç hayal etmemiştim. Bütün bu yaşananları haketmediğimi düşünüyordum. En son iki tarafta şikayetçi olmayınca birbirinden herkesi serbest bıraktılar.
Babamı hiç bir zaman affetmeyecektim. Bu yaptıklarından. Arabaya binip otele gittik. Annem "gördün mü ne kadar aşağılık bir baban olduğunu?" Bir daha sakın onun ismini azına bile alma!" " ben zaten görmem gerekeni gördüm anne! Zaten bir babam yoktu ama en azından hayatta olduğunu düşünüyordum. Artık babam benim için yaşamıyor, anladın mı!"
Başım dönmeye ,kollarım karıncalanmaya, gözlerim kapanmaya başladı. "Neyin var Ece! Kendine gel." Annem omzumdan tutup beni otel odasından çıkarttı. Birlikte asansöre bindik. Son gördüğüm şey ise yere doğru sırt üstü düşerken asansörün tavanından kendimi görmem oldu.
Gözlerimi açtığımda ise bu aralar sık karşılaştığım bir manzara ile karşılaştım. Yine tepemde gözü alan ampüller. Ortam çok gergin gibi gözüküyordu. Odada üç dört tane doktor vardı ve annem içerde değildi. Uyandığımı farkettiklerinde ise bana hemen beyin tomografisi çekmek için götürdüler. Cihazın içine soktuklarında ise asla kıpırdamamı söylediler. Zihnimde sadece tek biri vardı, Caner. Onu hastanede gördüğüm gün tutulmuştum zaten. Umarım onu unutmadan önce sevgili olmuşudur çünkü ona açılıp reddedilmekten çok korkuyorum.
Tekrar odama döndüğümde ise annem beni odada bekliyordu. "Ece, bir yerin ağrıyor mu?" "Çok az başım ağrıyor ve inanmayacaksın ama Babamın şu an yanında olmasını istiyorum. "Ece sen şimdi uyu ben sabah babana bir şekilde ulaşıp buraya getireceğim söz..."
Uyandıktan kısa bir süre sonra odaya bir doktor girdi. "Ece, bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Söylemek zorundayım çünkü bunu bilmen gerekiyor. Ece, beynindeki tümör 2. Evreye geçmiş ve çok büyümüş. Seni en kısa zamanda ameliyat etmem gerekiyor."
Ece'nin babası gibi vurdumduymaz tanıdıklarınız varsa buraya etiketleyin.
İnstagram: omerfaruik
Kankalarım oy vermeyi sakın unutmayınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut
RomanceBütün acılara rağmen içinde bir çiçek gibi büyüttüğüm aşkımı, her gün hayallerle suluyorum.